Denize Yolculuk

Rengarenk sözler: su üzerinde kalıcı olmayan şekiller gibidir. içerisine dalmadığımız ilim denizine uzaktan seyrede dururuz. Kulaktan dolma sözlerle kendimizce şekillendirip, dışarıya aktarma kabiliyetimiz mevcuttur. Ne kadar tatmin ettirici orasını bilemem. Kulaktan dolma bilgilerin kendine kabullenme yetisi, seni ne kadar doyurabilir. Veya bir toplumun içerisinde ne kadar ön planda olabilir, orası tartışmaya açık bir durum.

Kalem rüzgardan ve defter sudan olursa, ne yazarsan çabucak yok olur. Yalan üzerine kurulan temeller sağlam olmaz. İlim için yapılması gereken olgu kendimce; kendimizi okumak, tanımak ve değerlendirmek olarak diye düşünüyorum. Kaynaktan çıkan suyun berraklığı ve temizliği seni tatmin eder. Ama o kaynaktan çıkıp damarcıklar halinde yayılan o kaynığın suyu seni tatmin edemez. Araştıracağın konular hakkında farklı görüşlerin ve kaynakların karşılaştırılması sorgulama, kendince objektif bakış açısı ile değerlendirmen, Kendine olan doğruluğun kanıtı olmaz mı?

Bizim suretimiz, bu tatlı denizde su üzerindeki kaseler gibi koşuyor. Leğen gibi dolmadıkça deniz üzerindedir, leğen dolunca batar. Bizlerde halen kase gibi denizin üzerinde koşuyoruz. Kaselerimizi az da olsa su ile doldurmuyoruz. Kendimizi donatmadığımız için rüzgarlar tarafındanyönlendirilmeye mahkum kalıyoruz.

Üstad bediüzzaman hazretleri demiştir; canlı ve cansız varlıklar bizlere baktığı vakit beni oku demişlerdir. Canlı ve cansız varlıkları araştırmaya koyulduğumuz vakit, ilim denizine batmak için yeterli gücümüz olacaktır.

Gönül sır vereni görmedikçe: ok uzağa atanı görmedikçe. Kendi atını kaybolmuş sanır, öfkeyle atını hızlı koşturur. Okuduğunu ve gözlemlediğini hangi amaç ile yaptığını bilmeyen kişi kendi etrafında dar daireler çizerek, bilmeden kendisini kaosa sürüklemiş olmaz mı? Bu mantığıyla her tarafa kontrolsüz saldırmaz mı?

MANASIZ SÖZ – SUDAKİ ŞEKİLDİR, ONDAN VEFA ARASAN, ELLERİNİ ISIRARAK PİŞMAN OLURSUN.

RÜZGAR İNSANDAKİ ARZU VE İSTEKTİR ARZUYU BIRAKIRSAN……………………… varın devamını siz getirin.