Kırsalda dirlik düzenlilik kavgası, toprağın uyanması ve buna karşılık verilmesi ile başlar ve bahçeler canlanır. Bu canlılıkta, insan doğası gereği, iyi olmak için çalışır.
Toprağın uyanmasıyla, yabani otun alınması ve gübrenin atılması, işlemleri başlar. Böylece bahçenin yaşam şartları değerlendirilir. Öncelikle kesilen dallar ve çalılar kaş üstüne yığılır. Dal ve çalıların alınıp kapıya taşınmasıyla, bahçenin düzenli hale gelmesi sağlanır.
Babam, bir ara, gözlerini sildi, iç geçirdi ve kardeşime seslendi. Bahar girerken böyle bir hava, dedi. Bu defa da mevsimler şaşırdı. Kış kaçmaya yetiştiremedi, derede su azaldı. Alışılmışın dışında görülen bir olay, dedi. Yaza su gerek, yaz susuz geçmez, derken içindeki kaygıyı dile getirdi.
Su hayattı, doğanın uyanışı suya bağlıydı. Bahçedeki uyanış belirtileri, kendimizi yitik hissettirmez ve olaya, bir katkıda bulunabilirsem, kendimi mutlu addedecektim.
Babam, evin beton aksamını ve kara taş duvarı da yeşile boyarken, bize doğru baktı ve bir şeyler söyleyecekti, sonra vazgeçti.
Babam, çalılara ipi bağlayalım ve birlikte taşıyalım. Havanın güzelliği bozulmadan gidelim. Dün ki olaylar da insanlara ders olsun. Fakat ders almasını bilene. Elektriğe tutulmuş gibi sendeledi. Kara yolundaki trafik kazası korkunçtu, dedi.
Çalı yükünü hazırladık ve ipin iki tarafına tutup çimene çıktık. Yükü bıraktığımızda, çalılar arasında köpek yavrularını gördük. Gürültülü geçen uçağa dikkat etmedik. Gözümüzü çalılar arasındaki köpek yavrularından ayırmadık. İki tane yumak gibi birbirinden güzellerdi.
Babam, çalı yükünü, aldığımız yere bırakmalıyız. Tekrar iplerin uçlarına tuttuk ve dere üzerine indik. Çalıyı aynı yere yavaşça yerleştirdik. Hislerimize kapılıp acele etmedik. Hayvanın yuvasını bozmamış olduk. Hayatla olan bağlantında, beklediğin gün, seni bir gün bulacaktır.
Çalıyı yığdığımız yer, hayvana yuva olmaya devam edecekti. Böylece yavrular, zarar görmeyecekti. Yavruların gözü açıldıktan sonra, onları, analarıyla birlikte, eve getirirdik. Sosyal hatalar, insanı içinden çıkılmaz mecralara sürükler.
Doğada öyle olaylar vardır ki, ruhu yüceltir ve bedenen de güçlenmeyi sağlar. Yüreğimiz sevgiyi depolamış olarak eve vardık. Babam, yuva yıkılmaz. Bu hayvan da olsa, dokunulmaz. Kesinlikle öldürülmez. Fırsatları değerlendirmek, vicdani endişeyi gerektirmez, dedi.
Küçük gibi görülen ayrıntılar, canlı hayatını ilgilendiriyorsa önemlidir. Canlılar yaşayacak ki, biz de yaşayalım. Hayat kurtarmak, moralin zirve yapmasıdır. Yaşamın anlamı bu olsa gerektir.
Hayat yeni umutlarla güzelleşir.
Hasan TANRIVERDİ