Kim yalan söylüyor? Gözlerinin gördüklerine mi inanırsın? Yaşadığın gerçeklere mi?
2800 TL emekli maaşı alan arkadaşımın eşiyle birlikte maaş toplamı 5800 TL. Kirada oturuyorlar. Hiç bir zaman para biriktirme imkânları olamadığı için ev satın alamadılar. Bu vakitten sonra Bir milyonlardan ağzını açan ev sahiplerine bakacak olursak zaten almak da imkânsız. Aylık kira bedeli 1100 TL olduğunu söyledi. Ev sahibi aramış her şeyin fiyatı arttı ben de geçinemiyorum 1700 TL istiyorum diyerek kirayı arttırmış. Şimdi canlı canlı gerçek emekli çiftin nasıl geçinmeye çalıştığını aktarmak istiyorum.
1700 TL KİRA + 1000 TL ŞU AN İÇİN TOPLAM ELEKTİRİK, SU, TELEFON BEDELİ + 1500 TL ÜNİVERSİTEDE OKUYAN EVLADINA AYLIK PARA GÖNDERİYOR +1000 TL AYLIK EV ALIŞVERİŞİ KISITLI VE EN MİNİMUM OLAN ŞEKLİYLE. Kalan 600 TL ayın ne sonu ne başı gelmez. Kredi kartıyla döndürerek asgariyi yatırarak geçinmeye çalışıyorlar. Çocuğunun geçimini idame ettirmek için kadın yemek ve pasta yaparak ekstra gelir etmeye çalışıyor. Adam rahatsız olduğu için ekstra iş bulma imkânı yok. Bunlar emekli. Asgari ücret alan ve tek maaşla ev geçindirmeye çalışanların bundan hiç farkı yok.
Fırsatçılar her dönem rol oynamaya devam ediyorlar. Bir hafta önce bitmiş satılmaya hazır daireyi gezdim.1350.000 TL fiyatı. Bir hafta süre istedim. Emlak müşavirini aradım. Hem daireyi tekrar görmek hem de pazarlık edebilmek için. Kulaklarıma inanamadım pazarlık bir kenarda dursun daire fiyatı 1500.000 TL oldu deyince başımdan kaynar sular döküldü. Ev sahibi artan dövizden sonra evin fiyatını 7 gün içinde arttırmış. Anlamakta zorluk çekiyorum. İnşaat yapmıyorsun. Müteahhit değilsin. Artan dövizin daireye yansıması ne anlama geliyor. Fırsatçılıktan başka bir şey değil. Sıfır araçları saklayıp elimizde yok diyen üçkâğıtçılardan farkları yok.
İsmini vermeyeceğim alışveriş mağazasında iki gün arayla fiyat etiketlerini değiştiriyor. Stantta duran kazak 180 TL di.2 gün sonra aynı kazak 230 TL olarak etiketlenmiş. Millet topyekûn çıldırmış. İthal ürünlerde bu yansımalar çok normal. Ekonomide ki istikrarsızlık hepimizi etkiliyor. Her kaleme zincirleme yansıması var. Bunların ne olduğu belirli. Hepimiz ekonomist olduk. Tarlayı ektiğiniz buğdayın sürülmesi için kullandığınız traktörün mazotu, gübresi, ilacı hepsi ithal olunca bu una ve ekmeğe yansıyor. Ülke olarak dışarıdan alınan ürünlere bağımlı olunca dövizdeki her artış hayat pahalılığı olarak vatandaşı vuruyor. Döviz artışı bir avuç insanı zengin yapabilir. Geniş toplumu yoksullaştırdığını hepimizi görebiliyoruz. Ekonomi politikaları kötü yönetiliyor. Ülkemiz %65 dışa bağımlı. Bu kadar güvensiz bir dönem yaşamadık. Aldığımızı yerine koyabilecek miyiz endişesiyle ticaret yapılabilir mi? Asgari ücretin artıyor olması neyi değiştirecek. Gider kalemleri yükseldi. Gelir dağılımı eşit değil. İşverenlerin vergi yükünü azaltacağınıza daha da çoğaltıyorsunuz. Sonuç olarak işsizlik paralel olarak artacak. Astrologlar bile öngöremez oldular. Yarınların endişesini her gün yaşarken insan olmayı unuttuk. Olanda çok, olmayanda hiç yok. Sahil boyu restoranlar full. Masalarda ekonomi profesörleri konuşup lüks marka araçlarını nasıl değiştireceklerinin derdindeler.
İthalat Cenneti Ülkemde topluma güven verilmeli.Tırlatmaya az kaldı şarkılarıyla sokaklarda sesler çoğalacak……Demedi demeyin…