Dertlerin çözümsüz kalıp yığılmasına, fırsat vermemek gerekir. Hemen müdahale etmeliyiz ki dert ortadan kalksın.
Böylece dertler sırtımızda, kambur üzerine kambur olmasın.
Dertler küflenip çözümsüzlük kazanmasın. Küflenmiş olmak, vücut için düşünülemez. O bakımdan, dertlerin her türlüsüyle, anında mücadele etmek gerekir.
Dertleri kendimize yakıştırmayalım. Çözümünü de ihmal etmeyelim. Bilinmelidir ki, dert varsa çaresi de olmalıdır. Çaresine bakılırsa dertler sıkıntı vermekten çıkar. Yalnız haber niteliği taşır. Bir haber duymuş gibi olursunuz.
Dertlerle uyum sağlamazsak, kontrol altına almış oluruz. Böylece çaresiz problem ortadan kalkar. Aksine dertlere çare aranmazsa, kişide sıkıntı artarak devam eder. Çünkü çözüm olmazsa sıkıntı kendi kendini yok etmez. Bu da durumu iyileştirmez. İyileşmeyen hastalık etkenleri zaman içerisinde daha kötü sonuçlar doğurur.
Dertler insanlarda da farklı anlam kazanabilir. Gözleri parlak, mimikleri aşırı ve bakışları anlamsız. Ellerini çırpan, havada sallayan ve dertleriyle ilgilenmeyen kişi aptaldır. Aptal insan dertlerle ilgilenmez ve çözüm nedir bilmez.
Günlük işlerindeki dertleri fark ettiğinde, ortamdan uzaklaşır. İçinden gelen bencil duyguyla çeşitli düşüncelerden uzak durur. Yalnız insanlar onun sahte hareketinin farkındadır. Sahte şöhret, aldatıcı bir prizmadır. Bu prizmanın yüzü de doğru değildir.
Dertlere karşı davranışını, ne kadar yansıtmak istemezsen de ilgili olayın ortaya gelmesiyle karşılıklı tartışmalar başlar. Kış mevsimi devam etse de bahar geldiğini bir yaprağın oluşumuyla anlarız. Yaprağın yeşermesinde bir şekilde su ve besin elde etmeye, çözüm bulmuştur.
Burada çözüm hayallerle gerçekleşmez, rüyada da sonuçlandırılmaz. O halde gücünü belleğinden alıyorsan, başarmış olursun. Doğal çözüm yollarını bulmanın peşinde olursun. Çevrenin de etkisinde kalmazsın.
Dertleri ciddiye alıp direnir ve çözümüne gidersin.
Hasan TANRIVERDİ