Çok sevmek de iyi değilmiş; kendinden çok vermek de…
Çok güçlü olmamıza rağmen yaralı kadınlardık biz. Yalnızdık. Yalnızlığımızı farkedecek kadar da kendimizden uzaktık bir süredir. Kayıptık. Kaybedilendik bu hayat yolculuğunda. Çocukluğumuzun zorlukları bir yana, çocukluğumuzdan kalan hislerimizde vardı o zorlukların içerisinde. Onları yaşatmak, içimizdeki kız çocuklarıyla da var olabilmek de o büyük zorlukların içerisindeydi. Ve arada duygularımız da vardı, engel olmaya çalıştığımız, bastırdığımız duygularımız gibi mesela…
Sevilebilir miydik gerçekten gerçek anlamda bir gün bizler de? Sevebilir miydik, güvenebilir miydik, emanet edebilir miydik ömrümüzü bir adamın avuçlarına?… Bırakabilir miydik, teslim edebilir miydik bütün yaşam haklarımızı?
Kadınlar da sevilebilir miydi?
Kadınız diye sevmeyi bilmeyenler miydik yoksa? Ya da bizlere yakıştırılmayan mıydı gönül işleri?
Bizlerin de bi kalbi yok muydu?
Kendi hayatımız da olamaz mıydı yani?
Yüreğimize yazılmış şiir gibi olanlar da oldu, o şiirleri yakıp elimize verenler de… Çoğu zaman da zor olanları başardık el ele vererek. Çoğu zaman da tökezledik. Yara aldık hayattan, yaralandık…
Bu kez duygularımızı da yitirmiştik sanki. Bir daha başkasını sevebilme ümidi de kaybolmuştu içimizde.
Hala bu hayatta yaşamak için, sevmek için bir sürü nedenler olabilirdi demeye de utanır olduk…
Biz hiçbir zaman kendimizi rahat anlatamadık
Anlatamayacağız da…
Kendimizi sokaklara vurduk anlatamadık,
Başka kapılara gittik anlatamadık,
Aç kaldık yine anlatamadık…
Ne yaparsak yapalım bizleri bunca yıl anlamayanlara, bu saatten sonra zaten hiçbir şey de anlatamayız artık…
Aynı dünyalar bize göre değilmiş dediklerimizle;
En iyisi de denildiği gibi ayrı kalmak, ayrı dünyalarda yaşamak..
Ne başkalarının bizlere gelişleri değişir, ne de bizim kırgınlıklarımız düzelir…
Umarım herşey herkesin gönlünce, gönlümüzce olur
Kendine iyi bak demeyeceklerim de var,
Aşkla kalman ümidiyle diyeceklerim de…
Ama umarım herkes herkesin kıymetini değerini anlar yokluklarını yaşamadan…
Geç olunmayan hayatı geç tutmanın ne anlamı kalır ki huzura kavuşmadıkça…
Söyleyeceklerimizi de bitirdik, yüreğimize, bize kötü gelenleri de.. Silip yok saydıklarımız da oldu, baş üstü taç ettiklerimiz de… Hepsini de burda bitirdik, kalbimizde…
Biz bitirdik, güzel bitirdik amma velâkin dolu dolu bitirdik…