Bürokrasi Sorgulu Elek Dönemi

Bürokrasi yeniden yapılanıyor.

Darbe kalkışımı sonrası dengeler değişti.

Geçmişte sınav sahtekârlığı, torpille işe giren

Kâğıda ismi yazılarak terfi ettirilen…

Telefon talimatıyla tayini istediği şehre çıkarılan…

Kamu şirketlerinde yönetim kurulu üyeliği verilerek maaşı desteklenen…

Yaş, rütbe, unvan olarak büyük olanların “hürmetler” diyerek selam durduğu…

İşadamı, tüccar, oda başkanı hatta vekil-reis adaylarının başvurduğu…

Kerameti ve kimlikleri darbe itirafçılarının ifadeleriyle ortaya çıkan bürokratlar ayıklanıyor.

Görevden el çektirilecek, atılacak.

Söylenen böyle. Bürokrasi cemaatten temizlenecek.

***

Asker, polis, mülkiyede ilk etap tamamlandı.

Önemli olan ekonomi.

Paranın döndüğü, iç-dış ticaretin yönlendirildiği, Hazine’nin sırtını dayadığı kurum ve kuruluşlar.

Başta…

Vergi Denetim Kurumu  (VDK), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu (BBDK), Enerji Piyasısı Denetleme Kurulu (EPDK) ve Borsa İstanbul.,

Ve bunlara ek…

Maliye Bakanlığı vergi müfettişleri ve yardımcıları.

***

Şimdi bunlar elekten geçirilecek.

Peki, nasıl yapılacak?

Usul belirlendi.

Önce…

Memurun üniversite arkadaşına sorulacak:

“ Cemaat evinde kaldı mı?”

Sonra…

Komşularından görüş alınacak:

“ Hizmet toplantısı yapar mıydı?”

Mesai paylaştığı kişilerden öğrenilecek:

“ Kimlerle görüşürdü?”

***

Yetmedi, bitmedi.

İncelemeye devam.

Bank Asya hesabı var mıydı?

İnternette hangi siteleri takip ederdi?

Kriptolu mesaj içeren yazılım kullanır mıydı?

“Kimse yok mu Derneği’ne” bağış yapar mıydı?

MİT ne diyor? Emniyet raporu nasıl?

***

Tespitler olumsuzsa; gelecek karanlık.

Mevki, makam, maaşa veda…

Soruşturma, yargılama başlama zamanı.

Aile, akraba, eş, çocuk üzüntüsü bir kenara…

Böyle durumda vefayı, sahiplenmeyi, destek görmeyi hiç arama!

***

Gizlenme de beyhude çaba.

İnsan niçin gizlenir?

Korkaklık, güvensizlik, cesaretsizlik, utanma, kaçıştan ötürü.

Artık yararı var mı?

Anlarsın ki…

Dün yediğin hurmalar, bugün tırmalıyor.

“Kader” diyemezsin…

“Keşke” diye pişmanlık duyamazsın!

*********************