Ekmeğe Zam? Buğday’ da Dünya Fiyatlarının Artması! Başlığı ile aşağıdaki linkte bir yazı yazdık. http://www.bilgiagi.net/ekmege-zam-bugday%e2%80%99-da-dunya-fiyatlarinin-artmasi/25013/
Bu konuda yazanlardan farklı yazmış olduğumuzu bizi okuyanlarımız fark ettirdiler.
1997 ler de buğday şikago borsasında 140 USD idi, dedik.
Şimdi Şikago borsasında 300 Usd dir. Dedik.
Basın yazdı: Dünya finans merkezlerinin finans da daralmadan dolayı daha çok para kazanmak için buğdaya yönelen finans çevrelerinin Spekülasyonu dedi.
Ülkemizdeki hayvancılık krizinde çözümü canlı hayvan ithalatında bulanlar bu spekülasyona da çareyi Mars’ tan canlı hayvan ithal çarelerini aramalıdırlar. Nasıl olsa Mars’ ta canlı var: Nanobakteri. Nasa bunu buldu.
Bizimkilerde Marsta canlı hayvanı bulmalılar!
Biz 1980, 1990’ lardaki Dünya buğday fiyatlarınıda hatırlıyoruz.
Liberal ekonomistlerin ‘’ buğday üreticiliği Türkiye’ de desteklenmemeli ‘’ sözlerini de hatırlıyoruz. Gerekçeleri de Dünya’ nın buğdayı ucuz bizim ise ‘’ pahalı ‘’ üretmemiz.
ABD, hertürlü sanayiciden, her türlü ticaret yapandan % 80’ lerde vergi alıp, aldığı vergi ile üreticiyi destekliyerek buğdayı ve diğer ürünleri dünya pazarlarına sürüyor? Niçin Diğer Ülkelere ürettirmemek için. Diğer ülkelerin tüketicilerine de kendi çiftçilerini beslettirmek için.
Ülkemizde ise sanayiciden her türlü ticaret yapandan ve bankacılardan kazançlarının % 25’ ini vergi alıyor. Ülkemizde toplanan vergilerin % 90’ ını tüketiciler, % 10’ unu da sanayiciler, ticaret erbabları, aracılar, tefeciler, bankacılar ödüyor.
Türk çiftçisini, çiğ sütçüsünü, buğday, tahıl, hayvan üreticisi tüketici vergileriyle destekleniyor, tüketicilerden toplanan vergiler ile hayvancılığa, tarıma destek verilebiliniyor. O destekler de tekrar süt sanayicilerine gidiyor. Desteklemelerin şekli ve şimali yanlıştır.
Üretenin değil, ithalatçının, üretenin değil, tefecinin sözü siyaset pazarında geçiyor.
Üretici siyaseti finanse edemiyor, SİAD’ lar finanse ettiğinden dolayı mıdır ki hayvancılığımıza SİAD’ lar yön veriyor?
Üretici kimsesiz ve sahipsiz.
Ey tüketiciler et ithalatı ile ağzınıza bayram şekeri veriliyor, hayvancılık bir ‘’oy ‘’ uğruna öldürülüyor.
Et pahalı değil, çiğ süt pahalı değil, ucuz olan sizin emeğiniz. Az olan sizin ‘’ Asgari ücret ’’ iniz.
Bayram Şekeri sizin karnınızı doyurmaz , sizin karnınızı doyuracak olan ‘’Adil Bir Asgari Ücrettir ’’
Geçen yıl köfte yapıp yediğiniz kıyma 10 Lira iken şimdi ithalata rağmen 18 Liradır. Bunun sorumlusu hayvan yetiştiren besiciler ve spekülatörlükle suçlananlar değildir. Nitekim spekülatörler oldukları iddia edilen büyük ahır sahiplerine canlı hayvan ithalat yetkisi gümrük vergileri indirilerek verildi! Niçin ? Et fiyatlarını çabuk ve hızlı bir şeklide özel ve güzel sektörün indirebilmesi ve referanduma ucuz et fiyatları ile girebilmek için.
Buğday unundan ekmek yapımında ‘’ Tam Buğday Unu’’ na geçilmelidir. Buğdayın en kıymetli yeri kepeğini hayvan yemi yapma sevdasından vaz geçilerek buğday ununda TİP I, TİP2, TİP3 ezberleri artık bozulmalıdır.
En sağlıklı ve besleyici ekmek ‘’ beyaz ekmek’’ değil ‘’ Tam Buğday Unu ’’ ndan yapılacak ekmeklerdir.
Tüketiciler; Gerçek Besin Değerinde Ekmeğinizi sizi yönetenlerden isteyiniz.
Yılda kişi başına 100 kğ’ ı geçen miktarda buğday tüketmektesiniz. Ayçiçek yağını kaç gram tüketmektesiniz?
Buğdaya dört kuruş, ayçiçeğine 20 kuruş destekleme var! Bu mantıksız. Ayçiçeğinde sadece ikinci ürün desteklenmelidir. Ülkemizde buğday üretimini artırmanın yolu birinci ürün olarak ekilen buğday daha çok desteklenmelidr. Bu mantıksızlığa derhal son verilmelidir.
İç piyasada buğday fiyatları 65 kuruşa dayandı. Bu 415 USD demektir. Biz bu rakamı şimdiye kadar üretici olarak görmedik. Ekim ayında şunu lütfen not ediniz: Buğday 70 kuruştan aşağı olmayacak. Ekmek kaç lira olacak? Referandum geride kalacak ve önümüz de ise genel seçim yakın. TMO’ nun 2 milyon tonluk stoku ekmek fiyatlarını durduramayacak! Çare?
Buğday fiyatlarını hangi akıllı tarım politikası durduracak? Yine ithalat ile mi?
Buğdaydaki yükseliş; Üreten ülke yönetimlerinin tüketen ülkeleri ithalata bağımlı hale getirme, kendi çiftçisini diğer ülkelerin tüketicilerine beslettirme politakalarıdır. Kendilerince doğru politikalardır, ama bizim ülkemizin yöneticilerince uygulanan ithal et, buğday politikaları yanlıştır.
http://groups.google.com.tr/group/cigsutureticileri
Globalizm , dedikleri bu olsa gerek . Sen üretmeyeceksin, global sermayenin devleri ve onların üreticileri üretecek sen borçlanarak tüketici olacaksın . Ekonomi ilminin bilgileri, ve verileri bu düzenin maniplasyonu için kullanılacak.
Bizler de bu oyunu seyir mi edeceğiz.
Zamanı geçiyor. Daha fazla geçikmeden , Yerli üreticinin , ürettiğini kolayca tüketiciye ulaştırabileceği , sistemler oluşturulmalı. Öyle ki, gerekirse yerli tüketicinin ürünlerini tüketiciye ulaştıracak organizasyonlar , tüketici dernekleri veya diğer sivil toplum kuruluşları tarafından gerçekleştirilmeli. Devlet desteklemiyorsa , fiat tespitinde tüketici tarafından desteklenmeli ve bu konu tüketiciye çeşitli kanallar ile anlatılmalı. Globalizm ile, yerli ve yerel birlikteliklerle , akıllı ve azimli mücadele ile baş edilebilir.
Üretmemeyi düşünmek için mevki sahibi olmak lazım; çünkü mevki sahibi olanlar vatandaşın çalışarak yorulmasına neden olmak istemezler.
Yazıda sorulanlara benzer soruları “Ayçiçek yağını kaç gram tüketmektesiniz?” müttefiklerimizin elçilerine sorsak bizim mevki sahiplerinden daha net cevap alırız.