Sevgili Binali…
“Seçimler niçin tekrarlanıyor Başkan?” sorusuna verdiğin kestirme ama NET cevap çok düşündürdü hayranlarını(!)… “ÇÜNKÜ ÇALDILAR!…”
Çalmakla kalmadılar; HEM DE SAĞLAM ÇALDILAR HA!…
Yahu; her şeyin başında siz varken nasıl olmuş bu iş?… Size rağmen, hangi edepsiz, hayasız, “cesur asalak(!)” yapmış ki bu işi?
Bu kesin saptamanla(!) sevimli yanın kalmamış olsa da, yine biz hitapta kusur etmeyelim:
Sevgil Binali;
Böylesi bir cevap; gerçekten inanılarak tarafınızdan verilmiş bir cevap mıdır, yoksa öncesi olan, kararlaştırılıp laf arasına işin bahanesi olsun diye sokuşturulmuş bir cevap mı?
Bu söylemin mimarı sen olamazsın!… Zira, sen, “çok şey” olsan da hiç karar merci olamadın ki. Böylesi bir “net” saptama “karar merci”inden çıkmış olabilir ancak.
“Binali – İnali” komutları hep yukarlardan gelince, bu veciz cevabın da senin olamayacağı kaygısına düştük. Sormamız ondan.
Yukarılara her türden, her yöne her an atış serbest!… Yeter ki; duyuru adına bir fermana karar verilmiş olsun. Önemli olan davulun sesi… Topmağı tutanın kıymeti harbiyesi yok!…
Söylediğinin, kaba hoyrat bir yalanın ötesinde iftira olduğunu kendin de biliyorsun. Sanıyor musun ki bu iftiraya bir de “Sağlam çalmışlar” kuyruğu takmakla daha etkin bir inandırıcılık katacaksın!?.. Kendini bile inandıramadığın bir söylemine kimi inandıracaksın?
Aynı sandıktan, ve aynı zarftan çıkan4 oy pusulasından 3’ünü kabul edip, birinin hile olduğna karar vermek ve buna inanmak; hangi akla, izana, mantığa, vicdana sığar? “Buna ancak aptallar inanır” diyeceğim de, bir kişinin bu kadar aptal olabileceğini de benim hafzalam almıyor.
Eee?… Aptalların bile inanmayacağı bir duruma inanmak ve bunu savunmak, “Dini bütün inançlı- namazında niyazında” bir Binali’ye mi düşer? Reva mı bu Binali’ye!?…
Ha üstelik bu sözü sen camii çıkışında etmiştin demi?
Şunu bil: Yalan söylemek gerçeği çalmaktır. Hırsızlıktır yani!… Din öyle der.
Kişinin doğruya ulaşma hakkını gasptır. Hırsızlıktır yani!… Din öyle der.
Siyaseten her değerin içi boşaltılınca, boş söylemler de hem inanç, hem de siyaset diye yutturulur olunca mı oluyor hep bunlar?. Ne yazık ki, içi boşaltılmış bu kavramlar yandaş da bulur oldu. “Her dönmede olur” mazeretine diyelim biz de “Niye bu dönemde pek çok!?” Çünkü, “Her şeye olduğu gibi”, anlama, dinleme, analiz, sentez ve yorum yapabilme yetisinin de içine de edildi.
Söylemler, anlamına ve içeriğine göre değil, sahibine göre alkış alır oldu!.
Söylenenin içi boş(muş)… Hatta, anlamdan da yoksun(muş), gerçek(miş) ya da değil(miş)… Kıymeti harbiyesi yok!. Alkış için ses olsun, nefes olsun yeter. Niye gereksin ki anlam!… Örnek mi? Çoook!… Tarihler, siyasette, anlamı çözümlenemeyen ibretlik vecizler hanesine “Bahçeli” imzasıyla yazacağı şu sözlerin ayakta alkışlandığını da yazacak örneğin:
“Kaynayan tencere kapak tutmaz1” “Gazozuna oyun olmaz!” “Olursa da aklın başından gider!” Bu söz ancak “Çaldılar!” kadar anlamlı(!) değil mi Sevgili Binali?
Bahçeli’nin bu sözlerinin “gizli” anlamına takılıp kalmışken kafamız birden, senden gelen “ÇALDILAR” saptamasıyla iyice allak bullak oldu.
Bunca kesin ve net konuştuğuna göre!” diye düşündük ki: “Hırsızları da “Çaldılar” sözünün peşinden sayıp dökecek, hırsızları polise – devlete ihbar edecek Binali!”
Devamı gelmeyince; bir hayıflandık, bir hayıflandık ki senin adına, sorma gitsin.
“Devlet adamlığı boş ve mesnetsiz konuşmayı kaldırır mı?” deyip hayıflandık.
“Bunu o’na kim söyletti ki? Diye düşündük. “Hem suçu kesin ilan edeceksin, hem de suçluyu söylemeyeceksin” deyip hayıflandık
Bunu tapmamakla, kendi ağzınla ilan ettiğin suça yardım ve yataklık ettin biliyor musun?? Binali?
Bak BİNali; Devlet yönetiminin her kademesinde görevler aldın… Ülke tarihine geçtin. İlerde ülke tarihini yazanlar “Bin dediler bindi Ali, İn dediler indi Ali diye yazacak olsalar dahi, TCBMM başkanı, Başbakan, Bakan diye yazacaklar.
Gerçi siz, bu sıfatları taşırken de, “yukarıdan” verilmiş kararları talimat bilip “Bin – İn”lere “Bilâ kayd-u şart” (Kaytsız şartsız) itirazsız uyandınız.
Ne zaman ki; bir çıkışla, “Kaybedilmiş seçimin peşinden gidecek adam değilim” deyiverince, bu söylemde kararlı ve cesaretli bir duruş görüp “Tamam artık – bundan öyle talimatlar ırgalamayacak Binali’yi” diye düşünmüştük.
Olmadı Binali Bey!…
Demek ki; yine; talimatlara uyup Bin(ecek)ali, İn(ecek)ali….
Saray ya da, Yaver ne derse, tekrar(layacak)ali.
Bir şey daha var be BİNali!…
YSK’ın “Yenileme” kararı sonrası onuncu güne girerken, nedense, henüz gerekçeli kararını açıklamamış… “Sandık Usulsüzlüğü” demekle yetinmişken, “ÇALDILAR!” saptamasını duymak… “Yetkililere gizli ajandayla haber iletmek” izlenimi yarattı bizde. Bekleyip göreceğiz.
HERŞEYE RAĞMEN BİZLER UMUTLUYUZ!…
HÜR İRADE ELBET BU ÜLKEDE, DEMOKRASİYİ KURACAK!…
İŞTE O GÜN, HERŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK!…
Çalanın çaldığı da yanına kar kalmayacak!…