Çocukluğumuzda bize çok yanlış tanıtmışlar CIA’i. Eskiden “CIA, Sultanahmet meydanında bankta oturup gazete okuyan adamın hangi satırı okuduğunu dahi bilir” derlerdi de inanmazdık. Meğer gerçekten bilmiyormuş.
Bilmezmişiz, çünkü CIA bize anlatıldığı gibi bir örgüt değilmiş ve aslında “kanadı kırık kuşlara yardım derneği”ymiş de bizler bilememişiz.
1971, 1980, 1997 darbeleri ile 15 Temmuz işgal girişimindeki rollerini saymazsak, Türkiye’deki darbelere hiç bulaşmamış, bulaşmak ne kelime, Reuters haber yapana dek haberleri bile olmamış.
Kennedy, Aldo Moro, Kral Faysal, Ziya-ül Hak, Refik el-Hariri, Olof Palme, Abdürraşid Ali Şermarke, Abdülkerim Kasım, Hugo Chavez gibi pek çok liderin katledilmesini saymazsak, CIA hiç devlet başkanı öldürmemiş.
Kızıl Tuğaylar, PKK, FETÖ, DAEŞ, EL Kaide, Boko Haram, El Şebab, ETA, Asala, PYD, Keznizani, Polpot (Kızıl Kemerler) gibi yüzlerce terör örgütünü saymazsak, CIA hiçbir terör örgütü kurmadı, işletmedi.
Mısır, İran, Irak, Sudan, Brezilya, Yunanistan, Tayland, Mali, Moritanya, Uganda, Kolombiya, Küba, Ekvator, Salvador, Meksika, Panama, Bangladeş, Burma, Endonezya, Pakistan, Yemen, Vietnam, Şili, Kosta Rika ve sair gibi özellikle Latin Amerika ve Afrika’da sık sık yaşanan darbeleri saymazsak, CIA hiç darbe planlamadı, yaptırmadı. Üstelik hem darbelere karşılar ve halkın demokratik tercihlerine saygılılar, hem de darbelerden en son CIA’in haberi olur. Darbe olur olmazda o ülke yöneticilerine haber verir “sizde darbe oldu” diye.
Sormaya ne hacet, iddia edildiği gibi CIA hiç uçak düşürmemiş, gemi batırmamış, bombalama faaliyetinde bulunmamış. Mesela 2014’de Malezya hava yollarına ait Kuala Lumpur-Pekin seferini yaparken kaybolan MH 370 sefer sayılı uçağın kaybolması ve içindekilerin infazıyla ilgileri kesinlikle yoktur.
Dünyanın en “masum” örgütü olarak CIA, iş dünyası, bilim çevreleri, enerji kaynak ve koridorları, devletlerin toprak bütünlüğü, madenler, siyasi partiler, dernekler, ideolojik veya dini gruplar, keşif yapan kişiler diye uzayıp giden hiçbir meseleye müdahil olmamış, aksine bu tür meseleler olduğunda fisebilillah ombudsmanlık (hakemlik) hizmeti vermiştir. Yeter ki dünyada huzur olsun, kan akmasın, gözyaşı dökülmesin, çocuklar yetim kalmasın… Onların yegâne derdi bu olmalı.
Kısaca CIA, susuz kalanlara su götürme, yaralı kuşları tedavi etme, evsizlere ev tedarik etme, yolda kalmışlara harçlık sağlama, açlıkla mücadele, savaş yaralarını sarma örgütüdür. Kanadı kırılmış ne kadar güvercin varsa, CIA’in hastanelerinde tedavi edilip tabiata yeniden salınmıştır.
O kimseyi izlemez, infaz yapmaz, darbeleri önlemek için canhıraş çalışır. Kennedy’i öldürmediği gibi, CIA adına Kennedy’i infaz edenleri de infaz etmemiştir. İnsan kendinden şüphe eder de, CIA’den etmez.
CIA, dünyanın dört bir yanından suçlu suçsuz diye ayırım yapmadan insan avına çıkıp Guantanamo‘ya toplamamış, orada işkence yapmamış, insanları vahşice katletmemiş, Irak’ı işgal edip orada şerefsizliğin en dibini sergilememiş, görmemiş, duymamıştır.
Ülkemizde FETÖ’yü CIA’ın kurduğu, koruduğu, İslam’ın içini boşaltmak için ve Türkiye’yi işgal etmek için kullandığı gerçeklerinden CIA bile haberi yok. Bu ne ki CIA, FETÖ’nün varlığını duymamış, hatta ABD’de yaşadığını bile bilmiyor.
Hep şu Doğu Perinçek yok mu? İşte onun yüzünden kötü sanıyoruz CIA’yı.
Affedersin CIA, biz de katile katil, haine hain, çakala çakal, kalleşe kalleş, yalancıya yalancı demek gibi bir hakça gelenek var. Siz bunu bilmediğiniz için, bizim ne dediğimizi pek anlamazsınız.
KISIKLI’DA TİYATRO OYNAYANLARA DİKKAT
Yiğit insanlar, ülkesine, namusuna ve geleceğine sahip çıkmak için Türkiye’nin dört bir yanında sabahlara kadar meydanlarda nöbete devam ediyor.
Kimi bunlara “demokrasi nöbeti” dese de, biz “insanlık nöbeti” veya “geleceğini muhafaza nöbeti” demeyi tercih ederiz.
İşgal girişimi yapılırken sığınağa koşan, millet yeni bir istiklal zaferi kazandıktan sonra sokağa çıkan, kaçtığı ülkelerden geri dönen, şöhret peşinde koşan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gözüne girmek niyetindeki bazı kimseler Kısıklı başta olmak üzere meydan meydan dolaşıp sahne şovu yapıyor.
Nöbetteki samimi, engin gönüllü ve yürekli insanlar ses etmeseler de ne olup bittiğinin farkındalar. Fakat içindeki ihlaslıları tenzih ederek, kötü niyetli olanlar bu milletin ahmak olmadığını öğrenemedi gitti.
İyi niyetle sadece bir insan gibi oraya gitseler başımızın üstünde yerleri hazır. Ah keşke…
Küp içindekini sızdırırmış. Ne diyelim Allah ıslah etsin!