Alınan kararların ışığında yöneticilere gitmem gerekiyordu. Çünkü “Evde kal” uygulaması, cefa mı? yoksa sefa mı? olarak gündemini koruyordu.
Yönetim merkezine kadar girmemde iğneden ipliğe sorgu sual olmadı. Alınan kararlara ters olsa da düşüncelerimi gerekçeleriyle sıralayıp evde kalmayacağımı belirtecektim.
Çevrede kısa turlar atsan da eşin ve dostunla dertleşme ihtiyacını duyuyorsun. Dışarıda çay sohbeti amacıyla, ihtiyacını gidermeye çalışıyorsun.
Tahta kulübenin önünde kızıl derili gibi ekmeğini geveleyen, yaşlı insana, özen duyuyorsun. Bu sayede psikolojin düzeliyor ve içindeki fırtınayı, yatıştırmayı başarıyorsun.
Elindeki paketlerle sokaktakiler, aç durulmuyor, demek istiyorlardı. Kendini kapı dışına atan emeklinin davranışına gülmemek elde değildi. Çünkü tepkisi sokağa ve sokağın insanınaydı. O ki çıkma yasağı var neden dışarıdasınız? Diye soruyordu.
Yanımdan geçen adama bir anlam veremedi, çünkü yavaş yürüyordu. Çevresine bakışları sakattı. Sokakta ilk defa görüyordum. Uzun boylu, kırlaşmış saçları uzun sayılırdı. Heyecanlı bakışları, gözlerini dönmesine neden oluyordu. Yaşına göre iyice kırışmıştı. Hayatın cefasını çektiğini gösteren omuzlarının çöktüğüydü.
Spor ayakkabıları gömleğine uyumluydu. Montu oldukça kısaydı. Geri döndüğünde yanıma yaklaştı. Bir şey soracak gibi yaptı ve vazgeçti. Bir sıkıntısı mı vardı. Yürümeye devam etti. Telefonunu çıkarttı. Bir şeyler konuştu ve geri döndü. Yanıma geldi tarif ettiği adam için görmedim, dedim.
İkisi kısa biri normal üç kişi koşarak geldi. Montlu adamın apartmanına çıkalım, dediler. Yarım saat sonra indiler. Yanlarında büyükçe bir çanta vardı. Kır saçlı adam gözlüklü ve kısa boylu şişman bir adam apartmana gelirse bu numaraya bildirir misin? dediler.
Bir saat sonra tanımladıkları adam çıktı geldi. Hemen kır saçlıya telefon ettim. Az sonra dört kişi geldi ve apartmana girmesiyle adamı sarmalayıp çıkmaları bir oldu. Onları gören bir taksi geldi ve adamı götürdüler.
Komşumuz ile durum değerlendirmesi yaptık. Fakat farkında olmadığımız olay cefa mı yoksa sefa mı çektiğimizdi. Zamanın nasıl geçtiğini duymadık hava kararmıştı.
Konuyu sorduğumuz halde hiçbir şey öğrenemedik.
Hasan TANRIVERDİ