Merhamet vardır insanda, üzerine giydiği zaman yakışan… Dile dolanan yalanlarla kurulmaz iman, varsa bir edepsizlik üstüne katarak konuşmak değildir as olan…
Örtü değildir bütün marifet…
Ya da kapanmak değildir iman..
Yüreğini bilemezsin hiç kimsenin,
bacağındaki şorttan ibaret de değildir namus kavramı..
Yüreği, zihni kirli olanlara ne demeliydi?..
Hangi sıfat yakışırdı dili zehir saçanlara?..
Hangi abdest kabul görürdü kolayca iftira edenlerde..
Peki hangi zihniyet buna izin veriyordu?
Kimlere ödül verilmeliydi?
Kimlere ceza kesilmeli?
Ya da bu bizim haddimiz miydi?
Sorgulayarak geçmiyor ömür. Sorgularla da yaşanmıyor. O ne der bu ne der diye de kilit vurulmuyor hayallere…
Elbette herkes bir parça edep, bir yudum saygı ile beslemeli herşeyden önce kalbini, ruhunu…
Doymalı maneviyata !
Doyurmalı nefsini!
Daha ne kadar çalabilir ki insan kendi sevinçlerinden, hayallerinden, umutlarından….
Daha ne kadar yetim bırakabilir tebessümlerini..?
Kimbilir daha kimlerin ekmeğiyle oynanır, kimlerin hırslarıyla yok oluruz…
Kul hakkı günahın en büyüğü değil midir?
Ne diyordu şair:
Allah’tan hak var hukuk var;
Yoksa ne olurdu yıkılan umutlar…
İnci Çetir
Ahhh o hak ve hukuk. Nedendir bilinmez (!) buhar oldu uçtu gitti AKP iktidarı ile. Geri döner mi bilemem amma bildiğim; biz eşek olduktan sonra semer vuran vurana…