CHP'yi nasıl tanırsanız diye sorsanız ilk yanıtım, 'birbirini sevmeyenlerin' partisi derdim. Ardından da eklerdim: “Birbirinden nefret edenlerin, birbirinin kuyusunu kazmak için yarışanların, kongre yapıldıktan birgün sonra bile olağanüstü kongre için imza toplayabilenlerin, partililerini hırsızlıkla itham edenlerin, partinin iktidar olması için değil, kendilerinin bir yerlerde olması için uğraşanların, Türkiye'de oy karşılığı yüzde 0,1 olan İşçi Partisi'nin ideolojik söylemini üstlenmiş ve ne söylediğini bilmeyenlerin partisi, hantal örgüt yapısına rağmen partiyi değiştirmeye uğraşan Kılıçdaroğlu'nun partisi” diyerek de yanıtlarımı sıralardım…
Beylikdüzü muhalifleri ve aynı şeyler
Cumartesi günü Beylikdüzü'nde Av. Osman Gürcan Çelikkol ve arkadaşları bir basın toplantısı düzenlediler. Düzenledikleri basın toplantısının konusu ise Beylikdüzü CHP İlçe Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun babasının yaptığı Bey Konakları'ydı. Ve bu konuyla ilgili yapılan kaçıncı basın açıklaması olduğunu artık ben unuttuğum için ısıtılıp ısıtılıp aynı konunun gündeme getirilmesi, parti için çekişme değil açık açık 2014 seçimleri hesaplarıydı.
Düşünün Ekrem İmamoğlu CHP'nin İlçe Başkanı olmasa hatta 2014 seçimlerinde en güçlü Belediye Başkan adaylarından biri olmasa inanın Bey Konakları bırakın haber olmayı, birileri oturup açıklama yapmayı bile gerek duymazlardı. Bunun iddialı söylüyorum.
Yaklaşık 10 yıldır Beylikdüzü'nde oturuyorum. Beylikdüzü'nde imar yolsuzluğu, olumsuzluklar, yeşil alan gaspları, imar yoğunlukları gibi konularda onlarca haber yaptım, onlarca köşe yazdım. Basın toplantılarında sorular sordum. Ve ben CHP'li muhalifleri, daha doğrusu Ekrem İmamoğlu muhaliflerini Bey Konakları'nın dışında görmedim. Ekrem İmamoğlu ilçe başkanlığından istifa etse, görevinden alınsa bu arkadaşlarımız için Bey Konakları diye sorun da kalmamış olacak.
****
Ve bu arkadaşlarımız son Beylikdüzü İlçe Kongresinde aşağı yukarı tüm muhalifler biraraya gelerek ortak imzalı bir deklarasyon yayınlamışlar ve mahallelerde girdikleri delege seçimlerinde hezimete uğramışlardı. Ve yine aynı bildik şeyleri seslendirmelerine rağmen. Anlayacağınız Beylikdüzü CHP ilçe örgütü bile seslendirdiklerini dikkate almamış Ekrem İmamoğlu ve arkadaşları kongreye tek liste ile girerek kazanmışlardı.
****
Av. Çelikkol ve arkadaşları bugünden sonra ne söylerlerse söylesinler; Bey Konakları üzerinden yapacakları her eleştiri ve açıklamalarının, 2014 belediye başkanlığına yönelik olduğudur. Ve konunun her üzerine gittiklerinde ise varolan algılamayı güçlendirmekten başka bir şey olmayacaktır.
Beylikdüzü'nde belki de ilk defa CHP'nin yerel yönetimi alabilme imkanı varken, bizzat CHP'liler tarafından sabote edildiğini de tarihi tanıklık edeceğiz. Aynen bundan öncekiler gibi…
Kongre isterük…
İstanbul'un değişik yerlerinde olduğu gibi Küçükçekmece ve Avcılar'da kongreler yapıldıktan bir ay sonra muhalifler tarafından 'olağanüstü kongre için imzalar' toplanmaya başladı. Ve bu süreç her iki ilçede başarıya ulaşmadı. Hatta Küçükçekmece İlçesi'nde kimi meclis üyeleri disiplin kuruluna verildi. Bir yıllık uzaklaştırma kararları çıktı.
Aradan bir yıl geçtikten sonra ikinci kez kampanya başlatıldı, bu iki ilçede. Her iki ilçede imzalar 205'e yakın toplanarak ilçe yönetim kurullarına teslim edildi.
Soru şu: Mevcut yönetimler ve muhalif yapıların temel politik yol ayrımları var mı? Birileri daha ulusalcı birileri daha yeni CHP'liler mi? Böyle bir yol farklılıkları var mı? Bence yok. Birileri daha solcu birileri daha sağcı mı? Bence böyle bir yol ayrımı da yok? Öyle olsaydı, bir yıl önce Avcılar'da imza toplayanlarının başını çeken Cafer Çınar, bugün imza topladığı Bayram Acar'ın yanında yer alır mıydı? Öyle olsaydı bir yıl önce Bayram Acar'ın yanında yer almış olanlar bugün onun karşısında yer alırlar mıydı?
CHP'de yerel seçimler yaklaştıkça, hesaplar büyüdükçe yaşanan kavganını politik bir yol ayrımından dolayı değil, kimin nerede nasıl yer alacağına yönelik olduğunu göreceğiz.
Bir yılda iki yemek
Yine Büyükçekmece CHP İlçe Yönetimi bir yıl içersinde 2. kez yemekli toplantı yaptı. İkinci yemek Kumburgaz'da yapıldı. Salonda CHP Genel Başkan yardımcıları yok. CHPİstanbul İl Başkanı yok. Büşükçekmece Belediye başkanı yok. Meclis üyelerinin büyük çoğunluğu yok. 32 yıldır siyaset yaptığını söyleyen 84 yılından beri parlementer olan siyaset dinozoru Kamer Genç vardı.
Ve inanın sahnenin önünde bulunan tüm masalar çeşitli ilçelerden gelmiş ilçe yöneticilerine ait. Onlar olmasa salon bomboş kalırdı.
****
Salona girdiğimde kürsüde İlçe Başkanı Dursun Tazegül konuşuyordu. Hemde bir genel başkan gibi. Türkiye'nin gündemi ile ilgili döktürüyordu. Döktürdüğü sözcükler ise İşçi Partisi'nin seslendirdiği artık toplumda bir karşılığı olmayan (olsaydı zaten CHP bugünkü yerinde olmazdı) politikaları seslendirmek değil, ilçesinde CHP için neler yaptığı ve yapacağı olmalıydı.
Sonra gençlik örgütünün ise, “Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber ya da hiçbirimiz” diyerek sol kollar havada slogan atmaları ise trajik komikti. Bertolt Brecht'e ait söz bugün devrimci solun sloganlarından biriydi. CHP'nin yemeğinde bu slogana kalınmışsa vay ki, CHP'nin haline vaydı.
CHP'lilere ve gençlere bir slogan öneriyim:))) Söylemleriyle de örtüşür… “CHP gelecek, zulüm bitecek!” Bu da benim kıyağım olsun…