Hocam, ben bir nöroloji uzmanıyım.
Öykü, muayene, tetkik ve tedavi hususunda sizinle aynı fikirleri paylaşıyorum. Ne yazık ki, bizim gibi doktorlar (sınırlı tetkik yaptıran, tedavi kısıtlı uygulayan) çok az ve aykırı, tabirimi mazur görün “uyuz doktorlar” çok az.
Hasta muayene talep etmenin haricinde, mutlaka tetkik talep ediyor. Baş ağrısı için gelen hasta, “Ay şekerime, kolesterolüme de bir bakılsın, işte her şeyim bir kontrol diyor“, “Baş ağrısı hastasında her şeye bakılmaz” dendiğinde morali bozuluyor.
Geçen gün 14 yaşında bir çocuk, baş dönmesi ve göz kararması varmış, Akdeniz Anemisi taşıyıcısı, “Bütün tetkiklerimi istiyorum, virüs de araştırılsın” talebinde bulundu.
Herkesin kalbine bir halk tabiri ile “kolestor” korkusu düşürülmüş, mutlaka tetkiklerin içinde onun da olması talep ediliyor. Aman bir de yüksek çıktı mı, 30-40 yaşında hiçbir riski olmayan hastalar “kolesterol hastası” oluveriyor. Ben hastalarıma “Kolesterol bir hastalık değildir, bir laboratuar tetkikidir. Şeker, tansiyon, kap hastası olmadığınız sürece kolesterol ilacı kullanmayın” diyorum ama bunu herkesin böyle söylemesi lazım. Sonuçta tedaviyi başlayan doktorlar.
Nörolojide de inanılmaz gereksiz ilaç kullanımı var ve bunu engellemek için hiçbir şey yapılmıyor. Keppra kullanımı çok yaygınlaştı, daha ucuz karbamazepin, DPH, valproik asit kullanımı yerine kimi hastaya direk yeni jenerasyon antiepileptikler başlanıyor. Maliyet hiç düşünülmüyor.
Depresyon denince mutlaka pahalı ilaç kombinasyonlarına gidiliyor ve hastalar raporla ilaçlarını bazen kontrolsüz yıllarca kullanıyorlar.
Demans tedavisine gelince, 50′li yaşlarda 2′li demans tedavisi alan hastalar var, kimse Minimental Durum Testi’ni kriter olarak almıyor. En önemli ayırıcı tanının depresyon olduğunu düşünmüyor. Sizin demans düşünmediğiniz ve ilaç başlamadığınız bir hasta bir süre sonra demans ilacını reçete ettirmeye geliyor. Yani sizin kısıtlı ilaç kullanım çabanızı başka bir meslektaşınız baltalıyor.
Ee, tabii devletin de bunda payı var, kolesterole sınırlama getirdiği halde diğer hiçbir şeye kısıtlama getirmiyor. Kurala bağlamıyor. Ne kadar pahalı ilaç varsa ödüyor. Aynı reçetede 3 NSAİ’yi (romatizma ilacı) bir arada yazıyorsun, yine veriyor.
Bu işler nasıl çözülecek, bilmiyorum. Tabii bir de annenin ilacını babaya yazdırma, birinin ilacını başkasına yazdırma talebinin eczacı aracılığı ile geldiği de unutulmamalı.
Ne halk yardımcı ne de doktorlar.