Türk halkı, medyası samimi ve hakaretsiz, hamasetsiz siyasetçi istemiyor.
İkiyüzlü, hırsız, arsız, popülist yandaşçılık yapmazsanız tutunamazsınız.
Siyasal İslamcısı da, sosyal demokratı da Atatürkçü su de dindar muhafazakarıda aynı b.kun soyu..
Çünkü! Toplumun kendisi bu.
Çünkü! Layık olduğunuz gibi yönetilirsiniz.
Tahir Benili’nin dediği gibi,
Aslında Ekrem İmamoğlu’nu bu kayak olayından dolayı eleştirdik ama sanırım kendisi bizlere “insan olmak” dersi verdi. Şahsen ben eleştirimin haksız olduğuna kanaat getirdim ve geri çektim. Şu ülkede kaç siyasetçi onun kadar ailesine değer verdi, siyasi kariyerini riske etme pahasına ailesini tercih etti.
Özü sözü bir insandan kime zarar gelmiş, ben Ekrem Bey in bu tavrını tuttum.
“Kayak konusunda İmamoğlu’na gösterilen tepkilerden, halkımızın insan siyasetçi istemediğini anlıyoruz.
Siyasetçi ya Tanrı olacak ya da Şeytan…”
“Şahsen ben hayatında CHP ye oy vermemiş biri olarak İmamoğlu’nu bu yönü ile sonuna kadar savunurum. Yarın bir gün depremde canla başla can kurtarmaya çalışan onlarca askeri, akutcusu, polisi, vatandaşı dura dura sadece Arap seviciligini ve dibe vuran hüsrana uğrayan Suriye poĺitikasını kurtarmak için birini kurtarırken elleri parçalandı diye sonradan yalan olduğu ortaya çıkan Afkanlıyı, Suriyeli diye övenler gibi benzeri bir trübün şov yaparsa da yerden yere vururum.”
Hak dışında Taraf olmak bir hastalıktır.
Hep diyorum ki bu ülke de tarafsız insan olmak zor zenaat.
Şu da bir gerçektir ki, askeri vesayetin zulmünü mumla arar olduk…
Hiç olmazsa onlar hırsızlığı arsızlığı kanıksayan siyasi ve sosyal hayat biçimi haline gelmesini sağlayan bir seçmen kitlesine sahip degildi.
Mesela hiç kimse Elazığ’a gitmeyen İzmir ve Ankara, belediye başkanlarını eleştirmedi ama Elazığ da insani eylemini bitirip Erzurum’da ailevi eylemini yapan İmamoğlu’nu yerden yere vurdular.
Mesela hiç kimse Elazığ ve Malatya belediye başkanlarının depremde ne yaptığını nerede olduğunu sormadı.
#Bir toplum kendini düzeltmezse Allah düzeltmez#