Sevgili okurlarım, Ekim ayının ilk Pazar “Dünya Çocuk Günü” dür. Bu gün ülkemizde ve dünyanın birçok ülkelerinde, “Dünya Çocuk Günü” olarak kutlanacaktır Bende, bu önemli günle ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Sevgili okurlarım. Çocuklarımız, Bugünün küçükleri, yarının büyükleri olacaklardır. Bu nedenle, yarının büyükleri durumuna geldiklerinde, kendilerini ve ülkemizi daha iyi yönetebilmeleri için, gerekli görülen bütün tedbirlerin alınmasının şart olduğu bilinmelidir. Bundan dolayıdır ki, 1923 yılında İsviçre’nin başkenti Cenevre’de bir araya gelen bazı devlet temsilcileri, çocuk sorunlarını tartışarak, “Uluslar Arası Çocukları Koruma Birliği” adıyla bir birlik kurulmasına karar verdiler. Almış oldukları kararlarını, “Cenevre Bildirisi” adıyla yayınlanmış oldular. Alınan bu kararı önemseyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, hemen “Çocuk Esirgeme Kurumunu” kurdurmuş oldu. Daha sonra,1946 yılında ikinci uluslararası toplantı yapıldı. Bu toplantı sonucunda, çocuk hakları daha da genişletilerek, 1953 yılına kadar yürürlükte kaldı. 1953 yılında tekrar toplanan üye ülkeler, çocuk sorunlarıyla ilgili yeni bir düzenlemeler yaparak, çocuklarla ilgilenme görevini “UNICEF’e verdiler. (UNICEF, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun kısaltılmış adıdır.) 1954 yılında yapılan UNICEF toplantısında, her yıl, Ekim ayının ilk pazar gününü “Dünya Çocuk Günü” olarak kutlanmasını, karara bağladılar. Alınan bu kararın yerine getirilmesi koşulları gereği, ülkemizde de çocuk hakları tanınmış oldu. Böylece, üye ülkeler arasında yerimizi almış olduk. Ne var ki günün koşullarında, çocuklarımız çok büyük sorunlarla karşı karşıya olduğu bilinmektedir. Karşımızda çığ gibi büyüyen kimsesiz ve bakıma muhtaç çocukların sayısı, gittikçe artmaktadır. Bu çocukların bir kısmı sokak çocukları dediğimiz durumda yaşamlarını sürdürmektedirler. Bu gün bu sayının ne kadar olduğunu bilmemekteyiz. Bu çocuklar ne yiyip ne içtiği ve nerede yatıp kalktıkları genel olarak bilinmemektedir. Bilinenlerde, yardımlarımızı beklemektedirler. En büyük sorunlarımızdan biriside, yurdumuzun çeşitli yerlerinde, hala kız çocuklarını okula göndermeyenlerin sayısı, küçümsenmeyecek boyutta olduğudur. İstanbul’umuzda bile, nasıl bir tablo ile karşı karşıya olduğumuz tam anlamıyla bilinmiyor.
Sevgili okurlarım. Devletimizi yönetenler, kimsesiz ve yardıma muhtaç olan çocuklarımızın sayısal tespitlerin yapmaları gerekmektedir. Dahası da, nasıl ve ne gibi önlemlerin alınacağı ve bu önlemlerin neler olacağı saptanmalıdır. Bu durumun açığa çıkarılması için de, sosyal hizmetlerde görev yapan Bakanlığın geniş kapsamlı bir araştırma yapmasını ve sonuç olarak gerekli tedbirlerin alınması arzumuzdur. Dünyamızın hızla değişime uğradığı çağımızda, bu değişime uyum sağlayacak olan çocuklar payına düşeni almalılar. O nedenle bu değişime uyum sağlanması için, şimdiden gerekli tedbirlerinin alınması şarttır. Bundan 65 yıl önce,1959 yılında “Birleşmiş Milletlerin Genel Kurulu”, çocuklara sahip çıkarak, çocuk haklarını karar altına aldıklarını, önemli maddeler halinde belirtmişlerdir. Bu maddelerden önemli olanlarını siz okurlarımla paylaşmak istiyorum.
*Hiçbir çocuk ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyası inanç nedeniyle ayrı tutulmaz.
*Her çocuk korunarak, özel bakım gerektirir.
*Her çocuk doğduğu andan başlayarak isme ve yurttaşlığa hak kazanır.
*Her çocuk sosyal güvenlikten yararlanmalıdır. Sağlıklı büyüyüp gelişmesi için gereken her caba gösterilmelidir.
*Sakat çocuklar için özel bakım ve eğitim uygulanmalıdır.
*Hiçbir çocuktan sevgi esirgenmemelidir. Ailesi olmayan ve yoksul kalmış çocuklara özel ilgi gösterilmelidir.
*İlköğretim parasız ve zorunlu olarak çocuklara sağlanmalıdır.
*Çocuklar oyun oynama ve dinlenme olanaklarına sahip olmalıdır.
*Sosyal yardım ve koruma derneklerinde, ilk akla gelen çocuklar olmalıdır.
*Çocuklar her türlü sömürüden ve kötülükten korunmalıdır.
Sevgili okurlarım, çocuklarımız için ön görülen tedbirler alındığı zaman, çocuklara verilen değer, anlaşılabilir. Bizde cumhuriyetimizin kuruluşundan, günümüze kadar, çocuklarımız için neler yapmışız, bir de ona bakalım. Cumhuriyetimiz kurulduktan bugüne, çocuklarımızın sağlığına, eğitimine ve öğretimine azda olsa önem verilmektedir. Her kademede okullar açıldı ve açılmaya da devam edilmektedir. Çocuk bakım evleri, doğum evleri, çocuk hastaneleri, çocuk yuvaları kuruldu. Yardım kurumları eliyle kimsesiz çocuklara gerekli yardımlar yapılmakta. Ancak bu yapılanlar bugünkü şart ve koşullardan baktığımızda yeterli olmadığı görülmektedir. Nüfus yoğunluğuna paralel, işsizliğin artması sonucunda, mağdur durumda olan çocuklarımızın durumunun düşünülmediği apaçık ortadadır. Ülkemizin geleceği sorumluluğunu taşıyacak olan çocuklarımızın sorunlarına aileden başlayarak el atılması gereklidir. Buda yetmez. Çocukların , “eğitim-öğretim,” sağlığı ve altyapı hizmetleri eksiksiz yapılmalı, yapılanlardaki aksaklıklar giderilmelidir. İyi bir neslin yetiştirtmesi için gerekli görülen her türlü önlem ve tedbirler alınmalıdır. Çünkü “Çocuklarımız, bugünün yarını, yarıların umududur”. Çocuklarına değer veren uluslar dimdik ayakta kalmaktadırlar. Bizler de, çocuklarımıza nasihat yerine, örnek olmak zorundayız. Bu şekilde düşünüp davrandığımız ölçüde, yarının büyüklerini çok iyi yetiştirmiş oluruz. Sözlerimi bu görüş ve düşüncelerimle tamamlarken, teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair