Kim ne derse, desin; Referandumun gerçek sonucu, HAYIR’dır. Ve şimdi, Ülkesini sevenlere, çocuklarının ve torunlarının geleceğini düşünenlere, büyük görevler düşmektedir. Çalışmak, çok çalışmak. Bu iktidardan kurtulmak. Tekrar; hukuk ve demokrasi düzenini gerçekleştirmek.
A- Ön planda olması gerekenler;
1- Meral Akşener: Şu dönemde, kendisine sempati duyan, güvenen, ciddi bir kesim bulunmaktadır. Bir lokomotif görevi üstlenme şansı vardır.
Ancak; çok acil olarak, bir karar vermeli, yola koyulmalıdır. Zira, bizim halkımızın hafızası, çok zayıftır. Gecikilen her gün, sempati halkasını daraltacaktır.
- a) MHP’ye geri dönmesinin, imkansız olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki; geri dönse bile, mevcut enkazı temizlemesi çok zordur. Çok zaman kaybına sebebiyet verir.
- b) Yeni bir parti kurması, çok ciddi mali kaynak gerektirecek ve uzun süre alacaktır.
- c) Mantıklı olan, mevcut sağ partilerden birinin başına geçmesi ve bir an hönce “Demokrasi Platformu”nu kurmasıdır.
- d) Şüphesiz; çok acil olarak, Ülkesini seven (bilgi birikimi olan, dürüst) kişilerden bir “Danışma ve Proje Üretim Ekibi” kurulmalıdır. Zira, şu anda çevresindekilerin, büyük idealleri gerçekleştirecek yapıda olmadığı açıktır. Sadece, Ülkücü kökenli bir avuç kişi ile başarıya ulaşılamaz. Geniş ve kaliteli bir ekip şarttır.
2- CHP:
Bence; Kılıçdaroğlu, referandum döneminde, başarılı bir performans sergilemiştir. Soğukkanlı, edebli davranışları ile puan toplamıştır. (Nedense, bazıları, AKP gibi, kavgacı, saygısız, dışlayıcı, suçlayıcı, baskıcı, bir üslubu arzulamaktadırlar. Sokakların karışmasını istemektedirler. Bunun, Ülkemize vereceği büyük zararları umursamamaktadırlar. Bu yüzde de, Kılıçdaroğlu’nun, yetersiz kaldığı yalanını yaymaktadırlar.)
- a) Referandum biter bitmez hizipçilik hastalığının nüksetmesi, Ülkesiz adına zararlıdır. Sn. Baykal’ın çıkışı yanlıştır. (Nitekim, aynı davranışı, 7 Haziran sonrasında da yapmış, AKP’nin ekmeğine yağ sürmüştür.) Hele hele; halk tabanında bir yeri olmayan; Cumhurbaşkanlığı döneminde R. T. Erdoğan’ın her dediğine boyun eğen; Ülkenin teröre peşkeş çekildiği dönemde hiç karşı çıkmayan, hatta destek veren; Abdullah Gül’ü tavsiye etmesi; çok anlamsızdır.
- b) İlle de Kurultay demenin de zamanı değildir. Şu anda, topladığınız puanları, kendi ellerinizle israf etmektesiniz. Zaman; 2019 için, durmaksızın çalışma zamanıdır. Halkla daha fazla barışma zamanıdır. (Herkes, bilmektedir ki; halkımızın CHP’ye karşı, Milli Şef döneminden, 27 Mayıs’tan, 28 Şubat’tan, kaynaklanan bir soğukluğu vardır. Devamlı olarak, dindarlar dışlanmış, başörtüsü, imam hatip, Kuran kursu vb. konularda hatalı davranışlar sergilenmiştir. İlk defa; Kılıçdaroğlu döneminde, demokrasinin, milli ve manevi değerlerin yanında yer alınmıştır. Nitekim; başörtüsü konusun hallinde, çok ciddi katkılar vermiştir.)
3- Küçük görünen, ancak ciddi tabanları olan partiler:
- a) Demokrat Parti: Referandum döneminde, çok ciddi ve başarılı çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Genel Başkan Gültekin Uysal; bilgi birikimi, belagati ve tutarlı davranışlarıyla takdir toplamıştır. Şahsi inancım, Sn. Akşener’in, DP işbirliği ile ciddi bir “Demokrasi Platformu” gerçekleştirebileceğidir.
- b) Anavatan Partisi: Aynı tablo ANAP için de geçerlidir. Bekleyen, sessiz, güzel bir tabanı vardır. Referandumda da, Genel Başkan dahil, çok gayret sarf etmişlerdir.
- c) MHP ve BBP: Genel Başkanlarının aksine, Hayır cephesinde yer almışlardır. Geniş ve değerli bir kitledir. Mutlaka, kazanılmalıdırlar.
- d) STK’lar, barolar, meslek odaları, vb.
Eğitimli kitleler olarak, mutlaka yararlanılması gereken, gruplardır.
Sonuç olarak; politik ve ideolojik görüşlerin, şahsi konuların, bir yana bırakılıp, birlik olunması, Ülkeye sahip çıkılması, meydanın AKP’nin baskı ve saltanatına bırakılmaması, çok çalışılması gereken, bir dönemdeyiz. Ülkemizi, bu felaket ortamından, ancak, bu yolla çıkarabiliriz. Mazeret üretmeye hakkımız yoktur.