“..Onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları boş kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim: Hayvanların kulaklarını yaracaklar, onlara emredeceğim Allah’ın yaratışını değiştirecekler!” Kim Allah’ın yerine Şeytan’ı dost tutarsa muhakkak ki o açık bir ziyana uğramıştır..”(Nisa Suresi (4/119)
Değerli Okur!
Yukarıdaki kesin ve keskinuyarılara rağmen, Sünnet denilen merasimle çocukların cinsel organlarını kesenler “Afrika ülkelerinde kız çocuklarının klitorislerini sünnet edip cinsel organlarını parçalayanlar” sağlık açısından gereksiz olan bu ameliyatla hem çocuklara acı çektirmekte ve hem de insanın yaratılışında haşa Allah’ın hata yaptığını mı ima etmektedirler?
Bu sorunun cevabı yok!..
Kuşkusuz, çocukların düdüllerinin derisi Allah’ın yaratışında bir anormallik değildir; normal bir durumdur.
Sünnet işinden servet edineneler, madde perest bazı sarıklı-cübbeli din bezirganlarını da yanlarına alarak, bazı kitap dışı uydurma ritüelleriyle Allah’a karşı meydan okurcasına: “Ey Allahımız, yüce yaratıcı, herşeye gücü yeten ve herşeyi bilen Rabbimiz, sen en iyi biçim verensin, evrenin yaratanısın. Ne var ki, ey Allahımız, sen bizim düdüllerimizi “HAŞA” yamuk yaratmışsın! Senin işlediğin hatayı usturalar ve makaslarla biz düzelteceğiz ve düdüllerden kan akarken ve çocuklarımız çığlıklar atarken senin büyüklüğünü anacağız Rabbimiz!”
Bütün dünyada Erkek ve kız çocukları üzerinde sünneti uygulamak isteyenler sürekli olarak yeni sebepler uydurmaktadırlar. Masturbasyonu veya cinsel yollarla bulaşan hastalıkları engellemek ilk önerilen sebeplerdir.
Daha sonra bunlara birçok sebep daha eklendi: yatağa işemek, kanseri engellemek, AIDS’e karşı korunmak gibi vs…
Ne var ki, evrensel tıbbi araştırmalar sünnetin bir yararı olmadığını ve hatta çocuklara dayatılan bu ameliyatın onların psikolojik gelişmelerinde olumsuz etkilere yol açabileceğini göstermektedir.
Sünnet sonucu sakatlananların ise sayısı belli değildir.
İşin ilginci, hadis kitapları, Peygamber döneminde Müslüman olanların sünnet olduklarına dair hikayeler nakletmeyi unutmuşlardır. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer yahut Hz. Hamza bu gün Müslüman olsaydı, bizim Müslümanların ilk yapacağı işlerden biri onları bir sünnetçiye teslim ederek cinsel organlarını kana bulamak olacaktı!
Var sayılanbazı hadis kitaplarından Ahmed B. Hanbel’inmüsnedi, Osman bin el-As’ın sünnet törenine katılmayı reddettiğini ve bunun bir bidat olduğuna inandığını rivayet eder.
ÜnlüTaberi, Halife Abdul Aziz’in, cizye vermekten kurtulmak için İslam’ı kabul eden Horasanlıların sünnet edilmesi önerisine karşı çıktığını rivayet eder.
El-Nevevi, İbn-i Munzir’den alıntı yaparak sünnet etmenin bidat olup olmadığını tartışır. Kısacası, literatürün bu konudaki kaynakları, her şey gibi bu konuda da çelişkilerle dolu, hemde dopdoludur..
Sakat doğan çocuklar üzerinde yapılan ameliyatlara ne demeli?
Kuşkusuz, bireylerin ve toplumların hatalarının, günahlarının ve aşırılıklarının sonucu, veya bir sınav amacıyla, sakat olarak doğan çocuklar bir anomali olup, ameliyat yoluyla onları Allah’ın asıl yaratılışına uygun bir hale sokmak kınanamaz.
Ayrıca, “peki traş olmanın hükmü nedir?” diye soru yöneltenlere çük kesme ile kıl kesme arasındaki farkı anlatmalı mı bilmiyorum!..
Hz Muhammed(SAV) insanları sünnet et(tirmek)mek için elçi olarak gönderilmedi. Bütün Alemlere rahmet olsun, örnek olsun diye gönderildi. (21/107)
Sözün Özü: Çocuklara karşı işlenen bu bedensel cinayet artık tarihe gömülmelidir diye düşünüyor ve düşündürmek istiyorum! Bakınız: 13/8; 25/2; 32/7; 40/64; 64/3; 82/6-9
Her şeyi en iyi bilen Allah’tır.(cc)
yukselmertoglu@hotmail.com