Bir seçim daha kazasız belasız sona erdi. Her seçim öncesi eksik olmayan terör, suikastlar, kavga ve taşkınlığı bu seçimde pek fazla yaşamadık.
Bir zamanlar bu ülkede en çok oyu olan partiler sorgusuz sualsiz her 10 senede bir alaşağı edildi. Şimdi ise darbe yapanlar teker teker yargılanıyorlar. Demek ki demokrasi zeminine oturuyor. Seçimle gelen seçimle gider kültürü yerleşmeye başladığını ve demokrasiyi içimize sindirmeyi öğrenebildiğimiz bu seçimlerin en önemli sonucudur. Asıl önemli olan; seçimi hangi partinin kazanmış olması değil demokrasimizin kazanmış olmasıdır.
Bir lider veya parti indirilmek isteniyorsa bunu millet yapmalıdır ve milletin tercihine herkes saygı göstermelidir. Üç dönem aynı partiye şans veren bu milletin bidon kafalı olmadığını ve göbeğini kaşımadığını tüm Türkiye artık kabul etmelidir.
Seçimi kaybetmiş olmasına rağmen muhalefet partilerinin seçimi kazanan partiyi kutlamaları demokrasimiz adına özlenen tablolardı ve bunları artık görüyor olmamız demokrasimiz adına kazanımlar olmaya devam ediyor.
İnsanımız Sandığına Sahip Çıktı
Türkiye genelinde % 87 lik rekor bir katılımın sağlanması da insanımızın demokrasiye daha güçlü ve inançla sahip çıktığını ortaya koymuştur.
Dünyanın dört bir yanından belki de sadece ve sadece oyunu kullanmak için binlerce kilometre mesafe kat ederek yol gelen, pedal çeviren yurdum insanının sandığına, dolayısıyla demokrasiye ve kendi geleceğine sahip çıkması ise her türlü takdirin üstündedir. Bu görüntüler katılımcı demokrasimize güç ve ivme katmıştır.
Dün Seçmen Bidon Kafalıydı, Bugün Seçilene Hitler Deniliyor.
Seçim sonucunu kabullenemeyenler artık millete bidon kafalı demek yerine, başka çirkin benzetmelerle hoşnutsuzluklarını dışarı vuruyorlar. Sivas’tan bağımsız milletvekili adayı olarak seçimlere giren ancak seçilemeyen Abdüllatif Şener’in, Başbakan’ı Hitler ve Saddam’a benzetmesi demokrasi hazımsızlığın belirtisi ve demokrasimiz adına utanç ifadesidir. Halkının takdirine razı olmayan ve saygı duymayan bir siyasinin varlığını düşünmek dahi istemiyoruz.
Sözcü gazetesinin ana sayfasından yayınladığı ve partilerin aldıkları oyların illere göre dağılımını gösteren haritayla ilgili Türkiye sarılık oldu yorumu yani Ak Parti’ye oy verenlerin hastaya benzetilmesi başka bir hazımsızlığın göstergesi olup medyanın saygınlığına vurulmuş ağır saldırıdır.
Başbakan’ın Kişisel Başarısı
Ak Parti’nin bu seçimi ezici bir üstünlükle kazanması, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kişisel başarıları, karizması ve mücadelesiyle oldu.
Ayrıca devamlı hizmet ve istikrarı vurgulaması, Ergenekon, Balyoz ve 12 Eylül davalarını takip edip önemsemesi, millete güven aşılaması ve hepsinden önemlisi alternatifi olmadığından bu seçimi kazandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu pembe tablo çizse de, CHP bu seçimden umduğunu bulamadı ve seçmeni hayal kırıklığı yaşadı.
Kaset skandalı ve parti içindeki muhalif seslere rağmen MHP bu seçimden kimsenin beklemediği yüksek oy aldı.
BDP’nin desteklediği bağımsızlarda ki oy oranı ise ortalama herkesin bu kadar olmasa da beklediği bir sonuçtu.
Sıfırı Çekenler-Tüketenler
Seçimlerde 11 siyasi parti yüzde 1’in altında kalarak sıfırlı rakamlarla sandıktan çıktı. Masum Türker, Namık Kemal Zeybek, Numan Kurtulmuş ve Osman Pamukoğlu gibi liderlerin en kısa zamanda parti genel başkanlıklarından istifa etmeleri gerekir. Eski DP Genel Başkanı Süleyman Soylu ve BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu gibi gururlu ve doğru bir davranış sergilemelidirler.
Mart ayında yaptığı açıklamada CHP’nin oyunun yüzde 30’un 7 Şubat’ta yaptığı açıklamada ise yüzde 40’ın altına düşerse istifa ederim diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in de onurlu bir davranış sergileyerek istifa etmesi ve sözünün eri olması gerekir.
Ergenekon ve Balyoz Sanığı Adayları Seçmen Veto Etti!
Seçimlere bağımsız aday olarak giren emekli Orgeneral Çetin Doğan, Doğu Perinçek ve Tuncay Özkan büyük bir şok yaşayarak istedikleri sonuca ulaşamadılar.
Hangi şartlarda olursa olsun tüm Türkiye bu kişilerin seçimi kazamayacağını biliyordu. Bu kişilerin sonucunu bilerek seçime katılmalarını ve hem millet iradesine müdahale girişiminde bulunup hem de o milletten oy istemelerinin izahının olmadığı da açıktır. Bu durumda bizlere düşen yine de bir yerlerden kurtulmak içinde olsa demokratik yollara başvurmalarına sadece saygı duymaktır.
Engellilere Engel Konuldu
Münferit olaylar dışında genel anlamda huzur ortamında sakin bir şekilde geçen seçimin en çirkin, en kötü ve en ayıp tarafı ise engellilere konulan engeldi. Engellinin de bir insan ve seçmen olduğunu bu seçimde de hatırlayamamış olmamız ve Türkiye’de milyonlarca engelliğinin olduğunu görmeyen gözlerin olduğunu acı şekilde hatırlamak ise kuşkusuz demokrasimizin en büyük ayıbı olmuştur.
Bu seçimlerin bir daha engelli ayıbının yaşanmayacağı son seçim olacağına dair inancımızı korumak istesek de yetkililerimizdeki bu vurdumduymazlık ve duyarsızlıklar korkuyoruz ki bu ayıbı daha çok yaşayacağımızı gösteriyor. Azıcık yüzü kızaran ve insan onurunu her şeyin üstünde gören birileri varsa hemen çıkıp bu ayıbın bir daha yaşanmayacağının sözünü engellilerimize versinler.
STDM olarak ümit ediyoruz ki bu seçimler ülkemiz ve tüm insanlık için hayırlı olur ve demokrasi meşalesini her zamankinden daha da gür yakar.