Dünyanın en çok okunan şiiri…
Eğer yeniden hayata başlayabilseydim,
İkincisinde, daha çok hata yapardım. Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. İlkinde olmadığım kadar neşeli olurdum, Çok az şeyi Ciddiyetle yapardım. Temizlik sorun bile olmazdı. Daha fazla risk alırdım hayatta. Daha fazla seyahat ederdim, Daha çok gün batımı izler, Daha çok dağa tırmanır, Daha çok nehirde yüzerdim. Daha çok görmediğim yere giderdim. Daha az bezelye ve doyasıya dondurma yerdim, Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine. Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben. Elbette mutlu anlarım oldu ama, Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu. Farkında mısınız bilmem. Hayat budur zaten: Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın. Hiçbir yere yanına termometre, su, şemsiye ve ilaçlarını almadan Gitmeyen insanlardandım ben. Eğer hayata yeniden başlayabilseydim, Yanımda hiç bir şey taşımazdım. Eğer yeniden başlayabilseydim,İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atar,
Ve sonbahar bitene kadar çıplak ayaklarla yürürdüm.Daha çok dansa gider,
Daha sık halay çeker,
Daha çok papatya toplardım.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım daha olsaydı eğer. Ama işte 85’indeyim ve biliyorum. Ölüyorum.Don Herold
Don Herold’ın bu şiiri “Eğer Hayatımı Tekrar Yaşayabilseydim” ismiyle de tanınmaktadır.
Dünyanın en çok okunan şiiri olduğu iddia edilen “Anlar” başlıklı şiiri Arjantinli yazar (1899-1986) Jorge Luis Borges‘e ait iddiası doğru değildir.
“Anlar” şiirinin ilk versiyonu ABD’li mizah yazarı ve karikatürist Don Herold (1889-1966) tarafından kaleme alınarak College Humor adlı yayın tarafından 1935 yılında “Daha Fazla Papatya Toplardım” (“I’d Pick More Daisies”) başlığıyla yayınlanmış. Don Herald şiirini 1953 yılı Ekim ayında ise Reader’s Digest dergisinde yayınlamış.
***
Anlar, anlar… Kusursuz olmanın bizi ne kadar yorduğunu, az dondurma yemenin pişmanlığını anlatıyor. Bize yaşamı hatırlatan ilk dört mısrası çok etkileyici. Belki bu dizeler bizim şu andan itibaren yol haritamızı şekillendiren bir başlangıç olabilir. Yaşamadan öğrenilmiyor hiç bir şey… Farkındalık hayatın sonunda mı geliyor?
“Akıl başa gelince ömür bitiyor.” derdi, annem.
Siz, hayatınızı gözden geçirdiğinizde Don Herold’un, yaşadığı bir hayat gibi mi yoksa yeniden yaşamak istediği bir hayat mı yaşıyorsunuz?
Bu şiirin kıvamına kaç yaşında geldiniz?
Yaşanmamışlıkların hüznü olmasa ölüm daha mı kolay olurdu? Elbette, anda kalabilmeyi ve yaşamayı becerebilirsek keşkeler dökülmez dilimizden.
“Ama işte 85’indeyim ve biliyorum.
Ölüyorum.”
SON