Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve CDC Başkanı’ nın trans yağlarla ilgili açıklamalarını ve bizim bilim dünyamızdaki yankılarını acı bir tebessümle okudum.
BİR: Trans yağların zararları 50 seneden beri biliniyordu ama saklanıyordu. Bilim dünyasının bunu sanki yeni keşfedilmiş bir şeymiş gibi sunması ayıp oluyor. Olay, trans yağların ne kadar zararlı olduğunun artık gizlenemez olmasıdır. Trans yağlar zararlıdır diye dedem de söyler.
İKİ: Trans yağlar bu kadar zararlı ise bunun 4 sene daha kullanılmasına müsaade etmek endüstri zarar etmesin de varsın milyonlarca insan zehirlenmeye devam etsin, hasta olsun, ölsün demektir.
ÜÇ: DSÖ, sağlıklı yağlar deyip geçiyor, bunların ne olduğunu söyleyemiyor. Ben onlara hatırlatayım: Trans yağların yerini alabilecek iki yağ vardır ki biri köy tere yağı diğer soğuk sızma zeytinyağıdır. Gerisi yalandır, dolandır.
DÖRT: Bizim bilim adamlarımız da maşallah mangalda kül bırakmıyorlar ama iş işten geçtikten, tüm dünya trans yağları yasakladıktan sonra esip gürlemek biraz komik oluyor. Margarin firması ile kalp sağlığı için işbirliği yapan Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) ise önce toplumdan özür dilemelidir.
BEŞ: TKD ve Sağlığa Evet derneği (SED) beraber başlattıkları projenin maksadını da anlayamadım. Proje diye boş yere uğraşmasınlar, onlara şimdiden söyleyeyim ki insanların binlerce senedir tükettikleri dünyanın en sağlıklı yağları bellidir ve bunun araştırması olmaz.
ALTI: Dünyanın sağlığı zaten kanıta dayalı araştırmalarla bozulmuştur, bunu daha da bozmanın alemi yoktur. Karatay’ ın kitabını hatmetsinler, yeter!
YEDİ: Trans yağlar zararlı diye yasaklandıktan sonra farkındalık yaratmak da neyin nesidir? Bunlar milletle dalga geçiyorlar.
SEKİZ: Tereyağı, yumurta ve doymuş yağların adını anmamak, ayçiçek yağına işaret etmek bunların insanlığı yeni bir felakete sürükleyeceklerinin açık bir delilidir. Bugüne kadar neredeydiniz, neden bir kere bile trans yağın adını ağzınıza almadınız da şimdi araba devrildikten sonra akıl vermeye kalkıyorsunuz?
Gelelim neticeye
Çiğ sütten başka süt kullanmayan, yoğurdunu kendi çalan, ekmeğini kendi yapan, soğuk sızma zeytinyağı ve köy tereyağı temel yağları olan, margarin ve bitkisel yağların zerresini mutfağına sokmayan halkımız DSÖ’ nün de CDC’ nin de bilim adamlarının da çok önündedir.
Bu açıklamalar akademinin iflasıdır. Akademi halkın gerisinde nal topluyor.
***
Anadolu Ajansı’ndan Andaç Hongur‘ un haberi: