Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme… Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
BUĞDAY ve ÇİFTÇİ
En iyi Buğday Her yıl yapılan ‘en iyi buğday’ yarışmasını yine aynı çiftçi kazanmıştı. Çiftçiye bu işin sırrı soruldu.
Çiftçi:
-Benim sırrımın cevabı, kendi buğday tohumlarımı komşularımla paylaşmakta yatıyor, dedi.
-Elinizdeki kaliteli tohumları rakiplerinizle mi paylaşıyorsunuz?.. Ama neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsunuz?.. diye sorulduğunda,
-Neden olmasın, dedi çiftçi.
-Bilmediğiniz bir şey var; rüzgâr olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır ve tarladan tarlaya taşır.
Bu nedenle, komşularımın kötü buğday yetiştirmesi demek, benim ürünümün kalitesinin de düşük olması demektir.
Eğer en iyi buğdayı yetiştirmek istiyorsam, komşularımın da iyi buğdaylar yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor. O nedenle buğday tohumlarını komşularımla paylaşıyorum… Mevlana Hazretleri ne demiş bilirsiniz: “Bir mum, diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.”
İşte böyle buğday ve çifçinin hikayesi dostlar.
Demiş ki Henry Ford: “Çoğu insan başarıyı almak olarak düşünür.Oysa başarı,vermekle başlar.”
Sevgi ve paylaşmak en yakınınızdan başlar. Sonra yayılarak devam eder. Kin, cimrilik, nefret kimsenin hoşlanacağı davranışlar değildir.
Sevgi, saygı, paylaşmak, mutlu olabilmenin en önemli koşuludur. Sevgi insanlar arasında görünmez bir bağ kurar, gönülden gönüle köprü olur. İnsanların birbiri ile iletişimini güçlendirir. Kalpleri sıkı sıkıya birleştirir. Sevgi insanların arasındaki saygı ve samimiyeti sağlar, paylaşmak duygusunu kuvvetlendirir…
Paylaşmak, hayatın temel kuralıdır. Zorlukları aşmak, acılara dayanabilmek paylaşmakla mümkündür. Sevinçler ve güzellikler paylaştıkça çoğalır. Acılar ve hüzünler paylaştıkça azalır. Paylaşmayan insan açgözlü ve cimridir. Dostu yoktur ya da yok denecek kadar azdır. Dostu ve arkadaşı; parası, malı ve mülküdür. Paylaşmak erdemli bir davranış olduğu gibi aynı zamanda bir ihtiyaçtır.
Yaşamın güzelliği, doğruluğu, anlamı, tadı, tuzu yalnız yaşamamaktan geçer. Ne güzel söylenmiştir; yalnızlık Allah’a mahsustur… Ancak paylaşırsak yalnızlığı yok ederiz. Yalnızlık sadece başka bir insanın varlığı ile yok olur. İnsan yaşamını bir başkasıyla paylaşınca insanca yaşamı yakalar.
“Küçük Prens” kitabında der ki ; Kıtlık ekmeğin paylaşılmasına yol açar. Ekmeğin paylaşılması ise ekmekten daha tatlıdır!..
Bir lokmayı paylaşırcasına, acıları paylaşarak onlara meydan okumak ve sevinçlerin, mutluluklarının artmasını sağlamak, sevdiğimiz bir dostumuza, arkadaşımıza, komşumuza onu sevdiğimizi söyleyerek, davranışlarımıza yansıtarak paylaşmak onu mutlu etmenin en kısa yoludur belki de.
Paylaşmak, bir insanın sahip olduğu herhangi bir şeyi başkasına ya da başkalarına bilerek ve isteyerek vermesidir. Bu; para, mal, eşya gibi görünür, elle tutulur bir şey olabileceği gibi zaman, bilgi, deneyim ve değerler gibi gözle görülmeyen, elle tutulmayan bir kaynak ya da birikim de olabilir.
Bu dünyada sahip olduğumuz paylaşabileceğimiz her şeyi, para, mal, eşya gibi görünür, elle tutulur bir şey olabileceği gibi zaman, bilgi, deneyim ve değerler gibi gözle görülmeyen, elle tutulmayan bir kaynak ya da birikimlerimizi, bu dünyada yolcu olduğumuzu unutmadan paylaşmalıyız.
Paylaşmak dendiğinde insanların aklına hemen maddi şeyler geliyor. Bu güzelliğin içinde mutlaka bu da var ama önce insanların yaşamını, sevinçlerini, acılarını, dertlerini, yalnızlıklarını, üzüntü, sevgi ve öfke gibi duyguları da paylaşılabilir ve paylaşılmalıdır…
Başkasının acısını paylaşmak kadar insana huzur veren, manevi bir haz yoktur. Bir ölüm acısını paylaşmak ne yüce bir davranıştır.
İnsanoğlu mutluluğu ve huzuru maddi, manevi değerlerini ve gücünü başkalarıyla paylaşarak elde eder. İnsan sosyal bir varlıktır. Yaşadığı toplumun bir üyesidir. Bir topumdaki bireyler farklı yetenek ve özellik taşırlar. O nedenle de her daim birbirlerine ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçların giderilmesinde birbirlerine yardımcı olmaları topumun bilincini güçlendirir.
Yardımlaşma ve paylaşma topumun manen ve maddeten yücelmesine yardımcı olur. Ekonomik ve sosyal dengesizlikleri önler. Toplumun geleceğini aydınlık kılar. Özellikle çocuklarımıza paylaşmayı öğretmek, gelecek nesillerin, dünya geleceğinin önünü açmaktır.
Bir şeyler paylaşmak ve mutlu etmek istediğiniz bir insanı tanıyor olmanız veya karşılık beklemeniz gerekmez.
Önemli olan, doğru paylaşımın, doğru kişilerle yapılması…
Paylaşmayı, sadece ihtiyaç sahibi bir insana veya kuruma destek olarak görmemek lazım. Bir insanın maddiyat dışında sevgiye, ilgiye, psikolojik desteğe veya güzel bir anı yaşamaya da ihtiyacı olabilir. Paylaştığınızda başka insanları mutlu edersiniz ve siz de mutlu olursunuz…
Paylaşmak için insanın zamanını vermeyi bilmesi, zaman ayırması gerekiyor. Demek ki zamanı da paylaşmalıyız. Günümüz yaşam şartlarını düşündüğümüzde ise belki de en zor olanı bu!..
Size şunu söylemek istiyorum dostlarım; sevgiyle verdiğinizde er ya da geç bir şeyler geri alırsınız, bu size ne kadar küçük gözükürse gözüksün.
“Aldıklarımızla yaşayabiliriz, fakat verdiklerimizle yaşatırız.” Demiş Arthur Ashe
Bu eylemlerin her ikisinin de önemli olduğu doğrudur. Esasen, sırf kalpten gelen bir şey yapma zevkini tatmak için vermek, aynı şeyi bir başkasından almak kadar değerlidir. Her ikisi de mutluluk ve kişisel tatmin yaratan bir dinamiği içermektedir.
Aldığımızda bir şey kazanırız ama verdiğimizde daha fazlasını kazanırız.
Şefkat olmadan vermek hiçbir anlam ifade etmez. Kendi çıkarınız için birine iyilikte bulunmak, dostane bir hareket değildir ve sırf mecburiyetten birini düşünmek, gelip geçicidir. Ama yaptığınız şeye sevgi kattığınızda, her şey değişiverir.
Bu yüzden eğer duygunuzu katarsanız, verdiğiniz hediyeyi zenginleştirmiş olursunuz. Maskelerinizi kaldırır, en kırılgan parçalarınıza çıkan kapıyı açar ve en saf hâlinizin gözükmesine izin verirsiniz.
Yaşamımıza doğru ve güzel bir anlam katmak adına unutmayalım ki, paylaşmak mutluluktur, sevmektir… Paylaşmak ve sevmek erdemdir…
Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel… Atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…
Mutlu ve umutlu, acısız, gözyaşsız günler ve muhteşem geçirmenizi dilediğim bir Salı gününüz olsun. Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbetle dolsun…
Hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle hep dostça kalın, bir gün, bir yerlerde görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#