Devlet yönetiminde bulunanların, makamlarını doldurmaları ve liyakat sahibi olmaları gerekir. Makamlara göstermelik kişilerin getirilmesi ise devleti yalpalatır.
Ülke ekonomisinin ve eğitiminin kötüye gitmesi; makamlarına kayrılarak gelenleri ve sıradan vatandaşları ilgilendirmemesi dikkat çekicidir. Bu gibiler oldukça saf bir tarzda devletin yanlarında olduklarını benimsemişlerdir.
Yöneticiler bu tür insanları ellerinin altında tutarlar. Böylece kendilerine bağlılıklarını sağlarlar. Böylece gerektiğinde çıkarlarına alet etmeyi ihmal etmezler.
Tarihe baktığımızda çıkan savaşlarda vatandaşların bir ilgisi veya suçu var mı? Vatandaşın ilgisi olmamasına karşılık hayatını kaybeden çocuğu. Vatandaş krala haber göndermiş, bana mı güvenip savaşıyorsun. Savaşlarda hayatını kaybeden hiç yönetici çocuğu bilen var mı? Bu konu Fransız devriminden sonra tartışılmıştır.
Savaş ekonomisi projesiyle zengin olanlar, savaşta hayatını kaybedenlerle hiç ilgilenmezler. Irağın ABD tarafından işgalinde, yüz elli bin insanın ölümünden sorumlu olduğu halde, hiçbir şekilde özür dahi dilemiştir.
Savaşta ulus devletler zararlı çıkar, adeta yıkım yerler. Fakat savaş sonrası devletin tarafına bakmazlar. Niçin bakmazlar diyoruz, çünkü savaşı kendi isteğiyle yapmamıştır. Bir tek İkinci dünya savaşında zorladıkları halde savaşa büyük bir yönetim sayesinde Ülkemiz girmemiştir.
Ulus devletlerin, uluslararası düzeyde başarısızlığı, yönetimine ve ekonomisine yansır. Bu durumda devlet zayıf duruma düşer. Ülkenin zayıflığından dolayı yalpalaması açıkçası krize neden olur. Kriz durumundaki bir ülke ise tüm yönleriyle problem yaşar.
Üretim yapamadığı için, ekonomisi tüketime yetmez. Üretim ve tüketimi düzenleyen kuruluşlar, yeterli donanıma sahip olmadıklarında kriz ileri boyutlarda seyreder. Bu durumu uluslararası konjonktüre bağlamak doğru değildir. Çünkü ülkemizin tarihi eskidir ve ilişkide bulunduğu ülkelerin hemen hepsi ulus devlettir.
Demokrasi yerleşik, kuruluşları şeffaf bir şekilde işlevini yürütürse, ülke krize kolaylıkla düşmez. Demokrasiyi rafa kaldıran, yürürlükte tutmayan ulusal ülkelerde ise her olay krize neden olacaktır.
Devlet kuruluşlarıyla, enerji kaynaklarına, suyuna ağır sanayine hâkim olmalıdır. Hâkim olması, özgür düşünme, hukuk ve adaletin üstünlüğüne bağlıdır. Toplum eğitimliyse, ülkenin üstünlüğünden bahsedilir. Milli gelir, tabana eşit yayılır. Sosyal devlet anlayışı hâkim olur.
Ülke birlik ve beraberlik içerisinde ve kendine yeterliyse top vursa sarsılmayacaktır.
Hasan TANRIVERDİ