Bir senedir maskeler hakkında ağzı olan herkes konuştu.
Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO), Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) gibi “kurumlar” ve dünyanın önde gelen ünlü “bilim insanları” zemine ve zamana göre “tak-takma” ve “faydası var-faydası yok” diye birbirinin zıddı açıklamalar yaptılar.
Ülkemiz akademisyenleri tarafından maskelerin sağlığa etkilerinin incelendiği araştırmadan tesadüfen yeni haberim oldu.
Koronavirüs salgınından önce cerrahlar tarafından ameliyatlar sırasında takılan maskelerin etkisi 53 cerrah üzerinde gözlemde dayalı ve ileriye dönük olarak incelendi.
Ameliyattan önce ve sonra nabız oksimetresi ile oksijen satürasyonları ölçüldü.
Oksijen satürasyonunun bütün cerrahi gruplarda ameliyattan bir saat sonra ameliyat öncesine göre düştüğü, nabzın ise arttığı ve bu farkların istatistiki bakımdan anlamlı olduğu tespit edildi.
Ameliyat süresi uzadıkça oksijen satürasyonundaki düşmenin arttığı ve 35 yaşın üzerinde olan cerrahlarda oksijen satürasyonundaki azalmanın daha fazla olduğu belirlendi.
Araştırma neden yapıldı?
Cerrahi maskeler ölçülebilir bir hava yolu direncine sebep olabilir, ancak bunun solunum sürecini önemli ölçüde artırıp artırmadığı şüpheli görünmektedir.
Kanda oksijen azalmasının (hipoksi), solunan karbondioksitin cerrahi yüz maskesinin altında sıkışması sebebiyle solunan havanın karbon dioksit muhtevasının artmasından kaynaklanması muhtemel görünse de cerrahi maskelerin kan oksijenasyon düzeyi üzerindeki etkisine ilişkin kontrollü bir çalışma yapılmamıştır.
Bu çalışmada oksijen satürasyonunda tespit edilen anlamlı azalma, yüz maskesine veya ameliyatın stresine bağlı olabilir.
Maskeler oksijen alınmasını azaltmaktan ziyade cerrahın spontan solunum üzerinde psikolojik bir kısıtlama yaparak etkili olabilirler.
Bu satürasyonda bu seviyede çok küçük bir azalma bile oksijen basıncında büyük bir azalmaya tekabül ettiğinden bulgularımızın sağlık çalışanları ve cerrahlar için klinik ehemmiyeti vardır.
Gelelim neticeye
Bu araştırmayı yapan uzmanların en ehil kişiler olarak bugüne kadar neden sesleri ve solukları çıkmadı merak ettim. Yoksa ben mi duymadım.
Kaynak: http://scielo.isciii.es/pdf/neuro/v19n2/3.pdf