Cumhuriyet Halk Partisi genel başkan değişiminden sonra yeni bir yapılanma içine girdi. Özgür Özel’in ve Ekrem İmamoğlu’nun başrolü oynadığı Ali Mahir Başarır gibi parti içi önemli rolü olan vekillerin destek verdiği bu değişim partinin yerel seçim için gösterdiği adaylara da yansımış görünüyor. Kurultay sonrası parti içi görev değişimleri olsa da yerel seçim için gösterilecek olan adaylar da 31 Mart’a az bir süre kalması sebebi ile pek değişim olmayacağı konuşuluyordu. Ancak durum böyle olmadı. Parti yönetimi değişim konusunda tutarlı bir çizgi izleyerek kimi yerlerde büyük risk olmasına rağmen değişim çizgisini korudu. Yaklaşık 5 dönemdir Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Yılmaz Büyükerşen’in aday gösterilmemesi en dikkat çekici adımlardan biriydi. Bu adım yönetim ve halk arasındaki uyumsuzluktan veya bir memnuniyetsizlikten kaynaklanmıyordu. Ancak değişimin başarı getirmesini istiyorsanız ilk önce insanları bu değişime inandırmanız gerekiyor. Parti yönetiminin ilk hedefinin aynı isimler ile gelen somut başarıdan ziyade yenilenme ile tekrardan umut ve inancı ortaya çıkarmak olduğunu düşünüyorum. Bir takımın mevcut ve deneyimli oyuncuları ile yenebileceği bir maçı altyapıdan gelen ve gelecek vaat eden oyuncuları ile kazanması daha anlamlı olacağı gibi takımın teknik direktörüne ve ekibine olan saygıyı arttırır. Keza bu durum sadece kazanırken değil kaybederken de geçerlidir. CHP’nin birçok il ve ilçe de mevcut adayları değişti ancak daha sembolik bir anlam ifade ettiğini düşündüğüm için durumu Yılmaz Büyükerşen üzerinden örneklendirdim. Keza burada Yılmaz Büyükerşen’in aday adayı olup aday gösterilmemesine rağmen bazı partililerin gösteremediği büyüklüğü göstererek kendi yerine aday gösterilen Ayşe Ünlüce’ye destek vermesi önemliydi. Değişim yaşanan yerlerde belki kazanma ihtimali daha yüksek olan adaylar vardı. Ancak yukarı da verdiğim futbol takımı örneği gibi yeni gelen ekibin uzun süredir değişmeyen şeyleri değiştirerek bir başarı kazanması daha anlamlı olacaktır. Ekrem İmamoğlu’nun da bu değişimde özellikle İstanbul ilçelerinde etkin olduğunu görüyoruz. Ataşehir (Onursal Adıgüzel), Kadıköy (Mesut Kösedağı), Tuzla ( Eren Ali Bingöl), Avcılar (Utku Caner Çaykara) ve daha birçok genç partili aday gösterildi. Ekrem İmamoğlu’nun yepyeni bir aday ekibi ile sahaya çıktığını görüyoruz. İktidar partisinin çok uzun süredir elinde tuttuğu ve İstanbul’da kalelerinden biri olarak gördüğü Üsküdar’da dahi genç ve kadın bir aday (Sinem Dedetaş) ile meydan okundu. Sadece İstanbul’da da değil Ankara’nın Çankaya ilçesin de henüz 31 yaşında olan Hüseyin Can Güner aday gösterildi. CHP’nin 31 Mart 2024 yerel seçimleri için genç adaylara tanıdığı bu alan ve fırsat bir ilk gibi duruyor. Elbet ki geçmiş parti yönetimleri de genç isimleri denemişti. Ancak bu deneme bu kadar geniş çaplı ve somut değildi.
Burada en önemli noktalardan biri de mevcut yönetimin genç isimleri partinin çok güçlü ve kazanma ihtimali çok daha fazla olan yerlerden aday göstermesi oldu. Particiliğin getirdiği en büyük çilekeşliği çeken görünmeyen kısım da çok fazla çaba harcayan gençlik kollarının ve bu kollarda gönül esaslı mücadele veren genç isimlerin bu fırsatı sonuna kadar hak ettiği görüşündeyim. Bu seçimler de en azından yıllardır devam eden genç aday yerine popüler olan aday ile kazanma tabusunun kırılacağını düşünüyorum. Tabi ki bütün seçimi tamamen genç adaylar üzerinden götüremeyeceğiniz gibi kritik noktalarda başarılı adaylar ile devam ederek genç isimler ile deneyimli isimleri de harmanlamak önemliydi. Mersin’de oldukça başarılı bir belediyecilik izleyen ve sosyal belediyecilik dersi veren Vahap Seçer ve Adana’nın bağrına bastığı Zeydan Karalar’ın tekrardan aday gösterilmesi kaçınılmazdı ve doğru olandı. Mersin’de Vahap Seçer tekrardan aday gösterilirken Mersin’in önemli ilçelerden biri olan Mezitli’de mevcut siyasi yapıya göre genç statüsünde sayabileceğimiz ve gençlik örgütünden gelen Ahmet Serkan Tuncer aday gösterildi. CHP yönetimi genç isimler ile deneyimli isimleri şehir dinamiklerini de dikkate alarak güzel ve stratejik bir şekilde birleştirdi. Cumhuriyet Halk Partisi uzun bir süre sonra ittifak olmadan, kendi dinamikleri ve partinin evlatları ile yarışacağı bir seçime giriyor. Bu seçimde yeni gelenlerle kendi değişimini sınayacağı ve kazanma dinamiklerini yeniden hatırlayacağını düşünüyorum.
Değişim sabır ve inanç gerektirir. Sabır ve inanç ise başarı getirir.