Yazımızın yazıldığı tarih:01.11.2010- saat:12:00
Önümüzdeki günlerde muhtemelen Çarşamba (03.11.2010) bilemedik Cuma günü Çiğ Süt Fiyatları d-ü-ş-ü-r-ü-l-e-c-ek.
Nerede? Çukurova’ da. (Niçin Çukurova’ dan başlatılıyor? Çiğ Süt üreticileri Grubu’ nun internet sitesine girip okuyunuz. Kapalı bir grup olup gmail sahibi olmayanlar okuyamaz.- İsteyene yayınlamamaları şartı ile gönderilebilinir- Çukurova’ da bu sefer çiğ süt fiyatlarını düşürecek olanlar bölgesel alıcılar değil süt devleri! Bölgesel alıcılar 4 Şubat 2010 tarihindeki toplantıda aldıkları çiğ süt alım fiyatlarını (60 krş)uygulamaya devam ediyorlar. 3 Şubat 2010 günü çiğ süt alım fiyatları bölgesel alıcılar tarafından 70 kuruş olarak uygulanmakta idi.)
Düşecek demiyoruz, Çünkü düşecek kelimesi ekonomik dilde kendiliğinden oluşan piyasa içindir. Düşürülecek ise ekonomik anlamda alıcıların fiyat düşürmesidir. Burada ‘’ Alıcılar ‘’ olarak çoğul kelimesini kullandığımıza bakmayın aslında ülkemizde Süt Sanayicileri ‘’ Tek ‘’ alıcıdır.
Piyasa da bir çok alıcı görünse de alıcının tek olması, telefonlar ederek, toplantılar yaparak, bu toplantılarda karar vererek ‘’ tek ‘’ alıcı haline gelmektedirler. Böylesine bir şekilde üreticilere karşı bir araya gelerek fiyat belirleme eylemleri Rekabet Kanununa aykırı olduğundan yasadışıdır.
Defalarca yazdık ve yazmaya devam edeceğiz. Çiğ Süt alım fiyatlarında gerçekçi bir serbest piyasa düzeni yoktur.
Rekebet Kanunundan bahsederek amacımız Rekabet Kurulunu harekete geçirmek değil. Çünkü Rekabet Kurulu harekete geçse ne yazar, suçları ancak isbatlanıverse üç beş kuruş para cezası ile atlatırlar. Hatta çoğu soruşturma da sonuçsuz kalır, delil elde edilmek istenmediğinden!
Üç hırsız bir araya gelip şehirde bir mahallenin otomobilleri ni çalmaya devam etse, polis hemen hırsızları telefon dinlemesine alır ve tam iş üstü affedersiniz suç üstü yakalar.
Rekebet Kurulu ” şu süt sanayicilerinin telefonlarını dinleyin, toplantılarını takip edin ” emrini polise bir verebilse o zaman kimin fiyatları indirdiği ortaya çıkar.
Mahallenin hırsızı üç beş kişinin otomobilini çalınca Mahallenin Güvenliği sarsılıyor.
Peki çiğ süt fiyatlarını yasadışı indirenler neyi sarsıyor?
Çiğ Süt Üreticilerinin yaşam güvenliğini, hayvancılığımızı, etimizi, gıdamızı sarsıyor. Gıdaya erişim hakkını sarsıyor.
Gıda güvenliği sadece gıda da mikrop olmamasımıdır? Tek’leştirilmiş süt sanayicilerinin Çiğ Süt Üretimine, hayvancılığımıza darbe vurma özgürlüğünün devam etmesi Ülkemizin Gıda Güvenliği’ ni sarsmaktadır.
Şimdi tekrar 2008 yılındaki yaygara başlayacak: ‘’ Çiğ Sütte arz fazlası vaaaar ’’
2500 tonluk süt çamuru (Süt Konsantresi) ithalatı 06.10.2010 tarihli kararname yayınlanmadan önce yapıldı.
Yayınlanan kararname için ‘’ geri ihraç edilecek ’’ laflarına çocuklar bile inanmadı. 2500 tonluk süt çamurunu ve 2000 tonluk tereyağını ithal edenler o kararname ile ‘’Atı Alan Üsküdarı geçmiş ’’ oldu. Süt çamurunu bu kararname yayınlanmadan ‘’dahil de işleme rejimi‘’ çerçevesinde ‘’ithal edip de ihracat taahhütlerini” yerine getiremeyenlere en az 4 milyon dolarlık gümrük vergisi ödeme mecburiyeti ortadan kaldırılıp yasallaştırıldı.
Neyin pahasına? Çiğ Süt Üretiminin, tekrar hayvancılığımızın öldürülmesi pahasına. Bir yandan 0 sıfır faizli kredilerle yeni yatırımcılar desteklenirken, bir yandan çiğ sütte fiyat istikrar politikaları gereğince süt tozuna teşvik verilirken, bir taraftan 2500 tonluk yani 25 milyon litrelik süt çamuru kıyak ithalatı. 2000 ton tereyağı da ne kadar çiğ sütün tereyağı ettiğini bileniniz yoksa bilmece gibi söyleyelim: Hangi rakamın %2-3’ ü 2000 ton ediyor ise o kadar çiğ süt işlenmişliğinden elde edilen tereyağ eder?(= 100-120 bin ton çiğ süt işlenmişliğin tereyağı) ediyor.
Avrupa Birliğinin, artık kendi çiftçisine vereceği desteğe gerek kalmadı: Türkiye’mizin Dış Ticaret Müsteşarlığı’mızın Bağlı olduğu Devlet Bakanlığı’mızın verdiği destek yeter. AB çiftçisine destek Türk Çiftçisine köstek. Tarım’ da bazı köşe yazarlarımız iyi niyetle yazmış: Bu kararname iptal edilmelidir.
Biz de deriz ki, gerek yok çünkü; Atı Alan Üsküdarı geçti. Ellerinde ithal süt çamurundan yapılan UHT süt stoku olan Süt Devinin, biri İç Anadolu Bölgemizden satın aldığı çiğ sütün % 30’unu durdurdu. Bir diğer süt tozu stokçusu Süt devi de, Ülke genelindeki süt toplayıcılarından çiğ süt alımını % 40 oranında durdurdu.
Önümüzdeki günlerde Medya da koro halinde; Çiğ sütte arz fazlası var diyecekler veya süt tüketimini artıralım, okul sütü projesini başlatalım diyecekler.
Çiğ Süt alımında Rekabet kurulunca sabıkaları bulunanların okul süt projelerinde de yine rekabet kurulunca sabıklandırıldıklarını biliyoruz.
Çukurova’da 2010 Ekim ayı itibari ile, Süt devlerince 75 kuruş olarak uygulanan çiğ süt alım fiyatları 70 kuruşun altına bir gecelik kararla indirilecek! Çarşamba veya Cuma’ya kadar!
Çukurova’da süt devlerinin merdiven altı tabir ettikleri firmaların, bugüne kadar uyguladıkları 60 kuruş alım fiyatları da, 50 kuruşlara indirilecek. Veya Süt devleri ile bölgede fiyatları eşitleyecekler.
Sıra Batı İllerimize gelecek?
Konya’da özel süt tozu fabrikası var? Niçin Konya’da bugüne kadar çiğ süt alım fiyatları 75 kuruşları görmedi?
Beyler; Hem süt ürünleri fabrikası hem de aynı zamanda süt tozu fabrikası olanların çiğ süt fiyatlarını düzenleyeceğini, artıracağını sanmak saflıktır. Tarım Ekonomisini, çiğ sütte fiyat istikrarının nasıl sağlanacağını, özel sektörü bilmemektir.
Hem devletten süt tozu üretim teşviği alacaklar kazançlarına kazanç katlayacaklar hem de satın alacakları hammadde olan çiğ sütün aılm fiyatlarını yükseltecekler öylemi? Diğer taraftan süt ve süt ürünü yapacakları hammadde çiğ sütün fiyatını niçin artırsınlar. Buna kargalar bile güler.
Süt tozu üretimiyle çiğ sütte fiyat istikrar politikaları özel sektörün süt tozu fabrikaları ile düzenlenemez.
Çukurova’ da düşürülen fiyatları hemen Konya takip edecek. Konya ve Çukurova’ nın fiyatları önümüzdeki günlerde Batı’ da göstermelik çiğ süt alım ihalelerinde ‘’Sahte emsal‘’ lendirilecek.
Süt ineği katliamı yeniden ülkenin gündemine süt sanayicilerince başlatılacak.
Çiğ Sütte ‘’Adil bir piyasa ve fiyat düzeni‘’ nasıl sağlanırlığını yazdık, yazmaya da devam edeceğiz.
Çiğ Sütün Maliyetinin 75 kuruş, kazancımızının da 25 kuruş olması, çiğ sütün alış fiyatının toplam 1 TL olması gerektiğini biz yazdık. Şayet ‘’Ali Okulundan Mezun‘’ bizler yanlış hesaplıyorsak, birileri çıkıp lütfen bizim yaptığımız hesabı düzeltsin biz razıyız. Haksız isek bize haksızsınız deyin, haklı isek hakkımızı verin. Bilin ki, marabalara hakkını Modern Ağalar vermez. Hakkı Bilen Modern Yönetimler verir!
Sayın Kanat,
Merhaba ,
Ellerinize sağlık.Yazınız gerçekten güzel.Sorunlar,olanlar,olabilecekler ancak bu kadar anlatılır.Ama sadece anlatılır.Anlatmak ve anlamaktan öteye de malesef gidemiyor.Siz anlatıyorsunuz,bizler okuyup anlıyoruz.Anlamak isteyenlerde anlıyor ama yine bildiklerini okuyorlar.Ne ette değişen birşey var nede sütte.Bakan da öyle demedimi? Marketler fiyatları geri çekmiyor diye.Kimse takmıyor.
Yaklaşık 2 yıldır belkide daha fazla, çiğ süt üreticileri grubunda takip ediyorum.3 veya 4 defadır yorum olarak katıldım.Fazla değil.Geçen bu süre zarfında değişen hiçbir şey yok.Aslında bazı şeyleri değiştirmek lazım.Ama buna da cesaret yok.Bir araya gelebilmek yok.Bir bütün oluşturmak yok.Önceki katılımımda Çüğsüt üreten siz üreticilerin bir araya gelerek bir mandıra kurmalarını,ürettikleri sütten ürünler üreterek açacakları satış noktalarında satmaları gerektiğini vurgulamıştım.Yine aynı öneriyi tavsiye ediyorum.Ben üretici değilim.Yinede sizlere böyle bir oluşumu tavsiye ediyorum.Kendi işletmenizi mandıranızı kurun ve ürünlerinizi üretmeğe başlayın.Sütün karı,işletme karı ve satış karı ile birlikte karınızı 3 e 4e katlamanız işten bile değil.
Önceki yazımda İstanbul Beylikdüzü nde Yöresel Ürünleri satmak için Şarküteri mağazsı açacağımı ifade etmiştim.Hazırlıklar bitmek üzere.Bayram öncesine yetiştirmeye çalışıyorum.Bunu belirtirken anlatmak istediğim şu;
İş yerimde satmayı düşündüğüm yöreseller için araştırmalar yaptım.Koyabileceğim ürünleri tesbit ettim.Malatya ‘ya akabinde Antakya’ya ziyaretlerde bulundum.Özellikle Antakya da yöresel bir üretici firmayı ziyeretimde toplamda 300,400metrekarelik alan içinde üretim yapıyor.Günlük işlediği süt 5000 lt.Ancak günlük iş hacmi enaz 15000 lt kapasitede çalışıyor.Kendi tonajı yetmediğinden bölgede bulunan diğer küçük orta ölçekli işletmelerden de ürün tedarikinde bulunuyor.Kendi adına ürünler yaptırıyor.Yaptığı ürünleri İstanbul,İzmir,Ankara ,Elazığ ve Antakya pazarında satıyor.Sabah 8 de işletmesine gitmiştim.Aralıklı olarak akşam 18 e kadar şahit oldum.Allah daha çok versin .Para bir tarafa mal bir tarafa.EFT si gelmeyen Havalesi gelmeyen ürünüde sevk etmiyor.Neden siz orta ölçekli üreticilerde böyle bir işletme kurmuyorsunuz ki devlet destekleri de mevcut iken.Benim gibi belki böyle ürün arayan yüzlerce insan ve satıcı ürün arayan firmalar var.Biraz cesaret ve adım.Bunu yabana atmayın .Türkiye genelinde böyle küçük ve orta ölçekli üreticiler birleşseler büyük dediğimiz o üreticiler sütlerini nereden hangi fiatlarla temin edecekler.Sorarım.Saygılarımla.
türkiyenin 23 milyon hektar işlenebilir arazisinde tarım sıkıntıları yaşamasının nedeni yapısal akıl eksikliğindendir. hayvancılık işletmeleri herbiri en az 200 hektarda 50.000 adet işletme (herbirinde 500 büyükbaş veya muadilleri, otlatma tabanlı sistem, herbirinde çalışan 1500 tl maaşlı 10 aile, herbirinde ziraat mühendisi,.. 3-4 adet, herbiri kendi yemini kendi alanından temin eden ve en az 4-5 ay dönüşümlü otlatma sistemiyle çalışan) olmalıdır. böylece hayvancılıkta toplamda 2,5 milyon istihdam ve toplam tarımın hepsinde 7,5 milyon istihdamla verim ve kalite yakalanır. TARIM KESİMİNE HER TÜRLÜ TEŞVİK İPTAL EDİLMELİDİR. yeni zelanda modeli tarımcılık geliştirilmelidir. tarım dahili besleme ve aynı zamanda en az yarısı ihracaat için planlanmalıdır. arazimiz muazzam var. 17 milyon çiftçi sayımız 7-8 milyona indirilmelidir. herbir çiftlik en az 200 hektar olmalıdır. herbir çiftlik kendi yemini kendisi üretmelidir. TEŞVİKSİZ TARIM EN AKILLICA TARIMDIR. TEŞVİKLİ TARIM HAMALLIKTIR. TARIM ALANINDA AKIL OLMADIĞINDAN DEVLET TEŞVİKLERLE HAMAL ALARAK İŞİ GÖTÜRMEYE ÇALIŞMAKTADIR. HERBİR ALANDAKİ BÖYLE 1-2 MİLYAR TL AÇIKLAR SONUNDA BÜTÇEDE AÇIK OLUYOR MECBUREN FAİZE BATIYOR SONRA VERGİLER ARTIYOR ZAMLAR ARTIYOR VE HERKES KISIR BİR DÖNGÜDE DÖNÜP DURUYORUZ. ÇÖZÜMLER HAZIR AMA ARTIK GLOBAL ÇETELERİN FİTNE VE FESATLARINI AŞMADAN ARTIK EVİNİZDE BİLE İSTEDİĞİNİZİ YAPAMIYORSUNUZ. İNSANLIK ARTIK GLOBAL HAREKET EDEREK HERŞEYİ DÜZENLEMELİ VE PLANLAMALIDIR.
SAYGILAR,