
Ara ara şehir içinde de turluyorum. Ufak tefek işlerim için. Bu gün de yine evden çıkıp yukarı, şehir merkezine-çarşıya doğru yollandım. Ortaokul caddesi üzerinden yavaş yavaş yürüdüm. 19 Mayıs yolunu da geçtim. Tapu‘nun bulunduğu sokaktan yoluma devam ettim.
Tam tapunun oradan geçerken yine Tecavüzcü Nuri‘nin karısını gördüm. O da aşağı doğru geliyordu. Bu kadını ne zaman görsem, “böyle avanak Karadenizli olur mu!” diye bir cümle çıkıyor ağzımdan. Bu cümle istemsiz şekilde çıkıyor ağzımdan.
Okuyucuya Hatırlatma:
Sıbyancı, yani Tecavüzcü Nuri, yaklaşık 35 yıl önce Söke‘de 10-11 yaşlarında bir kız çocuğuna tecavüz etmiş bir tip. Uyduruk bir-iki belgeyle memur olmuş, sonra ona buna fındık fıstık ısmarlamış sınıf değiştirmiş, şuna buna rakı karı ısmarlamış Ankara‘ya kaymış, ne iş yaptığı belirsiz; kendini eğitimci diye tanıtan, aslında eğitimci olmayan, hatta mesleki başka bir vasfı bile olmayan; sonra Ankara‘da da hırsızlık-yolsuzluk işlerinden başını alamayan, olaylar patlak verince kendini Didim‘e aldırtan bir tip. Hırsız da yani Nuri. Soyu bozuk; burada da boş durur mu.
Kadın, o derece safalak yani! Romanımızın safalak karakteri olacak, Zeliha. Adı, Zeliha.
Bazen, yani onu gördüğüm zamanlardaki bazen’i kastediyorum; omuzlarından tutup, biraz silkeleyip; yahu kadın, uyan artık! diyesim geliyor.
Fakat aslında durum biraz farklılaşmış; kadın ufaktan ufaktan uyanmaya başlamış. Cinsel tatminsizliği devam ediyor; o durum hep aynı. Diğer türlü uyanmadan bahsediyorum. Etraftan da biraz çıtlatmaya başlamışlar. “Eli kulağında!” derler ya; 5-6 ay’ı bulmaz, Nuri‘yi defetmesi.
…
Devlet’e sapık denmez. Yani böyle bir ifadede mantık hatası var zaten. Roman da, yani kafamdaki taslak romanda farklı bir devlet tasviri oluşturmalıyım.
Bu saf kadın, bütün kirleri ortaya çıkaran bir öğe olacak. Kontrast ayarı olacak yani. Hep kötü şeyler anlatırsam etkili olmaz; bir veya iki saf öğe olmalı. Zeliha, saf öğelerden biri. Aslında biraz da halka benziyor; romandaki halka.
Devlet, iyidir denmez. Devlet kötüdür de denmez.
Şu zamanlar, bilim-teknik kafalı biri için-yani benim için çok dikkat çekici zamanlar. Devlet kavramı, halk kavramı, sosyoloji kavramları çok değişecek.
Yani bir dönüşümü, devrimden öte bir dönüşümü anlatmak zor olacak. Özellikle, devlet kavramının çok değişecek olması beni zorlayacak olan şey. Yani Nuri tipi devletten blockChain–yapay zeka temelli, başka tür tecavüzcü bir devlet sistemine geçişi anlatmak. Üstelik de globik ha!