“Kalın kitapların ince, uzun cümlelerin kısa hükmü…”
“İyilikten maraz doğar” sözü ile ilk defa nerede söylenmiş hep merak ederim. Nasıl bir can yanmasıdır ki, hem iyilik edeceksiniz, hem de zararlı siz çıkacaksınız.
Başta “hümanistler” ve “ahlak bilimciler” her şeye rağmen iyiliği emrederler. Ancak kanunlar hayatı tanzim ettiğinden; yazıldığı yerlerdeki maddelere muhalif davranışlarda bulunan kişilere, yine yazıldığı yerde ki müeyyidelerin, kanunu tatbik edicilere yazılı olarak sıkı sıkı tembih eder.
Biz ülke olarak kanunsuz iş yapmayı sevmeyiz. Kanun koyucudan, uygulayıcısına kadar adaletten kıl payı sapmayı aklımızın ucundan bile geçirmeyiz.
Sıkı sıkıya uyduğumuz bu kanunlar, “vicdan” ile çatışsa bile kanunlara uymak esastır. Zaten uymayan da yok gibidir.
Bir gün arabasıyla giden bir adamın, yolun kenarında başka bir arabanın çarptığı bir adama yardım etmesi başına nasıl bir gaile açacağını nereden bilsin. Yaralı adamı yattığı yerden alıp, en yakın hastanenin aciline götüren “hümanist” şoför, gönül rahatlığı ile oradan ayrılmak için hazırlandığında, yaralının bir anda, “Bu adam bana çarptı” demesiyle vaziyetin seyri değişir.
Bu durumda ne yapılır? Ne yapılacağı kalın kitaplarda yazılı, uzun maddelerin ince manalar taşıyan, kısa cümlenin hükmünce iktiza etmek gerekir.
Zanlı!
Yani mağdurun ifadesi ile şoför “zanlı” durumundadır. Mademki şikâyetçi o halde gereken yapılmalı…
– Ben çarpmadım.
– Şahidin var mı?
– Yolda yatarken buldum
– Şahidin var mı?
– Yanında kimse yoktu.
– İfadenizi alacağız
– Peki…
Acı bir sükûttan sonra şoförden hüzünlü bir kelime daha. Kelime aynı ama maması biraz farklı gibi.
– Peki…
Ebet uç bir misal diyenler olabilir. Madem “Uç bir misal” son defa söylenmiş uç bir misal olmalı.
– Neden?
– Çünkü bundan sonra, aynı vaziyette birini görürsen, görmezden geleceksin!
– Niçin?
– Ya adam senden şikâyetçi olursa.
– Ama ben yardım ediyorum.
– Daha öncede yardım etmişlerdi.
– …
– Bu devirde başını belaya sokmayacaksın.
– İnsanlık öldü mü yani?
– İnsanları bilmem ama bu adam ölürse sen de ölürsün kahrından. Tabi şikâyeti devam ederse de…
– Ben yardım edeceğim ama…
– Şahidin var mı?
– Adamın kendisi var ya…
– Adam mı? Hangi adam? Adam ne arar yolda…