Özellikle son 10-15 yılda başlayan ve her geçen gün sıradanlaşan, “HAYIRLI CUMALAR” dilekleriyle başlayıp, güzel – hayırlı her şeyi kapsayan dilek ve temenniler, yetmemiş olacak ki; emojilerle, simgelerle, siyasi parti logalarıyla, söylem farklılıklarıyla dikkat çekilen, makam ve mevki görüntüleriyle süslenen, manilerle, atışmalarla dolup taşan ve şifa, geçim sıkıntısı, vatan – millet söylemleriyle alıp başını gidiyor!
Kur’an’ı Kerim’de Cuma Süresi vardır.
Cuma’nın farklılığı, diğer vakit namazlarından daha faziletli olduğu da vardır.
İmkanı olanlar için, hür ve bağımsız olanlar için, dünyevi tüm işlerden daha önemli, hayırlı olduğu vardır. Cuma’nın Cem (toplanma yeri) olduğu vardır. 2 rekaat olmasına rağmen, sonradan oluşan mezheplere göre ilavelerin olduğu da bir gerçektir!
Konumuz Cuma mesajları! Onun için konumuza dönersek; bu son dönemlerde sanki mesajlar başkalaşım geçiriyor! Neler yükleniyor neler! İki üç kelimelik duygular yetmez oldu! Cümleler de yetmiyor artık!
Artı söylem farklılıkları ile kişiler, birbirlerine nispet yapar bir duruma geldiler! Özellikle eski Türkçe, Arapça, Osmanlıca kelimelerle süslemek, sanki temenniyi ALLAH KATINDA çok daha muteber kılacakmış gibi bir İNANÇ şekline dönüştürdüler!
Oysa Allah her dilde yapılan duayı da, ibadeti de, dilek ve temenniyi de kabul eder. Zira Afrika’da ki insanı da, kutuplarda yaşayanları da, Amerika, Türkiye ve Arabistan’da vs. her yerde dünya üzerinde var ettiği, göklerde ve denizlerde de canlı cansız her şeyin sahibidir, haberdardır, dillerini de bilir, yaşantılarını da… Dualarını da anlar, görür ve rızkını da verir.
İşin garibi; arsızı uğursuzu da mesajın içeriğine ağırlık veriyor, dolandırıcısı, hırsızı da!
“Ağzı dili yok” diye tabir ettiğimiz hayvanlardan tutun da, çocuğa, kadına işkence ve taciz edenler de mesajda yarışıyor adeta!
İktidar ve mensuplarına, lider veya siyasi başkanlarına yalakalık yapmak için de bir yarış içerisine girilmiş!
Dediğim gibi önceleri “HAYIRLI CUMALAR” deniyordu.
Sonra “emojiler” devreye girdi.
Daha sonra, “simgelerle” süslendi.
Daha daha sonra “parti logaları”, “işyeri – dernek logoları”, “semboller”, “resimler” devreye girdi.
Derken; “maniler”, “dörtlükler”, “şiirler”le süregelen dilek ve temenniler, son yıllarda yaşanan geçim sıkıntıları nedeniyle olsa gerek, fakir fukaraya “sabır” “dayanma gücü” temennileri, hastaneye gidemeyen “hastalara şifa”, derdi olanlara “deva”, ödenemeyen borçlardan dolayı “borçlulara eda” eklenerek dilek ve temennilerin yanı sıra tavsiyelerde de bulunmaya başlandı.
Oh ne ala değil mi?
“Ekmek elden su gölden”
“Para elinin kiri” ne gerek var ki!
Sen sabret dayan, sana bunu dayayanlar da esenlik, bolluk, bereket ve sağlık içinde sana tavsiyelerde bulunsun!
Yakında bekarlar için, evliler için, emekliler için, dullar için, memurlar için, işçiler için, meslek grupları için, belki cinsiyetler üzerinden de dilek ve temennilere yer verilir ve “Hayırlı Cuma’ların içeriği genişletilirse hiç şaşırmayın…
Belki devlet büyüklerini, parti liderlerini, Cuma sonrası işimiz düşecek makam ve mevki mensuplarına da yer verilir! Bilemiyoruz… Aklımız ermiyor bu gelişmelere…
Sosyal medyada vatandaşın biri başlatıyor, sanki farzmış gibi milletçe devam ettiriyoruz!
Onun için diyoruz ki sorup sorgulamak, araştırmak gerek.
Adet ve törelerin de çoğunun kapağı kapatılmalıdır!
Dinimiz her geçen gün zayıflatılıyor!
DEİSTLERİN sayısı hızla artıyor.
Yetkililer buna göz yumuyor. Duymuyor. İşlem yapmıyor.
Eskiden; “delidir ne yapsa yeridir” derlerdi!
Şimdi ne diyelim peki bunlara?
“Yalakadır, yapsın zararı yok” mu diyoruz?
Sözün Özü!
Her türlü naneyi yeyip “HAYIRLI CUMALAR” diyerek, aklanamayız. Dilek ve temenninin ayakları yere basmalı değil mi? Söylemle Allah’ı kandıramayacağımızı bilelim. İnsanların da her temenni edene inandıklarını sanmayın. Saf, temiz, iyi niyetli, hak eden, yalan, dolanla işi olmayan, yolsuzluk, usulsüzlük yapmayan, çalmayan, çırpmayan olmak lazım. İnsana, hayvana sevgi ve saygı duymak lazım. Komşusu aç iken tok yatmamak lazım. Açın halinden anlamak, yardımlaşmak lazım. Onu aç bırakan nedenlere sebep olmamak, elinden tutmak lazım. Varlıklının zekatını fitresini vermesi lazım. Zengin fakir ayırımını asgariye düşürmek, sosyal hak ve hukukunu gözetmek, aradaki uçurumu kapatmak lazım. Zalimden yana değil, mazlumdan yana olmak lazım ki; Cumalar da, haftanın her günü de hayırlı olsun, mutlu geçsin. Birlik ve beraberlik oluşsun. Kuvvet bulsun millet. Dirlik bulsun insanlık. Dilek ve temennileriniz yere sağlam bassın değil mi!?
Sevgiyle kalın.
gazete2000@hotmail.com