Senelerden beri yazıp çiziyor, nerede bir kamera bulsak karşısına geçip konuşuyoruz. Yazdıklarımız ve söylediklerimiz aslında anlaşılması zor şeyler değil lâkin medyanın karın kuruntuları arasında kaybolup gidiyor. Geliniz yıllardır yazdıklarımızı tekrar özetleyelim: 1. PKK/ KCK/ BDP, dünyanın en eli kanlı terör ve mafya örgütüdür. Kürt canlarımızın meseleleriyle zerre kadar ilgileri yoktur. Terörü kullanarak Güneydoğu Bölgemize hâkim olmak; özerk yönetim ve federatif sistem tesis etmek; daha sonra da Türkiye‘yi parçalayarak ayrı bir Kürdistan kurmak istiyorlar.
2. Ancak, teröre karşı güvenlik güçlerinin 30 yıllık mücadelesi yanlış ve eksikti. Başbakan Erdoğan da iktidarının ilk 8 yılında aynı hatâlara düştü. Lâkin, 2011 sonundan itibaren terörle mücadele yöntemini tamamen değiştirdi. Yeni mücadele döneminde terörün beli kırıldı. Teröristler kaçıp dağılmaya başlamışlardı.
2012 Şubat‘ında, terörist sayısı Türkiye içinde 500’ün, toplam terörist sayısı, Kuzey Irak dahil 1000’in altına çekilmişti. 3. Artık yapılması gereken, nisan sonuna kadar terörle mücadeleyi hızlandırıp teröristlerin dağılmasını sağlamaktı. İşin sonuna geldiklerini gören teröristbaşı, PKK, KCK, BDP ve diğer ırkçı, bölücü unsurlar, tesir icra edebildikleri adamları vasıtasıyla, terör örgütüne zaman kazandırmak için silâh bırakıp Türkiye‘yi terk edeceklerini ve müzakereye oturmak istediklerini bildirdiler. Başbakan, samimî ve iyi niyetliydi.
Teröristlerin silâh bırakmamalarına ve Türkiye‘yi terk etmemelerine rağmen, sırf bölge halkının hatırı için görüşme sürecini başlattı. Aradan bir sene geçmesine rağmen teröristler, bırakınız silâhları bırakıp Türkiye‘yi terk etmeyi, sayılarını daha fazla arttırdılar ve mevzilerini tahkim ettiler. Bu arada terör olayları devam ettirildi. Son olarak Yüksekova‘da alçakça saldırarak 3 kişiyi öldürdüler. Aslında bu durum ‘Çözüm Süreci’nin fiilen bittiğini gösteriyor. Lâkin taraflar, bu sürüklenmeye çalışılan sürecin şeklen devam ettiğini söylemeyi sürdürüyorlardı.
Teröristler bakımından sürecin sürüklenmesinin iki sebebi vardır: 1. Teröristler bu kazandıkları vakitle sayılarını 2900’e çıkarmaya muvaffak olmuşlardır ama bu yeni takviyeler öncekiler gibi henüz eğitimli değildir.
2. Teröristler, yeni militanlarının bir kısmını Kuzey Suriye‘deki terör yapılanmasına kaydırmaktadır. 3. Asıl sebep, güvenlik güçlerinin, öncekinden daha iyi tahkim edilmiş şekilde kendilerini beklediklerini çok iyi bilmeleridir. Bu sebeplerle, bir müddet daha ‘vurkaç’ taktiğiyle oyalanacakları anlaşılmaktadır. Güvenlik güçleri bakımından: 1. Güvenlik güçleri, bir yıl öncesine göre daha hazırlıklıdır ve teröristleri beklemektedir.
2. Güneydoğu Halkı, özellikle ‘demokratikleşme paketi’nden sonra yapılan yeniliklere memnun olmuş ve halkla yöneticiler arasında bir kaynaşma yaşanmıştır. 3. Akan Kanın Durması da yönetim hesabına müspet bir gelişmedir. Lâkin şu son cümlemi lûtfen dikkatle okuyunuz:
Güneydoğu‘da bugün alan hâkimiyeti daha çok terör örgütünün elindedir. Eğer seçim öncesinde, sırasında ve sayımda gereken tedbirleri alamazsanız, Güneydoğu‘da milletin gerçek iradesinin tezahürüne izin verilmeyecektir.