Erken çocukluk döneminde, ilk eğitimi çocuklarımızla birlikte doğada aramak ve yaşamak harika bir başlangıç olacaktır bizler için. Çocukların, evrenin zarafetinin yansımasıyla doğduklarına, doğanın, muhteşem sihirli değneğinin her çocuğa dokunacak kadar güçlü olduğuna inanıyorum.
Çocuğunuzun görsel sanatlara karşı yeteneğini keşfettiniz ya da yeteneğini merak ediyorsunuz, kafanız karışık ve destek vermek için ne yapmanız gerektiğini bilemiyorsunuz! Bu konuda eğitimine katkıda bulunacak oyuncaklar mı almalı, bir kursa mı gitmeli, özel ders mi almalı, aktivitesi bol bir okula mı vermeli? Benzer soruların düşüncelerinizi meşgul ettiğini tahmin edebiliyorum çünkü, bunları bizde kızımla yaşadık. Bu nedenle ilk önce bir anne ve sonra bir eğitmen olarak yaşadıklarımızı sizinle paylaşmak benim için çok önemli.
Çocuklarınız için bir şey yapmak istiyorsanız ilk önce derin bir nefes alın, sakinleşin ve sakin kalın derim. Şimdilik kurs ve atölye fikrini bir kenara koyun lütfen. Çok şanslısınız çocuğunuz sanata ilgili ve, sizin için var olan harika bir öğretmen “Doğa” var. Hayatın her alanında sanata ilgisi ve yeteneği olan insanların üretimlerini hayranlıkla izliyoruz. Sanatın her dalında olduğu gibi resim sanatında da yaratıcılığı etkileyen en önemli şey; erken çocukluk döneminde doğada yapılan gözlem, doğada oynanan oyunlar, aileyle geçirilen mutlu ve verimli zamandır.
Evet, sakinleştikten sonra çocuğunuzla yapacağınız ilk şey; güzel bir piknik sepeti hazırlayıp, defter ve boya kalemlerinizi de alarak en yakın parka koşmak olsun. Belki sık sık gittiğiniz parka farklı bir gözle bakmalı ve çocuğunuzla kuşları, ağaçları, yaprakları, kedileri, çiçekleri, bulutları daha farklı gözlemlemelisiniz. Doğaya dokunarak, oynayarak, gözlemleyerek doğayı tanıma ve hissetme şansı vermek, bunun için ona yardımcı olmak en anlamlı görevlerimizden biri olmalı.
Bu başlangıcı çok seveceğinize eminim. Bizde kızımla böyle başlamıştık sanat yolculuğumuza. İlk resim sergimizi açtığımızda geldiğimiz noktayı değerlendirirken başlangıç noktamız en önemli doğrumuzdu ve hala öyle diyebilirim.
Doğada vakit geçiren, oyun oynayan çocukların daha yaratıcı ve sosyal olduğunu gözlemledim. Öğrenmek doğada daha da anlam buluyor, kuşu uçarken gözlemlemekle, bir kitaptan kuş resmine bakarak çizmek çok farklı. Çevremizdeki varlıkları hareket halinde gözlemlemek özgür düşüncenin yansıması ve, canlı bir hayal gücü için çok önemli. Bu noktada çizimleri ve boyamaları konusunda baskı görmeden özgürce çizebilmesi de diğer önemli bir konu. Belki sizin düşündüğünüzden , istediğinizden ve gerçeğinden farklı çiziyor olabilir ama yönlendirmeyin ve o sormadan nasıl çizileceğini anlatmayın. Doğru olan kendi hayal gücünü ortaya koyabilmesi ve istediği gibi çalışabilmesidir. Ama bilinçli bir anne olarak, kendini ifade edebileceği, özgür olabileceği ortamlar yaratmak da görevimiz olmalı.
Çocuklarımızın sıra dışı, farklı özelliklerini köreltmemeliyiz. Onlar kişiliklerini ortaya çıkaracak, kendilerini en doğal, en güzel şekliyle ifade edebilecek alanlar ve yöntemler yaratma konusunda bence bizden daha başarılılar. Bu düşünceleri yeni yaratıcı fikirlerin doğmasına sebep olacaktır ileride. Onları kendi kalıplarımız içerisine hapsetmeye çalışmanın, var olan yeteneğini öldürmekten başka bir şey olmadığını unutmamalıyız.
Yıllar önce gittiğim bir seminerde üstün yetenekli çocuklar ile ilgili çalışmalar yapan, konuşmacı Amerikalı profesörün sözleri beni çok etkilemişti: “Lütfen çocuklarınızda ki yeteneklere saygı duyun ve öldürmeyin. Ona yapacağınız en büyük kötülük kendinize benzetmektir. Çocuklarınızı kendi kalıplarınıza sokmaya çalışmayın, bırakın farklı kalsınlar, farklılıklarını korusunlar. Bu özellikleri ile farklı şeyler yaratsınlar. Buradan çıktıktan sonra her şeyi unutabilirsiniz ama bu son söylediklerimi lütfen unutmayın. Gerekirse kulağınıza küpe yapın” Evet, bende bu sözleri unutmuyor kulağıma küpe yapıyorum yıllardır. Lütfen çocuklarımızın yeteneklerine farklılıklarına saygı duyalım.
Dışarıda olduğu gibi çocuklarımıza evde de yaratıcılığını geliştirecek/katkıda bulunacak özgür ve eğlenceli ortamlar yaratabiliriz. Eğlenceli ortam derken, satın aldığımız pahalı oyuncaklarla oynanan oyunlar değil anlatmak istediğim. Bu arada çocuklu ailelerin evlerini hayal edebiliyorum; Her odada oyuncak ve çokça kitap… Teklifim şu; İlk olarak evdeki fazla oyuncakları kenara kaldırıp, daha eğlenceli aktiviteler yapabileceğimiz ortamlar yaratmayı deneyin. Kaldırdığınız oyuncaklar yerine, çocuğunuzun yaşına göre belirlediğiniz, tehlikesi olmayan evde kullanmadığınız eşya ve atık malzemeleri koyun. Mesela kağıt rulolar, kırılmış oyuncak parçaları(tekerlekler, direksiyon vs.), kartonlar, su şişeleri, kutular, ip, işe yaramayacağını düşündüğünüz kumaş ve tahta parçaları, oyun hamurları (bu arada daha sağlıklı ve az maliyetli olması açısından oyun hamurunu evde yapabilirsiniz)… Ve artık harikalar görmeye hazırsınız. Bu eğlenceli oyun/aktivitelerle harmanlanan yaratıcılık süreci o kadar önemli ki, zaman geçtikçe çocuğunuzun nasıl bir gelişim göstereceğini, neler yaratabileceğini şaşkınlık ve mutlulukla göreceksiniz.
Kazanımlara baktığımızda:
1-) Aileyle geçirilen verimli zaman
2-) Gelişen el kol kasları
3-) Gelişen odaklanma ve dikkat süreleri
4-) Yaratıcılığın gelişmesi
5-) Akademik eğitime katkı
6-) Yaratıcı düşünme becerilerinin gelişimi
7-) Daha sağlıklı ve az maliyetli oyuncaklar
Gelişen hayal gücü
ve daha sayamadığım bir sürü kazanç…
Anne baba olarak bunların hepsini ve daha fazlasını kızımla yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Gördüğüm ve deneyimlediğim önemli şey; çocuklar uygun ortam oluşturulup, desteklendiklerinde istekle harikalar yaratabiliyorlar. Baskı ve yönlendirme çocukları sadece isteklerini yok ediyor.
Bu da şunu gösteriyor; Çocuklarımızı istekli olduğu çalışmalarda /işlerde baskı yapmadan motive edebilmek, isteğini ve yeteneğini canlı tutabilmek çok ama çok önemli.
Bu konuda sayfalarca yazabilirim size, sanat ve yaratıcılık bizim için zengin, bitmez tükenmez bir güzellik ve sonsuz hayal bahçesi. Sizde hayâl bahçenizde çocuğunuzla keyifli bir yolculuğa çıkın lütfen. Yıllar geçtiğinde bu bahçeden toplayacağınız bilgi ve deneyimler sizlerle birlikte torunlarınıza aktarılacak.
Hepimizin, çocuklarımızla zengin, renkli hayâl bahçesinde kaybolup, mutlulukla dolmasını diliyorum…
Sevgiler
Zehra Emre