Peygamberimizden günümüze, cuma hutbesi, mü’minin sesidir… İyilerin sesidir… Çığlığıdır… Cuma hutbeleri dünyaya okunmalı artık, teknoloji bunu sağlamalı artık… Üç kişiye değil. Cuma hutbeleri günahkarların planlarını bozmalı… Hayata ışık saçmalı… Allah’ta cem etmeli mü’minleri… Dünyada fidan kıtlığı mı var konusu neden fidan dikmek oldu cuma hutbesinin günümüzde…
Dünyadan haber alabilen bir halk var karşımızda artık, güncel olmayan konular cuma hutbesi olamaz bu halka. Bu insanlığa… Ve Hükümranlık alametidir. “Cuma Hutbesi…” Korkakların hazırladığı hutbeler cuma günlerini amacından saptırmaktır. Neye topladın bu adamları… “Fidan sevdalısı” na mı çok ihtiyaç var bu konuyu neden seçtin… Ülkeye veya dünyaya hakim gücün kim olduğunun alametidir “Cuma hutbeleri…” Günahkarlar mı hakim, Mü’minler mi…
Cuma Hutbesinin dili olarak, cemaatin dili seçilmeli… Veya bir kaç dile çevrilmeli… Osmanlıda “Cuma hutbeleri” Arapça okunmuş… Bilinmeyen dil kullanılacaksa bu insanları neden topladınız. Bu bir yanlış tercihti…”Cuma Hutbeleri” bir öğütse güncel olmayan öğütlerle neden oyalıyoruz mü’minleri… Artık sorgulayalım kendimizi “Cuma hutbeleriyle ilgili…
Peygamberimiz devrinde ve dört halife devrinde ve sonraki devirlerde de siyasi gücün sembolüdür “Cuma Hutbeleri…” Şartlar gereği Mekke’de hutbe veremeyen Hz. Peygamber (AS), Medine’ye hicretinden hemen sonra bu geleneği başlatmıştır. Hz. Peygamber (AS)’in vefatına müteakip Müslüman toplumu idare eden dört halifenin verdiği ilk hutbeler ile de bu gelenek süreklilik kazanmıştır. Hem Hz. Peygamber (AS)’in hem de dört halifenin verdiği hutbelerin ortak paydasının da itaat olduğu görülmektedir. Ayrıca ilk hutbeler genel olarak toplumu irşâd edici mesajlarla örülü iken, kimi zaman da devlet başkanının toplumu nasıl yöneteceğine dair bilgileri içermektedir. Fakat daha
sonraki süreçte, büyüyen coğrafi sınırlara paralel olarak devlet başkanının hutbe vermesi değil, hutbede adının geçmesi bağımsızlık ve otorite sembolü olarak değerlendirilmeye başlanmıştır.
Yaygın din eğitimidir. Tebliğdir “Cuma hutbeleri… Kısık ses değildir “Cuma Hutbeleri…” Osmanlıda, gür bir sestir. Ezanlar kadar gür ve hür bir sestir… Arkasında kılıç gücü vardı Osmanlıda cuma Hutbelerinin..
Osmanlı padişahlarının kılıç kuşandığı Edirne Eski Camii’de cuma hutbeleri kılıçla veriliyordu Eski Camide hutbede kılıç taşımanın taşıdığı mesaj şu: Sağ ele alınan Kılıç, “kullanma” niyetini ortaya koyuyor ve düşmanı korkutmayı amaçlıyordu. Hutbelerde kılıç sol ele alınır. Bu da, dosta güven verme amacını taşıyordu.
Tufan Yaşadı Gönlüm
Zaman ahir zaman
Kumlara gömdüler gönlümü
Diri diri
Çığlığı uçuşuyor boşlukta
Aylardan eylül gibi
Güller elemli
Bülbül gönlüm tuzakta
Tufan var gibi
Gönlüm elemli
Karanlık bir bulut belirmiş uzakta