Hani bir hikaye vardır.. Eskiden bir köyde kadın kocasına BEY GEL HADİ BİRAZ MUHABBET EDELİM demiş. Adam da OLUR demiş ve keçileri otlayıp beygire eşeğe ot attıktan sonra yaşlı karı koca mutfakta çay demlenirken oturmuşlar, sohbete başlamışlar. Yaşlı adam ULAN KARI HATIRLIYON MU SEN EVLENDİĞİMİZ GECE KIZ ÇIKMADIYDIN demiş. Yaşlı kadıncağız TÜH ALLAH KAHRETSİN SENİ ÖKÜZ HERİF KONUŞALIM DEDİYSEM DE TAA ORAYA İNELİM DEMEDİM YA demiş kalkmış yerinden inmiş bahçeye.
Geçmişten sohbet etmeyi bilmeyenlerin öküzce konuşmaları muhabbet olmuyor. Hoşaftan kabaktan sohbetten anlamayanların sohbetleri ancak bu yaşlı karı kocanın ki kadar olur her halde. Muhabbette gönüller hoş olur. Ruh yumuşar gözlerden bakışlardan aşk fışkırır. Ama niyet muhabbet etmek değil keyfin içine etmek olursa yaşlı adamın yaptığı gibi en söylenmeyecek olanı söyleyip gönlü yıkar viran eyler.
Düşünsenize bir kere, bir bayram günü akrabalar toplanmış. Dede, nine, oğlanlar, kızlar, gelinler, damatlar, amcalar, dayılar, hala ve teyzeler, torunlar hepsi bir yerdeyken içlerinden birisi HADİ GELİN GEÇMİŞİMİZDEN BİR MUHABBET EDELİM- Tarihimizle yüzleşelim deyiverse ne olurdu ? Yukardaki yaşlı adamın karısına söylediği gibi tüm akrabalar birbirlerinin kızlık-tuzluk sorunlarını bir açarlarsa kan çıkardı sanırım orda. Kızlık kanı değil tabi cinayet kanı.
Dersim konusu günlerdir konuşuluyor. Siyasetçilerin atışma tarzı da aynen yukardaki yaşlı adam gibi. Başbakan Erdoğan CHP ve Kılıçdaroğlu’na yükleniyor 80 yıl öncesinin kızlık-tuzluk meseleleriyle. Kızlık-tuzluk sohbetleri çok sakattır. Hani bir söz vardır, CAMDAN KÖŞKTE OTURUYORSANIZ BAŞKASININ PENCERESİNE TAŞ ATMAYIN diye. 80 yıl öncesine siz giderseniz karşınızdaki de SİZİN ÖLÜP BAYILDIĞINIZ padişahlardan örnekler getirir. Oğlunu babasını astıran kestiren, saray entrikalarından bahseder. Aslına bakarsanız bu işin sonu yoktur. Cılkı çıkarılabildiği kadar çıkan bir konudur. Biri çıkar Ermenilerden özür dileyin der. Diğeri çıkar Kıbrıs rum kesiminden özür dileyin der.
Akrabaların bir bayram günü geçmişlerinden sohbet etmeye kalkışmasından ne çıkarsa bir devletin, bir toplumun, bir partinin, bir liderin geçmişiyle yüzleşmesinden de o çıkar. Pandoranın kutusu bir açılırsa çok fena açılır. Hani AÇTIRMA KUTUYU SÖYLETME KÖTÜYÜ derler ya. Çok hoşuma giden bir söz vardır. AY GİBİ HERKESİN GİZLEDİĞİ BİR KARANLIK YÜZÜ VARDIR der. Ben dünyadaki hiçbir siyasi liderin SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK olabileceğine kesinlikle inanmıyorum.
Her kişi, her aile, her akraba, her arkadaş, her toplumun bir karanlık geçmişi, bataklık yönü vardır. HATASIZ KUL OLMAZ denir. Biz bir kişiyi kendimize ilahlaştırmadan önce kendi yaptığımız hataları düşünelim. Kendi ömrümüz boyunca yığınla hata yapmışızdır. Olgunlaştığımızın en büyük göstergesi öğüldüğümüzde değil eleştirildiğimizde eleştirene teşekkür edebilmektir diyorum.
