Planlama çalışmaları yapılmış, fizibiliteler yaptırılmış, projeler hazırlanmış olan bir şehir insan ve çevre dostu olmalı.
Çağdaş şehirlerin temel ulaşım aracı toplu taşımdır. Toplu taşımla birden fazla yolcu taşınır, enerji tasarrufu sağlanır.
Toplu taşım; kentlileri disipline eder, trafiği rahatlatır, paylaşmayı ve birlikteliği teşvik eder, insanlara daha fazla kullanım alanı sağlar, çevre kirliliğini azaltır.
Toplu taşımda; en kısa zamanda ve mesafede, daha fazla insanın, daha konforlu araçlarla, daha az kirleterek ulaşımı sağlanır. Dolayısıyla sürekli bir; konfor, güven, zaman ve alan tasarrufu arayışı söz konusudur.
Toplu taşımacılık genel olarak tren ve otobüs için kullanılsa da havayolları, feribotlar ve dolmuşlarıda kapsamaktadır.
Öncelikle Altınordu dışında yaşayan hemşehrilerimden özür diliyorum, gerçektende bazı konularda lokal yazıyorum. Ancak kabul edersiniz ki imkan meselesi ve detaylarına hakim olmadığım konuda yazmamayı tercih ediyorum. Bir gün bu eksikliğimi telafi edeceğimin bilinmesini isterim. Altınordu özelinde devam edelim.
Altınordu’da deniz yoluyla toplu taşımanın yapılacağı günler diliyorum. Düşünsenize Gülyalı’dan Ünye’ye deniz taksilerin konulduğunu, kahvaltınızı yaparak gittiğinizi fotoğraflayarak döndüğünüzü. Bu projeyi bir başka yazımda daha detaylı yazarım.
Havaalanından Çambaşı yaylamıza çevre dostu TELEFERİK PROJESİNİ (bu proje benim projemdir, birileri isim dahi vermeden kullandılar, yeter ki hayata geçmesi için emek verilsin sorun yok) yüksek sesle konuşacağımız günler diliyorum.
Perşembe sahil yolunun bisiklet kullanımına yönelik yeniden dizayn edilmesi ve ulusal uluslararası yarışlara açılmasını temenni ediyorum.
Altınordu için toplu taşımda metro veya hafif raylı sistem açısından üç temel ulaşım aksının olduğunu düşünüyorum: Merkez-Havaalanı, Merkez-Perşembe ve Merkez-Dedeli. Bu akslardan Merkez-Havaalanı hattı kanaatimce şimdiden toplu taşıma gerektiriyor.
İddialı bir şey söylüyorum: bu hat (17 km uzunlukta) yap işlet devret yöntemiyle ihale edilebilir, yani devletimize veya belediyemize bir kuruş maliyeti olmadan hayata geçirilebilir.
2014 yerel seçimleri öncesi aday adaylığım döneminde küçük bir fizibilite yapmış, Samsun hafif raylı sistem projesiyle kıyaslayarak bir noktaya varmıştım. Özetle bundan bahsedeyim:
Samsun hafif raylı sistem merkezden üniversitenin altında bulunan kavşağa gidiyor, üniversiteye çıkmıyor, yani yarı üniversiteye çalışıyor ve Atakum’a da yolcu taşıyor. Yıl ortalaması günlük 16.000 yolcu ile başladılar, şimdi 60-65 bin civarı yolcu taşıyorlar. Hala başa baş noktasına gelemediler, yani maliyetlerini karşılamıyor.
Bizim hattımız;
- Gülyalı’dan Altınordu’ya yolcu taşıyacak (Samsun kadar nüfusa hitap etmiyor)
- Üniversitenin hem sahil teknik okullar hem de Cumhuriyet yerleşkesinin içinden geçecek (Samsuna göre avantajlıyız)
- Havaalanının içine girecek (ki Samsunda böyle bir şey söz konusu değil)
- Hem küçük sanayilerin (terminal arkası ve OSB yanı) hem de Organize Sanayinin içinden geçecek, buraya hem çalışan hem de müşteri taşıyacak (ki Samsuna göre büyük avantaj)
- Altınordu-Gülyalı hattında oluşmakta olan ticaret koridoruna hizmet edecek (bu da Samsuna göre avantajımız)
Samsun’un bir buçuk avantajının yanında bizim 5 avantajımız var. Bugün adım atsak; fizibilitesi, projesi, kamulaştırmaları, ihalesi, inşaatı ve bitmiş olarak hayata geçirilmesi en az 5 yıl demek.
5 yıl sonra tahminen; üniversitemiz 30 bin öğrenciye, havaalanımız 1,5 milyon yolcuya, sanayilerimiz ciddi anlamda doluluğa, Gülyalı-Altınordu hattı ciddi nüfusa ve Altınordu-Gülyalı hattı anayol üzeri ticaret koridoru ciddi bir ticari aksa dönüşmüş-ulaşmış olacak.
Gecikmememiz, bu hat üzeri betonlaştıktan sonra zorlanmamamız için şimdiden adım atmamız gerekiyor.
Şimdilik erken olan ikinci ve üçüncü etap toplu taşım hatları olan Altınordu-Perşembe ve Altınordu-Dedeli hatları birinci etap tamamlanınca adım atmaya hazır hale gelmiş olacaklar.
Vizyonu konuşmak güzel şey, bizden yazması, uygulamak elbette mevcut yönetimlerimize düşer. Nasıl olsa zamanı gelince bir yapanı bulunur.