Bir köpekle gözgöze gelmiştim. Ani durup arkamı dönmemden korkup ürkmüştü. Geri geri çekildi. Bir yandan da kovadan dökülen suyu yalayıp içmeye çalışıyordu. Dökülen su anında yerin suyu emmesiyle kuruyordu. O dakika içim cızz etmişti. Hayvan cidden çok susuzdu. Öyle ya sırf insanlar mı susuzluk çekmekteydi? Şu garipler nereden su içeceklerdi ki? Her su kaynağı kurumuştu.
İstese bir havlasa beni korkutup kaçırtabilirdi. Ve kana kana kovamdan su içebilirdi.
Bu düşüncelerle gözlerim etrafı hızlıca taradı. Bir kap aradım. Yoktu. Köşedeki çöp konteynerini gördüm. Kovayı tekrar elime alıp sesime yumuşak bir renk kattım. Başını okşadığım köpeğe ” hadi gel canım, sana su içebileceğin bir kap bulalım,” dedim.
Sözlerime itaat edip peşim_sıra beni takip etmekteydi. Sanki ne demek istediğimi anlamış, gibiydi.
Çöp kutusunda küçük bir yoğurt kasesi bulmuştum. Kovadan ona ağzına kadar su döktüm ama çabam nafileydi.
Yoğurt kasesi çatlaktı. İçine döktüğüm su anında dipten akıp yokuş aşağı süzülüyordu.
Köpek de yeri yalaya yalaya suyu takip ediyordu. O zavallının haline öyle acıdım ki…
Oysa onun kana kana su içmesini istiyordum.
Kovayı ona uzatamazdım. Malum şart şurt…
İçimden düşünüyordum:’ Off ya ne yapmalıyım?’
O öaresizlik anımda Sahih_i Buhari’nin bir hadisi bellek raflarımdan yuvarlanmıştı. Yüksek sesle ” tamam ya ” dedim.
Nasıl ki adamın biri kuyudan su çekip sokak köpeğine ayakkabısıyla su içirmişse; ben de şu susuz kalmış köpeğe avuçlarımdan su içirecektim. Bu düşünce aklımı kuşatır kuşatmaz hemencecik eyleme geçtim.
İki elimi suyu yarıya inmiş kovaya daldırıp suyu avuçladım. Köpekte kulaklarını dikleştirip gözlerini avuçlarıma dikmiş bakıyordu.
” Gel canım benim. Korkma…”
Tereddüt etmeden yanıma geldi. Birkaç kez avuçlarımdan ona kana kana suyu içirdim.
Evime geldiğimde yaşlı Türkmen teyzeye dualar etmiştim. Zira;
” Niyetini temiz tut, camiden kilim çal,” sözleri cesaretimi körüklemiş, tekkeden su aşırmama vesile olmuştu.
O günüm mutlu ve huzurlu geçmişti.
Yarım kova suyu, bir köpek için harcamam, belki tuhaf gelecek ama o canın suya kanması ruhuma pozitif enerji yüklemişti…
Emine Pişiren/ Kocaeli