Didim Günlükleri (V) – Dünya ve Türkiye Gündemine Koko’lu Bakışlar

En genel anlamda dünyaya baktığımda, “güçler dengesi” açısından, iki kutuplu bir hal görüyorum. Bu iki kutup iki grup ruh hastası güruhtan oluşuyor. Nedir bunlar? Ya da, kimdir bunlar?..

Birinci grup-güruh, dinsel kökenli, yani ilkel köklerden uç alıyor. Çöl halilülasyonları gören ruh hastalarının yüzyıllar önce uydurduğu dinlerden, en çok tutanının taraftarlarının torunları bunlar. Şimdi, “Yahudi dini” diyeceğim; kızacaklar bana. Çöl kökenli bütün dinler, diye anlayın siz.

Havalar sıcak. Hem alttan hem üstten kızdırınca, peygamber türetmesi normal o çöllerin.

İkinci gruba geçelim. Yani, iki kutuplu dünyanın ikinci kutbunda kimler var? Onlar da, daha değişik ve eski inanç köklerine sahip ruh hastaları. Biraz şeytana-taparlık, biraz … neydi o Tom Kuriuz‘un tarikatı? Uzaylı kökenli bir inanış…

Yani, sonuçta bir savaş-ım olacak. Yine, iki kutuplu başka bir hale evrilecek dünya. Daha dijital veya tam dijital hale gelecek dünya. Robotların ve yapay zekanın hakim olduğu, insanların sayısının çok çok azaldığı bir dünya. Sonuçta, yine iki kutuplu bir dünya. Belki bir kutup daha eklenebilir.

Ülkemizi de tabii ayrı gayrı düşünemeyiz bu kutbii evrilmeler sürecinde.

Ülkemize gelelim…

AKP, baktı ki kara delik kapanmıyor; derinlemesine bir müdahaleye başladı.

Türkiye, değerli insanların çok olduğu da bir ülkedir. Ekonomik potansiyellerimiz çok yüksek; ben, bunun farkındayım. Fakat neden en çok enflasyonu biz yaşıyoruz? Neden burnumuz .oktan çıkmıyor? Bunun yanıtını çok da aramak gerekmiyor.

Merkez bankası‘nın başına biri gelir; Ayşe gelir, Ahmet gelir fark etmez…Merkez bankasının veya topyekun ekonominin ve maliye sisteminin başına ben gelsem (Ümit SÖNMEZ), hatta bir 10 IQ‘lu biri bile gelse, yapacağı şey, şu an AKP‘nin yaptığı şey olurdu zaten: Suç örgütleriyle mücadele.

Öyle de ilginç bir şey ki; “suç örgütü” kavramı masum bir kavram gibi kalıyor bizim ülkemizde.

Meseleyi şöyle anlatmaya çalışayım: bir haber yayınlandı-BASİT bir haber. Mersin limanında 630 kilo uyuşturucu yakalandı…

Peki, yıllardır kaç yüz ton uyuşturucudan gelen milyarlarca dolar kara para nerede? Bu kara para, başka ülkelerde de aklanıyor, diyebilirsiniz. Fakat, bu kara para, BU KARA DELİK, burada bu ülkede ve “paradan para kazanma” sistemine aktarılıyor. Yani, bizim ekonomik sistemimizin zayıflığı burada.

Üreten, namusuyla çalışan, katma değer yaratan insanların emeği, benim senin emekleri, sokakta gördüğün çocukların rızıkları bu kara deliğe akıyor.

Birkaç haber: “rektörün arabasında uyuşturucu yakalandı..”, “emniyet müdürlüğünde zula yakalandı..”, “x ülkü ocağında uyuşturucu zulası olduğu tespit edildi..”

Siz bu haberleri 10 binle çarpın.

Neyse. Bunları zaten 10 yaşında çocuklar bile biliyor artık. Raks edelim, vals edelim.

https://youtu.be/disqzLW1QJA?si=i7AuPFXVK5WK2fz2