Görünen o ki;
İstesek de istemesek de, ağır aksak da olsa, büyük direnişlere rağmen sistemin kendisi değişiyor, çağın gereği olarak değişmeye mecbur…..
Bundan aylarca evvel, Deniz Baykal’ın bu değişim sürecinde, kötü polis rolünü iyi oynadığını ve günü gelince tasfiye olacağını söylediğimde CHP’li dostlarım bana çok kızmışlardı. Hatta bir CHP’li yakınım
günlerce büroma uğramamıştı.
Her ne kadar Sayın Baykal’ın böyle gideceği aklımın ucundan dahi geçmemiş olsa bile, (ki böylesini hiç tasvip etmem) sonuçta dediğim çıktı.
Yerine getirilen Kılıçdaroğlu sanki Baykal’dan daha ketum ve devletçi zannedildi ise de, fanatik CHP’lilerin umduğu çıkmadı, çıkamazdı, çünkü getiriliş amacı kurgulanmıştı zaten.
Görüyoruz ki Kılıçdaroğlu miting meydanlarındaki teklif ve vaatleriyle değişimin sinyallerini veriyor, hatta bu konuda AKP’yi bile zora sokuyor.
Baykal döneminde, CHP’den milletvekili adayı olmak istemiş ama kendine yer bulamamış bir dekan prof.(arkadaşımın yeğenidir) arkadaşıma “ ben yönetime veya milletvekilliğine talip değilim, ben CHP’nin tüzüğünün ve parti programın yeniden yazılmasına talibim” diyerek bu konuda arkadaşları ile çalışmalar yaptığını ifade etmiştir.
Demek ki CHP’de artık sessizce ve derinden yeni düzene ayak uydurmanın programlarını yapıyor.
Saadet Parti’sinde durum meydanda değil mi?
Numan Kurtulmuş önce yeni bir yüz amacıyla ve daha modern kabilinden parti liderliğine getirildi. Malum olduğu üzere yönetim kadrosunun çoğu eski tüfeklerdendi. Ama son kongrede gördük ki Sayın Kurtulmuş dizginleri ele aldı, eski tüfekleri tasfiye etti. Emanetçi görüntüsünden sıyrılmaya çalıştı. Bunun üzerine partideki muhalifleri tarafından AKP işbirlikçisi hain ilan edildi.
Aslında Kurtulmuşun bütün yaptığı, partinin yeni sistemdeki yerini alması için gerekli düzenlemeleri yapmasından başka bir şey değildi.Nitekim Kurtulmuşun söylemlerinde de bunun emareleri açık- açık görülmektedir.
Demokrat Parti’ye geçmeden önce, MHP’yi ele alırsak;
MHP iki arada bir derede kaldığını çok iyi kavramış vaziyette.Sayın Bahçeli biliyor ki sessiz kaldığında parti içi muhalifleri ve mevcut sistemin işbirlikçileri tarafından tasfiye edilecek. Çok sert davranıp meydanlara inmeye veya partiyi (bu unsurlara) kullandırmaya kalksa yine halk tarafından partisi cezalandırılacak.
Yani, dediğimiz gibi Bahçeli iki arada bir derede.Ama bana göre yeni sistemde MHP kendine daha ılıman, daha toplumcu programlar hazırlayıp toplumun tüm kesimlerini kucaklayıcı davranışlar içerisine girerse, ülkemizde hatırı sayılır bir parti olarak daha uzun yıllar siyaset gündeminde yerini alacaktır,almalıdır da.Yoksa marjinal parti durumuna düşmesi kaçınılmaz olacaktır. Demokrat Parti’ye gelince;
Bu partiyi anlamak mümkün değil. Yaklaşık elli yıl çeşitli adlarla da olsa bu ülkenin gündeminin belirlenmesinde en önemli unsur ol, ama sonra son sekiz yıldır oy oranını yüzde üç-beşleri geçiremediği gibi, ilerisi için de umut verme. Olacak iş değil.
Bunun nedenlerini geçen haftaki yazımda az da olsa belirttim. Ben burada sadece Demokrat Partiyi de kastetmiyorum.Bunun içinde ANAP’ta var.Her ne kadar ANAP’ın önde gelen kurmaylarından bazıları AKP’nin kuruluşunda yer almış ve birkaçı halen bu partide siyasete devam etmekte ise de kadrosunun önemli kısmı DP’nin ileri gelenleri ile birlikte toplum tarafından tasfiye edilmiş durumda.
Buna rağmen;
Görüyoruz ki DP ak saçlıları geçmişten ders alıp bu konuda tecrübelerini konuşturmaları gerektiği halde, yine geçmişte olduğu gibi;
Demagojiyle vaziyeti idare ederek, günü kurtarmanın ve “sözde” oyunu kendi lehlerine çevirmenin derdindeler.
Halbuki;
AKP’nin bir gün vazifesi bitecek ve tıpkı ANAP gibi tarih sahnesindeki yerini alacaktır.Yani AKP’nin bu kadrolarla ve kafayla merkez sağı temsil etmesi mümkün değil. DP geleceğin sisteminde eğer merkez sağı temsil etmek gibi bir düşüncesi varsa, kendini yeni baştan dizayn etmek durumunda. Bunu nasıl idrak edemez anlaşılabilir gibi değil.Bu Sayın Cindoruk’un mantalitesiyle de zaten olacak gibi değil.Benim üzüldüğüm hala bazı genç dimağların hali hazır duruma itibar etmesi.
Peki tıpkı CHP gibi DP’de de neden operasyon yapılmıyor. Zannederim , birincisi merkez sağı AKP’nin temsil edeceği kabullenilerek buna ihtiyaç duyulmuyor.İkincisi ise, yeni sistemin merkez sağdaki muhaliflerinin bir arada tutulacağı bir yer olarak düşünülmüş olabilir………
Ya da İstanbul dukalığı merkez sağdaki temsilcisini Tayyip korkusu ile gözden çıkarmış olabilir mi?
