Çocuk Edebiyatının tanımı için çocuklar için yazılmış edebiyattır, denilir. Büyüklerin çocuklar için yazdığına ve çocukların yazdığı bir edebiyat olmadığına vurgu yapılır. O halde çocuklar için yazılan şiirlerde de onların dünyalarına uygun olmasına dikkat edilmelidir.
Günümüzde bazı çocuk şiirlerine ve çocuk şiir kitaplarına baktığımız zaman maalesef genel olarak çocuğun dünyasından uzak olduğuna, konu olarak ağır olduğuna, açık olmadığına, soyutlaştırmaların, bağlantıların, çağrışımların, bağdaştırmaların, imajların, çocuğun seviyesine göre ağır olduğunu şahit oluyoruz. Şiirle ilgilenen bir yetişkinin bile çocuklar için yazılmayı amaç edinilmiş bazı şiirleri allamakta zorlandığını söylersek abartmış olmayız. Aynı şekilde ortaokul Türkçe kitaplarında yer alan şiirlere baktığımızda da bu sıkıntıları görmemiz mümkün. Esasında bu sıkıntıları şiirimizin genelinde de görüyoruz. Çocuk şiirlerimize de yansıyor bunlar maalesef.
Konular, eşyalar, hayvanlar, doğa, insanlar, olaylar çocuk şiirlerinde onların dünyasına uygun şekilde ele alınmalı. Çocukların dünyasından uzak olmamalı. Cahit Sıtkı Tarancı bir şiirinde “memleketi” nasıl açık anlaşılır ve sıcak şekilde ele alıyor bir bakalım:
MEMLEKET İSTERİM
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.
Tarancı’nın bu şiiri çocukların dünyasına indiğini ve şiiri ortaokul seviyesindeki öğrencilerin çok sevebileceklerini ve çok rahat ezberleyebileceklerini söylemeyi abartı olarak görmüyorum. Yine sevimli bir hayvan olan “kediyi” Halit Fahri Ozansoy’un şu dizelerinde sevimli ve çocukça görebilmem mümkündür. Anlatım çok canlı… İnsan bu şiiri okurken neredeyse kediyi kuyruğundan yakalayacak gibi oluyor. Sözü şairimiz bırakalım:
KEDİM
Kedim henüz bir yaşında;
Uyur hep soba başında.
Hem cesurdur, hem de kurnaz.
Bir tıkırtı duyar duymaz.
Uyanır, aslan kesilir;
Gözleri volkan kesilir.
O geldiği günden beri
Bizim evin fareleri
Damdan, tavandan indiler,
Birer deliğe sindiler.
Koşup yakalıyor hemen
Yuvasından, deliğinden
Çıkanları diri diri.
Artık bunlardan hiç biri
Dolaplarıma girmiyor,
Kitapları kemirmiyor.
Bir Türkçe Öğretmeni olarak öğrencilerimin bu şiiri bir ders gibi kısa bir süre içerisinde ezberleyebildiklerine çok şahit oldum. Hem de sınıfın tamamını. Rahmetli yazar, gazeteci ve edebiyat öğretmeni Osman Akkuşsak, çocuklara şiir ezberleme konusunda bir yöntem öğretmişti bana. Bu yöntemi dersine girdiğim sınıflarda sık sık uyguluyorum. Burada o yönteme kısaca değinmek istiyorum. Önce şiirin ilk kıtası tahtaya yazılıyor ve sınıftaki her öğrenciye bu kıta tek tek okutturuluyor. İkinci, üçüncü… kıtalar da aynı şekilde tüm öğrencilere okutturuluyor. En sonunda sınıftaki bütün öğrencilere teker teker şiirin tamamı okutturuluyor. Bu uygulama yapıldıktan sonra sınıfta şiiri ezberleyemeyen öğrenci kalmadığı görmek pek tabii. Elbette ezberlettirilecek şiir öğrencilerin seviyelerine uygun olmalı.
Günümüzde çocuklar için yazılmış ve onların hayal dünyalarına hitap eden bir çok şiir kitabı, antolojiler çıkıyor. Elbette bunların içinde çocukların dünyalarına hitap eden, seviyelerine uygun şiirler var! İsterseniz sözü burada biraz da Ilgazlı Nazım Mühendisi Halil Gökkaya’ya bırakalım:
BİR ZAMANLAR
Babam masal anlatırdı,
Gaz lambalı gecelerde.
Bin bir türlü mana vardı,
O sihirli hecelerde…
Düdük şekeri yutmuşum,
Öter durur gönül kuşum.
Prensesi unutmuşum,
Aklım kalmış cücelerde…
Definelerin en hası,
Alâeddin’in lambası.
Sanki kaşıkçı elması,
Hala parlar yücelerde…
Bir zamanlar bereketti,
Tadına doymadan bitti,
Ansızın kaybolup gitti,
Çocukluğum nicelerde…
Halil’in deliktir cebi,
Karıştırma yoktur dibi!
Bu anılar bir sır gibi,
Kalacak bilmecelerde…
Evet, günümüze Gökkaya gibi çocukların dünyasına hitap eden, onların ilgisini çeken şiirler de var. Okullarımıza söyleşi ve imza günü içen giden çocuklar için şiir yazan şiirlerimiz, bence bir önceki kitaplarından şiirler okuyabilen çocuklar var mı diye bakmalı. Bu bizim çocukların dünyasına inip inemediğimizi görebilmeniz açısından son derece faydalı olur. Çünkü çocuklar bizim dünyamıza çıkamaz, biz onların dünyasına inmeliyiz! Çocukların sanat ve duygu dünyalarına güzel çiçekler dikebilen nice şiir bahçıvanı yetişmesi dileklerimle. Yazımı naçizane yazmış olduğum dizelerle bitirmek istiyorum:
AH ÇOCUKLUK
Bak! masada siyah beyaz bir resim
Ne güzel çocukluk hatıraları
Her an aklımda durur bin bir isim
Ne güzel çocukluk hatıraları
Akar şırıl şırıl serin bir dere
Serer berrak suyunu yerden yere
Pabuçlarım delik ayaklar yara
Ne güzel çocukluk hatıraları
Kâğıt helva bir de halkalı şeker
Raflardan sürekli bizlere bakar
Okulda sıradayız teker teker
Ne güzel çocukluk hatıraları
Dondurma, uçurtma ve sarı balon
Topu al da koş bomboş bizim salon
Değmesin duvarlara kirli elin
Ne güzel çocukluk hatıraları
Mahalle sokak apayrı bir güzel
Kuşlar ağaçlar çiçekler çok özel
Akşam film var sinemaya sen de gel
Ne güzel çocukluk hatıraları.
Okulda sıradayız teker teker
Ne güzel çocukluk hatıraları