Sevgili okurlarım, bugün 4 Eylül gününün ne anlama geldiğini düşündüğümüzde, 103 yıl önceki 4 Eylül 1919 yılı aklımıza gelmelidir. Bu gün 4 Eylül 1919 günü Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Sivas İlimizde kurtuluşa giden ilk haraketlin gerçekleşmesi, çeşitli illerden gelen delegelerle yapılan ve alınan kararla ilgili, düşüncelerimi siz okurlarımla paylaşmak istiyorum.
Sevgili okurlarım, Sivas Kongresi, Türk Milleti için Ya İstiklal Ya Ölümdü. Bu kongre o kadar önemli bir kongreydi ki, milletin emperyalist güçlerden nasıl kurtarılacağı hakkında kararı verilecekti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 20 Ağustos 1919’da Erzurum kongresinde alınan kararın Sivas kongresinde kabul edilmesi ve topyekûn birlikte istiklale kavuşmanın hayati önem taşıdığına dair kararıyla pekiştirecekti. Ne var ki alınan haberler pekte hoş değildi. Başıbozuk çeteciler, Sivas Kongresi’ne karşı çıkmaktaydılar. Yurdumuzun batısında Yunan işgaline karşı direnen ve savaşan yurt severler kendilerini birer lider olarak görüyorlardı. Bu nedenle düzenli orduyla savaşmaya karşıydılar. Bu nedenle topyekûn bir milli örgütlenmeye ihtiyaç olmadığını düşünüyordu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ise, bu düşünceyle sonuca ulaşmanın imkânsız olduğunu düşünüyordu. Bütün bu olasılıkları dikkate alarak, Anadolu da bulunan komutanları Amasya’ya çağırarak ilk toplantısını yaptıktan sonra, Amasya Tamimini yayınladı. Bu toplantıda ilk olarak Erzurum ve sonra Sivas’ta illerden seçilip gelen delegelerle kongre yaparak, karar alınmalı kesin yöntem belirlenmeli kararına varılmıştı. Amasya’da alınan bu karar üzerine, askerlik görevinden istifa ederek, sivil bir vatandaş sıfatıyla, çalışmalarını başlatmış oldu. İlk olarak 20 Ağustos 1919 Erzurum kongresini müteakip, Sivas kongresinin çağrısını yaptı. Her ilden üç delege istedi. Ne yazık ki illerin işgal edilmesi ve padişahın fermanı sonucunda korkudan katılım, 36 delegeyle gerçekleştirilmiş oldu. Sivas Valisi tarafından, Gazi Mustafa Kemal ve delegeler için tarihi lise binası kongre için düzenlenmesini sağladı. Bu düzenleme içinde Sivas Müftüsü Abdurrauf Efendi, Şekercizade İsmail ve Sığırcızade Hayri okul sıra ve sandalyeleri dışında ihtiyaç duyulan eşyaları evlerinden getirdiler. Böylece kongre salonu hazırlanmış oldu. Hazırlanmış bulunan bu salonda, 4 Eylül 1919 Perşembe günü öğleden sonra saat 14.00’da Gazi Mustafa Kemal Atatürk kongreyi açmış oldu. Bu açılışta yapmış olduğu konuşmasında “Tarih bir milletin varlığını, hakkını hiçbir zaman inkâr edemez. Vatan ve milletimiz aleyhinde verilen hükümler, ortaya sürülen kanaatler muhakkak ki iflasa mahkûmdur. Milletimizin namus ve istiklalini kurtarmak için silaha sarılmak zorundayız,” diye söyledi. Daha sonra 5 Eylül 1919 Cuma günü delegeler toplantı salonunun kapısına asılan yemini okuyup kabul ettiler. Kongrenin devamı içinde manda tartışmaları gündeme geldiğinde, bazı delegelinin savaştan yorgun ve ezgin çıkıldığını, bu nedenle Amerika’ mandacılığını kabul edelim diye ısrarı üzerine, tıbbiyeli Hikmet ortaya atılarak, “eğer mandacılığı kabul ederseniz, ben tek başıma düşmanla çarpışırım,” diyor. Tıbbiyeli hikmetin haraketline karşı, Mustafa Kemal Paşa, “hiç zaman mandacılığı kabul etmeyiz” diyor.
Sevgili okurlarım, işte 4 Eylül 1919 tarihinde yapılan Sivas kongresi, Misak-ı Milli hudutları satında vatan savunmasının yapılmasına ait kararını alarak, 23 Nisan 1920 de Ankara’da Türkiye Büyük Millet meclisinin açılmasını karara bağlamış oldular. Kısacası, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yapmış olduğu bu önemli kongre, cumhuriyetimizin kurulmasının ilk meşalesinin yakıldığını göstermektedir. Ülkemizi emperyalistlerden temizleyen, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, kurtuluş uğruna canını bu aziz toprağımıza verenleri rahmetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.
Halk Şairi Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar