Bilgiaginet Gazetesi’nde 2 Kasım Salı 2010 tarihinde ‘’ Çiğ Sütte Sonbahar Oyunu-2010 ‘’ başlıklı bir yazı yazdık: http://www.bilgiagi.net/cig-sutte-sonbahar-oyunu-2010/32052/
Her yıl oynanan ‘’ Çiğ Sütte Sobahar Oyunu’’ bu yıl oynanmadı. Niçin ertelendi?
Bu yıl ‘’ Çiğ Sütte Sonbahar Oyunu’’ niçin oynanmadığını yazacağız.
2 Kasım 2010 tarihli yazımızda ‘’ Önümüzdeki günlerde muhtemelen Çarşamba (03.11.2010) bilemedik Cuma günü Çiğ Süt Fiyatları d-ü-ş-ü-r-ü-l-e-c-ek. ‘’ demiştik.
Çiğ Sütte fiyatlar d-ü-ş-ü-r-ü-l-m-e-d-i.
Bir çok gazeteci ‘’ecak, acak’’ larının doğru çıkmasını ister. Biz gazeteci değil, üreticiyiz. O yazdıklarımızdaki bu ‘’ ecek, acak ‘’lar kabusumuz. Bu yüzden çiğ süt alım fiyatlarının düşürülmesi ile ilgili toplantılar, bizi hop oturtup hop kaldırdı.
Fiyatlarda; Çiğ Süt alım değerinin düşmesi bizim, işlenmiş ambalajlı süt ve süt ürünleri satış değerlerinin yükselmesi ise tüketicilerin ‘’ kabus ‘’udur. Süt sanayicilerinin bir kabusu ise ‘’ adil bir piyasa düzeni ’’ dir. AB ülkeleri ile ülkemizdeki ambalajlı süt ürünleri fiyat/çiğ süt satın alım fiyat oranı incelendiğinde görülecektir ki ülkemizin ambalajlı süt ve süt ürünleri fahiş fiyattan satılmaktadır.
Bu iki kabusu Çiğ Süt Üreticilerine, Süt ve Süt Ürünleri Tüketicilerine yaşatan ise Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileridir. Çiğ Sütü kaç kuruştan alırlar ise alsınlar, süt sanayicilerinin kazançları azalmıyor.
Market raf fiyatları da sorgulanarak tüketici korunur.
Çiğ Süt üreticilerinin ürettiklerinde de kazanç sağlanarak üretici korunur. Üreticiye kazanç sağlayıcı tedbirlerin adı, üreticinin alın terinin karşılığı ‘’ adil fiyat düzeni ‘’ dir
‘’ Hayvancılıkta en önemli hususun bu işi yapanların para kazanması ‘’ gerektiğini bilmeyen yetkililer hayvancılığımızın çöküşüne ancak seyirci kalabilirler.
‘’ Çiğ sütte oynanan oyunları ‘’ da bilirler mi bilmezler mi bilmiyoruz.
Çiğ Sütte alım fiyatları niçin bu sonbaharda düşürülmedi? Oyunun perde gerisine bakalım!
4 Şubat 2010 yılında Çukurova’ daki bölgesel çiğ süt alıcılarının toplantı yaparak 70 kuruş olan alım fiyatlarını 60 kuruşa indirme kararı aldıklarını o tarihte çiğ süt üreticileri -herkese kapalı- üyelerine açıkça firma isimlerini de belirterek yazmıştık. O toplantıda Çukurova’ da çiğ süt alımı yapan dev iki firmanın da bu toplantıya katıldığını ama alım fiyatı indirme kararını uygulamayacaklarını da yazmıştık. Grupta yazdığım yazıda iki süt devinin karara katılmama sebebinin market raflarındaki rekabette bu bölgesel alıcı ve aynı zamanda bölgesel ambalajlı süt ve süt ürünü firmalarına rekabet fırsatı vermeme amacı olduğunu belirtmiştim. Yani bu iki süt devinin çiğ süt üreticilerini düşünme amacında olmadığını kendi market rafları piyasalarının bozulmaması amacı ile Şubat 2010’ daki Çukurova’ daki alım fiyatı indirimine katılmadıklarını yazmıştık.
2010, 4 Şubat fiyat indirim kararları 2010 Ekim ayına kadar uygulandı. Maalesef şu anda da uygulanıyor. 4 Şubat 2010 tarihinden bu yana Çukurova ve Konya’daki çiğ süt üreticilerinin cebinden çalınan paralardan kim sorumludur?
Hani süt tozu parasal teşvikli politikalar çiğ süt fiyatlarını düzenleyecekti? Konya’da süt tozu fabrikası olduğu halde niçin o süt tozu fabrikası teşvikli süt tozu ürettiği halde çiğ süt fiyatlarını Konya’ da yükseltmiyor? Niçin? Şu saflığa bakınız. Özel sektörden merhamet ve insaf beklemek ha! Süt sanayicilerinin reçetesi uygulanırsa bu olur: Hem süt tozu teşviğini alırlar, hem de toplantılarla fiyatları 4 şubat 2010’da indirdikleri sabitede tutarlar!
Biz atmıyoruz, tutmuyoruz, iftira da etmiyoruz. Bakın bunların Rekabet Kurumundaki sicillerine! Üç kuruş ceza almış sabıkalılar.
Konuya devam edelim:
2010 kasım başında uygulanmayan çiğ süt oyununa gelmeden önce Agustos başında bölgesel alıcılardan Kadirli/ Osmaniye’ pazarını paylaşmış olan bir firma diğer bölgesel firmalardan çiğ süt alım fiyatlarının düşürme gündemli toplantı istedi. Bölgesel diğer firmalar buna yanaşmayınca Kadirli/Osmaniye firması operasyon başlattı:
Pazar paylaşımında başka firmaların alım pazarlarına yüksek fiyattan girmeye başladı. Diğer bölgesel firmaların önündeki seçeneklerden biri, ya onunla rekabete girecekler ya da tamam deyip toplantıya razı olacaklar. Çiğ Sütte Sonbahar Oyunu yine başlayacaktı.
2010 kasım toplantısına gelmeden bölgesel fiyatların düşürülmesi ile ülkedeki fiyatların düşürülmesi arasındaki bağı anlamak için domino teorisinin bilinmesi gerekir. Domino teorisi; Domino taşlarının ince kenarlarının yan yana dizildikten sonra bir kenardaki dominoya dokununca tüm dominoların kendiliğinden düşme teorisidir.
Çiğ Süt alım fiyatlarının domino teorisinde ilk dokunulacak yer Çukurova’dır. İlk dokunuş ile Çukurova fiyat düşürüldüğünde artık Çukurova adlı domino taşının başı Konya ve ilçelerini düşürüyor. Konya ve ilçeleri Burdur’u, Burdur’ da Çanakkaleyi düşürüyor. Bu düşen domino taşları tüm ülkedeki çiğ süt fiyatlarını düşürüyor.
Şimdi burada Çukurova Konya’ yı nasıl düşürüyor ona bakalım: Çukurova’daki bölgesel alıcılar çiğ süt alım fiyatlarını düşürdükleri gün Konya’ daki çiğ süt toplayıcısı veya çiğ süt satın alan süt sanayicilerine telefon ediyor: Biz ucuzlattık bizden alınız!
Konya’lı alıcılar hemen Çukurova’nın bir günde ucuzlatılmış çiğ sütüne yöneliyor.
Ucuz çiğ sütü alan Konyalı süt sanayicileri de hemen ‘’ Çukurova’ da fiyatlar düştü’’ bahanesiyle onlar da alım fiyatlarını düşürüyorlar. Konya’ daki çiğ süt üreticileri veya satıcıları direnecek olsa Çukurova’da ucuzlatılmış çiğ süt tankerleri Konya’ya sevk ediliyor.
Konya’da düşürülen fiyatları Burdur’ daki göstermelik ihalede fiyat düşmesinin takip etmesi de şöyle oluyor. Burdur’ daki ihaleye katılacak olan süt sanayicileri diyor ki: ‘’ Bak çiğ süt alım fiyatları Çukurova’ da Konya’ da düştü, anlaşamaz isek Konya’ dan, Çukurova’dan daha ucuz fiyata çiğ süt satın almak zorunda kalırız.’’ Burdur’un ihalesine girecek süt sanayicileri, Burdur’daki Kooperatif yetkililerini Çukurova’da, Konya’ dan mal temin edebilecekleri ile tehdit ediyor. Böylece Burdur’daki kooperatif başkanının yelkenleri indiriliyor.
Burdur’da Çukurova’ da, Konya’ da düşürülen fiyatlarda sıra Çanakkale’ye geliyor!
Düşürülme sırası gelen Çanakkale’ de olanları veya olabilecek olanları yazmaktan dolayı Dünya Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım halen yargılanmakta olduğundan yazmıyoruz. Merak edenlerimiz Dünya gazetesi yazarı Sayın Ali Ekber Yıldırım’ın Gazetecilikte 15. Yıl konulu yazısı okuyabilirler.
Süt Endüstrisi Kurumu (SEK) kapatıldığından beri oynanan oyun budur. Çiğ Süt fiyatları arz fazlalığından dolayı düşmüyor, Süt Sanayicilerinin uyguladıkları Domino Teorisi ile düşürülmektedir.
İşte bu senaryoların bir parçası olan ‘’ Çiğ Sütte sonbahar Oyunu-2010 ‘’ başlıklı yazımızı yazdığımız tarihten birkaç gün önce yapılan Çukurova bölgesel alıcıların toplantısına iki süt devi de katıldı. Bölgesel alıcı firmalar kararlarını verdiler: Çiğ Süt fiyatının düşürülmesine, uygulama için huzurda hazır olan iki süt devine tebliğine, bu iki süt devi temsilcisinin ağalarına bildirmeleri ve ağalarından gelecek kararın beklenmesine…
Kararın özeti buydu!
Biz çiğ süt üreticileri sanki mahkeme kararı gibi iki süt ağasının kararını kabuslar yaşayarak beklemeye başlarken yazımızı yazmıştık: Çiğ Sütte Sonbahar Oyunu-2010. Fiyatlar düşürülecek!
Aslında bu yazının başlığı, çiğ sütte kabusun oyunu, hayvancılığı çökertenlerin oyunu, daha ileri, gaddarlığa, merhametsizliğe uğradığımızı ifade eden çok güzel başlıklar biliyorum ama inanınız medeni ölçülerimiz müsaade etmiyor.
Bu yazdıklarım yasadışı bir oyunun her ilk ve sonbaharda oynanan oyunların tekrarı olmaktadır. Hangi yasalara aykırı: Rekabet Kanununa! Kim takip ediyor rekabet kurallarını , kanununu; Rekabet Kurulu.
2008 yılı sonbaharı’nda oynanan oyun ile hayvancılığımız çökertildi.
Şimdi diyeceksiniz ki siz de gidin Rekabet Kuruluna şikayet edin: 2008 yılından bu yana Rekabet Kurulu’ nun mevcut başvuruları neticelendirememesinin sebebi bu anlattığımız senaryoların ispatlanamamasıdır.
Gerçi ispatlansa ne olacak? 2008 yılından önce ispatlanan senaryolar da üç beş kuruş para cezası aldılar. Aldıkları para cezasını umursamıyorlar bile!
Ağır para cezası bile alsalar çözüm değil.
Çözüm:
Çiğ Sütte gerçekçi fiyatlar ile piyasa alım düzeninin kurulmasıdır.
Çiğ sütte sonbahar oyunun da domino teorisini ‘’ iki dev süt ağası’’ nın Çukurova’ daki bölgesel alıcılara start vermemesinin sebebi: Kendilerine ‘’ Önümüzde Seçim Vaaar’’ denilmesidir. Evet, önümüzdeki seçimin yüzü suyu hörmetine çiğ süt fiyatları düşürülmedi.
Çiğ sütte fiyat istikrarı için süt tozu teşvik politikaları değil artık Çiğ Sütte Sonbahar Oyunlarına siyaset de müdahil olmaya başladı. Biz çiğ süt üreticileri olarak ‘’ Çiğ Sütte Sonbahar Oyunları’’ na siyasetin, siyasetçilerin rica ile müdahalesini değil gerçekçi bir piyasa düzeni kurmaları gerektiğini haykırıyoruz.
Siyaset veya siyasetçilerimizin gerçekçi bir çiğ süt satın alım piyasa düzeni kurma gibi bir iradeleri var ise bunu kamuoyunda tartışmaya açmalıdırlar. Hayvancılığımızı kurtarmanın yegane yolu ‘’ Çiğ Sütte kazançlı bir fiyat tesbiti ve bunun istikrarıdır.’’
Biz iktidarın, kişi ve kurumların değil yanlış sürdürülen çiğ sütte fiyat istikrar politikalarının, politikasızlıklarının muhalifiyiz. Sıfır ( 0 ) faizli krediler, hayvancılık, yem bitkileri, litre başına verilen, süt tozu üretim desteklerinin tamamı gerçekte hayvancılık sektörüne değil süt sanayicilerine gitmektedir. Ülkemizin var olan kaynaklarının heba olmaya devam etmemesi için gereken tek tedbir: Çiğ Sütte adil bir satın alım piyasa düzeninin kurulmasıdır. Bu düzeni hangi iktidar kurar ise kursun, ülke hayvancılığımızı diriltmiş olacaktır. Ülkemizin hayvancılık politikalarını süt sanayicileri değil Tarım Politikacıları yönetmelidir.
Hayvancılık sektöründe sıfır faizle yatırım yapan, yapacak ve halen çiğ süt-damızlık sığır üretenlere şu duyurumuz iletilmeli; Hayvancılığımızı bu hale getiren bu düzen böyle devam ederse, 2011 Haziran seçiminden sonra çiğ süt alım fiyatlarının süt sanayicilerince düşürülmesi yine gündeme gelecektir.
https://groups.google.com/group/cigsutureticileri
Çiğ sütte sonbahar oyunun da domino teorisini ‘’ iki dev süt ağası’’ nın Çukurova’ daki bölgesel alıcılara start vermemesinin sebebi: Kendilerine ‘’ Önümüzde Seçim Vaaar’’ denilmesidir. Evet, önümüzdeki seçimin yüzü suyu hörmetine çiğ süt fiyatları düşürülmedi.
yazınızın en can alıcı yeri burası kimdir bu iki dev süt ağası bunu neden yazınızda açıklamadınız bence önemli idi
Yazınızın büyük bir bölümüne katılıyorum ancak paketli süt fiyatlarının fahiş fiyatlara satıldığı iddaanıza katılmıyorum. Çiğ sütün şuanda Türkiye genelindeki ortalama fiyatı nakliye + toplama + soğutma dahil rampa maliyeti 0,80 TL/Lt seviyelerindedir. buna 0,25 TL/Adet Tetrapak ambalaj maliyetinide ilave ederseniz 1,05 TL/Lt yapar. Bunun üzerine, işletme giderleri, ürün nakliyesi gibi giderleride koymalısınız. Bugün saha satış fiyatının 1,35 TL/Lt seviyelerinde olduğunu düşünürseniz, bu fiyat gerçekten cuzi kâr marjları ile satıldığını gösterir.
Saygılarımla
Duyarlılığını Eyleme Döken İnsan Herhaba,
Özellikle günümüzde iş yapamayan insanlar,tembelliklerini görmeyip, habire birilerini suçlayarak, içsel kavgalarının dışa vurumunu yaşarlar.
Oysaki siz, bilgisunardan takip ettiğim doğrultuda çok önemli bir savaşın peşindesiniz. Hem de kararlı bir savaşçısınız. Üstelik şimdiki yazınızda da görüldüğü gibi bilinç ve alt düşünce zenginliğinizi oldukça güzel ve vurgulayıcı bir anlatımla kaleme dökmüşsünüz. Anılan anlamda sizi kutluyorum.
Sesinizi bilgisunarla duyurmak, elbetteki çok önemli.
Ancak, bence bu önemli girişimlerinizi resmi makamlara; seçilenlere,atananlara, ilgili birçok kurum ve kuruluşlara, zellikle Tarım Bakanlığına da duyurun. Onların içnde öyle güzel ve duyarlı insanlar hala öyle çok ki..! Hem de toplumun önünde ceketini iliklediği, birçok bilim adamından çok daha iyilaf anlayacak insnlar var. Yeter ki inandırıcılığınızı, onlara tüm açıklığı ile yansıtın.
Sizin yaptığınız, yeni bir bayram yaratmaktır.
Herkesin de kendince yeni yeni nice bayramlar yaratmasını ve orada kucaklaşılmasını dilerim…
Gücünüz ve kararlığınız daha da bol olsun…
Selam ve saygılar…
Remziye GÜNAY ERYILMAZ
Doğal ve Kaliteli Yaşam Arayışçısı
Bisikletli Yaşam Tasarım Sorulusu
Duyarlılığını Eyleme Döken İnsan Merhaba,
Özellikle günümüzde iş yapamayan insanlar,tembelliklerini görmeyip, habire birilerini suçlayarak, içsel kavgalarının dışa vurumunu yaşarlar.
Oysaki siz, bilgisunardan takip ettiğim doğrultuda çok önemli bir savaşın peşindesiniz. Hem de kararlı bir savaşçısınız. Üstelik şimdiki yazınızda da görüldüğü gibi bilinç ve alt düşünce zenginliğinizi oldukça güzel ve vurgulayıcı bir anlatımla kaleme dökmüşsünüz. Anılan anlamda sizi kutluyorum.
Sesinizi bilgisunarla duyurmak, elbetteki çok önemli.
Ancak, bence bu önemli girişimlerinizi resmi makamlara; seçilenlere,atananlara, ilgili birçok kurum ve kuruluşlara, zellikle Tarım Bakanlığına da duyurun. Onların içnde öyle güzel ve duyarlı insanlar hala öyle çok ki..! Hem de toplumun önünde ceketini iliklediği, birçok bilim adamından çok daha iyilaf anlayacak insnlar var. Yeter ki inandırıcılığınızı, onlara tüm açıklığı ile yansıtın.
Sizin yaptığınız, yeni bir bayram yaratmaktır.
Herkesin de kendince yeni yeni nice bayramlar yaratmasını ve orada kucaklaşılmasını dilerim…
Gücünüz ve kararlığınız daha da bol olsun…
Selam ve saygılar…
Remziye GÜNAY ERYILMAZ
Doğal ve Kaliteli Yaşam Arayışçısı
Bisikletli Yaşam Tasarım Sorulusu
Tel: 0 506 583 11 83
çiğ süt satış fiyatlarının belirlenmesinde üreticinin gücü bulunmamaktadır. Çok sayıda üreticinin karşısına az sayıda alıcı çıktığında fiyatı alıcının belirlemesi eşyanın tabiatı gereğidir. Yapılabilecek şeyler sınırlıdır. Devlet bu işe alım ve üretimi ile sınırlı katılmalı, piyasa düzenleyici vasfını titizlikle muhafaza etmelidir. Üreticiler, 2-3 sığırdan büyük çiftliklere kadar, birliklerde birbirleri ile kavgayı bırakıp, ürünlerinin değerini savunma noktasında bulunmadıkları takdirde ağlamaya devam edebilirler
Çapar bey yazından hiç bir mana çıkartamadım. Çukurova kelimesini o kadar fazla kullanmışsın ki yazın çukurova çorbası olmuş. Sonbahardaki süt tahmininiz tutmadı… Konuyu uzatmaya gerek yok. Şimdi dilerseniz bu ay sonu ihale fiyatları hakkında öngörünüzü bizimle paylaşınız… merak ediyoruz…
Saygılarımla
Çok haklısınız Çapar Bey, sütü kapitalist sanayiciler ile birlikte tarım bakanlığı yetkilileri ortak kararla silah olarak kullanıyor ve üreticileri öldürüyorlar.
1. “Kapitalist sanayiciler” tanımlaması yanlış.Tarım Bakanlığı yetkilileri(Katilleri) ne iş yaparlar? Mesela Tarım Bakanlığı yetkilileri kapitalist sanayicileri silahlandırarak, bunların üreticileri öldürdüğü doğrumudur? Süt üreticileri (ki sayıları herhalde diğer iki kesimden kat-kat fazladır)ne yaparlar? Bunlar Tarım Bakanlığı yetkilileri ve Kapitalist Sanayiciler tarafından sömürülmektedirler. Bu palavraları geçip de gerçekleri konuşsak belki tüm kesimlerin, elbette bu arada tüketicilerin de lehine kararlar alınabilir