Sevgili okuyucular, dün Cumhuriyet Bayramı’ydı, en büyük millî bayramımız… 88 yıl önce Millî Mücadelemizin lideri Atatürk‘ün önderliğinde devletimizi kurduk.
Bu Cumhuriyet Bayramı‘nda bütün gönlümüzle sevinemiyoruz. Zira geçen hafta pazar günü Van-Erciş Depremi meydana geldi ve ne yazık ki 500’ün üzerinde can kaybımız var.
Tek Devlet
Efendim, Başbakan Erdoğan‘ın, ‘Tek Millet, Tek Devlet, Tek Vatan, Tek Bayrak’ sloganını çok beğeniyorum. Bu slogan, Anayasa‘nın 3. maddesinde de, ‘Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür’ şeklinde ifade edilmiştir (Bu hüküm, Yeni Anayasa‘da aynen muhafaza edilmelidir).
Gidip bizzat Van‘da, Erciş‘te müşahede ettim. O hepimizin devleti olan ‘Tek Devlet’, depremzede vatandaşının yardımına koşabilmek için bütün görevlileriyle çırpınıp duruyor. Arama-kurtarma çalışmalarında daha önceki depremlerle kıyaslanmayacak derecede büyük ilerleme kaydetmişiz; öyle ki, 200’den fazla insanımız enkazların altından canlı olarak çıkarılabilmiş.
Başbakan, depremden hemen sonra soluğu Van ve Erciş‘te almış; hem de Bakanlar Kurulu‘nun neredeyse yarısıyla… Deprem günü akşamında vatandaşlarımıza sıcak yemek verilebilmiş… Lâkin, her depremde olduğu gibi gene çadır dağıtımında düzensizlik ve yetersizlikler yaşanmış. Bu konuda bazı yağmalama olayları da vukubulmuş.
Depremden kısa süre sonra Sabah Gazetesi ekibiyle Van ve Erciş‘e giderek vatandaşlarımızla konuşma imkânı bulabildim. Bazı örgüt sempatizanı provokatörlerin tahriklerine rağmen insanımız, devletin kendisini kucaklamasından memnun. O tatlı şiveleriyle sık sık ‘Devletimiz var olsun!’ dediklerini işitiyorsunuz.
Tek Millet
Efendim, bu deprem, ‘Tek Millet’ olduğumuzu açıkça ispatlamıştır. Depremden bir gün öncesine kadar terör örgütünün saldırılarında şehit düşen Mehmetçikler için gözyaşı dökenler, bu defa Van ve Erciş‘teki kardeşleri için ağlamışlardır. Milletimiz terörist ile Kürt kardeşlerini ayırmasını çok iyi bilmiştir. Birkaç basiretsiz kendini bilmezin saçmalıklarına mukabil, ‘Türk Milleti’, Türküyle, Kürdüyle tek millet halinde ‘tasada ortak’ olduğunu, cümle âleme bir defa daha göstermiştir.
Bu arada BDP Başkanı Demirtaş‘ın, yardımlardan bahsederken ‘Kardeş kokusu geliyor’ demesine de memnun oldum. Demek ki bazen kalpler yumuşayabiliyormuş… Van‘da çadırkenti ziyaretimde, provokatör olduğu her hâlinden belli bir kadın militan, ‘Çadırları Türklere veriyorlar, Kürtlere vermiyorlar’ deyince, oradaki Kürt vatandaşlarımız hep birlikte tepki gösterip bunun yalan olduğunu söylediler.
Terörün tabanı yok
Efendim, bizim bazı allâme kalemşörler, Türkiye‘de artık terörün taban tuttuğunu; PKK/BDP‘nin bütün Kürt kardeşlerimizin temsilcisi olduğunu ve bölücülüğün kitleye intikal ettiğini iddia edip dururlar. Deprem, bu iddiaların ne derece asılsız olduğunu açıkça ispat etmiştir.
Türkiye‘de, inancıyla, tarihiyle, kültürüyle, kaderde, tasada ve kıvançta bir olan tek bir millet yaşamaktadır. Bu tek millet, yüzyıldan daha fazla bir zamandan beri parçalanmak istenmesine rağmen birbirine sevgiyle kaynaşmış ve kenetlenmiştir.
İnsanımız, fay hatları üzerinde yaşamaktadır ama gönüllerde hiç fay kırığı yoktur.
Hiçbir güç milletimizin kardeşliğini bozmaya yetmeyecektir. Bu sebeple, ortak vatanımız Türkiye’de ırkçı-bölücü teröristlerin hainane emellerine ulaşmaları mümkün değildir.
Van-Erciş depremi, bu gerçeği bir kere daha ortaya koymuştur.
Sevgili okuyucularımın Cumhuriyet Bayramı‘nı kutluyor; tek devlet, tek millet olarak bu mübarek vatan topraklarında, albayrağımızın gölgesinde huzur içinde yaşamalarını diliyorum.