Deistler hep vardı… Eski müşriklerin bir çoğu deistti…
Peygamberlik müessesesini red ettiler. İlahi kitap yok dediler… “Azap getir sana inanalım…” dediler. Bu varlıkta hikmetsiz iş vuku bulmaz… İmtihan sahası bu dünya. Bu özellik korunur. Allah azab verdi helak etti bazı kavimleri çünkü imtihan sahasında ödül ve cezanın da öncüleri tecelli eder… Ama imtihan sahası özelliği korunur her azaplandırmada da…
De ki: “Acele istediğiniz şey (azap) benim elimde olsaydı, elbette benimle sizin aranızda iş bitirilmişti. Allah zalimleri daha iyi bilir.”/ Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır; onları O’ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde ne varsa bilir; O’nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez. O, yerin karanlıklarındaki tek bir taneyi bile bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.(Enam/58-59)
Evet… Müşriklerin, güya Hz. Peygamber’i zor durumda bırakmak ve âciz olduğunu göstermek için “Eğer iddialarında doğruysan, hadi şu bizi tehdit ettiğin azap ve musibetleri başımıza getir de görelim!” gibi sözler sarfetmelerine karşılık, Resûlullah’ta tanrısal bir güç bulunmadığı, onun böyle bir iddia da taşımadığı, azap ve musibet gibi hususlardaki hükmün yalnız Allah’a ait olduğu bildirilmiştir.
Resûlullah’ta tanrısal bir güç bulunmaz… deme Göreve uyumlu fıtrat verildi her yaradılana… Peygamberler yolunun sonu ateş olsa dönmez yürür… Hz İbrahim ateşe atıldı… Peygamberlerde masumluk sıfatı da var… Tebliğci sadece gayri iradi hata eder… Niyeti hep korunur… Peygamberler diğer görevlilerden farklıdır özel evsafı var peygamberlerin…
“O’nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez…” der Kur’an deisti eleştirir… Esmanın her biri aslında deisti eleştirir…
Evet… Hikmetsiz mi insanın yaratılması… “Cinleri ve insanları kulluk için sığınmaları için yaratıldı…” der Kur’an.
Evet… yüce Allah’ın ilminin ne kadar geniş, ne kadar kapsamlı olduğunu belirtti ayet. Esma sınırsızdır. İnsanın ilmi şefkati her şeyi sınırlıdır… Eneci ise sadece kendine acır… Evladına bile enesi uğruna düşman kesilir… Deist esmayı anlamamıştır. Allahı bulmak mı bu. Esmasından gafiller… Esmanın her etkisi deiste eleştiridir…
Evet… son dönemlerde ateizmin başarısız olması sonucu deizm öne çıkmaya başladı… Peygamberlik müessesesini… İlahi kitapların varlığını… İnkar mümkün değil işte ayet… “Hidayet kendilerine gelince insanların
iman etmesini engelleyen şey, ‘Allah resul olarak bir beşer mi
gönderdi?’ demeleridir. De ki: “Eğer yeryüzünde, (insanlar yerine)
yerleşip dolaşan melekler olsaydı, elbette onlara gökten bir melek
peygamber indirirdik.” (el-İsrâ/94- 95)
“Onlara peygamberleri dediler ki: “Biz
ancak sizin gibi bir beşeriz. Fakat Allah kullarından dilediğine lütufta
bulunur.” (İbrahim/11 )
“Birbirlerine iş gördürmeleri için kimini ötekine bir kısım
derecelerle üstün kıldık. Rabbinin rahmeti, onların biriktirdikleri
şeylerden daha hayırlıdır.”(ez-Zuhruf/32. )
İmtihan sahasında iki seçimli nefis var… İlahi kitap neden olmasın… Peygamber neden olmasın… Bağımsız bir varlık yok bu varlıkta… İyi ve kötüyü seçmek aynı mı? Allahın lutfu neden etkisini göstermesin ki… İlah bağımsız bırakır mı yarattığını… Rızamı isteyen şunları yapmasın der… Hakim sıfatının etkisi peygamber göndermektir… Kitap göndermesidir…
Evet… ilk insan ve ilk nebi Hz Adem’den, son resul ve son nebi Hz Muhammed’e kadarpeygamberler seçip tayin etmekle lütufta bulunmuştur. “Andolsun,
Allah, mü’minlere kendi içlerinden; onlara âyetlerini okuyan, onları
arıtıp tertemiz yapan, onlara kitab ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce
apaçık bir dalâlet içinde idiler.”(Al-i İmrân/164)
Evet… peygamberlere düşman olanlar deistlerdi… İşte ayet…” “Ne zaman size bir peygamber nefislerinizin hoşlanmadığı bir şey getirdiyse büyüklük taslayarak
kimini yalanladığınız kimini de öldürdüğünüz doğru değil mi?”(el-Bakara/87)
Evet… deist akla dayalı din sahibidir… Ama akıl nefsin esiri de olabilir… Vicdanın da… doğruyu yakalayamaz… Birliği sağlamaz… Akla vicdana ışık tutacak bir kitaba ihtiyaç var… Deizm, Yaratıcının varlığını ve
âlemin ilk sebebi olduğunu kabul etmekle birlikte akla dayalı bir tabii
din anlayışı çerçevesinde nübüvveti şüphe ile karşılayan veya inkâr
eden felsefî ekolün adıdır…






















