Yürüyemiyor, yürüyebilse de dengesini sağlayamıyordu. Yalpalarken bir sağ ve bir sol kolunu kaldırıyordu. Tedbirsizliği yüzünden, bir taraftan vurgun yediği belliydi. Böyle bir yaşam problemi, dikkate almalıydı.
Müdür Selim’i doktora götürdü. Doktor üç gün boyunca, serum ve ilaç vermek suretiyle iyileşmesini sağlıyor. Değneğine dayalı durabilen Selim’e, takılmadan da duramıyoruz. Daha iyi değil mi yanlış adım atmazsın. Yavaş, dengeli ve de sağlam hareket edersin.
Selim kendini toparladı. Doktorunun altın kurallarını biz de öğrendik. Yaşantısına devam ediyor ve dengesini sağlamak için artık değneğini kullanmıyordu. Kontrollü hareket etmesi gerekiyordu. Bir süre daha belirli hataları yapmamalıydı. Çünkü hatalar, sürekli yürüyen bir insanda, belirli ölçüde yanlışa neden oluyordu.
Dengeli adımlarla, günlerini sağlıklı geçirmeye çalışan Selim mutluydu.
Kişinin yaşantısında kendine yetmemesi acizlikti. Buna karşılık bedenen ve ruhen de kendini sağlıklı hissetmeliydi. Selim uygulamada yürüyüş yolunu seçmiş ve rahata kavuşmuştu. Belirli saatlerde yürüyüşünü hiç aksatmıyordu.
Sinirlerin iyi çalışması vücudun dengesini kurması demekti. Çaresizce atılan adımların sinirler tarafından gerekli kontrolü yapılamıyor demektir.
Bedendeki bir arıza giderildiğinde, sağlığın değeri daha iyi anlaşılacaktır. Çünkü dışarıdan bakan yaşadıklarını bilmez. Düşsen çocuk gibi güler. Dertlenmez. Çevrene karşı güçlü olduğunu göstermen gerekir.
Yaşantıda aykırı hareketlere yer vermemeli ve bir dengesizlikte, önce sağlık demeliyiz.
Hasan TANRIVERDİ