Bu Hafta ABD Banka Bilançoları Borsalara Yön Verecek…
ABD de yeni bir ekonomik paket gündemde. Son işsizlik verileri kongreden bir paket geçirilmesinin önünü açacağı konuşuluyor, bu sayede ABD de tekrar bir yardım paketi gündeme gelebilir. Sonuçta kredi sorunlarının çözüldüğü söylenemez… Ama asıl piyasa yönü bu hafta Çarşamba dan sonra gelecek olan ABD deki banka bilançoları belirleyecek. Beklenen bilançoların durumuna göre piyasalar yeni bir yön bulmaya çalışabilir. Çarşamba JP Morgan Chase ile başlayacak olan büyük ABD bankaları 3. Çeyrek bilançolarından bazı analistler kötü sürprizler çıkabilir düşüncesi içinde. Bu arada yine analistlerin ABD için işsizlik rakamlarının çift haneli rakamlara ulaşabilme ihtimalinin bulunduğunu vurgulamaları ve enflasyon konusunda karamsar düşünceler ortaya koymaları ABD ekonomisi için ayrıca bir handikap olarak değerlendirilmesi dikkat çekidir. Bunların etkisi ile 3.Ekonomik paketin gerekliliği iyicene ortaya çıkmaktadır. Mali krizde ortaya çıkan büyük ölçekte borcun bankaların gelir kaynaklarının zayıflattığını ve karşılık rakamlarının olumsuz etkilediğini söylemektedirler. Buna göre 2009 3. çeyrek bu konuda belirleyici bir dönem olacak denmektedir. Analistler ABD bankalarının % 60 ının geri ödenmeyen kredilerin artması ve yazılan zararların artması sonucun zarar açıklayacaklarını beklemektedirler. Uluslar arası piyasalar özellikle ABD banka bilançolarını bu hafta çok dikkatli bir şekilde izleyecek tabi Perşembe günü birkaç teknoloji şirketi bilançosu da gelecek olması ayrı bir etki olsa da asıl etki banka bilançolarında hissedilecektir.
IMKB de durum tabi yurtdışı piyasalarının da etkisi altında kalacağı gibi yurtiçinde faiz indirimi ve IMF anlaşması ile ilgili gelişmeler belirleyici olacaktır. 17 Ekim’de Meclis’e sunulacak bütçe tasarısı öncesinde IMF’in orta vadeli programı onaylayıp onaylamayacağını ve/veya bu konuda olumlu görüş bildirip bildirmeyeceğine dair durumun belli olabileceğine ilişkin çeşitli çevrelerce tahminler yapılmakta. Eğer IMF teknik heyeti, programı onaylar ve bazı ufak değişiklikler talep ederse, programa ince ayar yapılarak IMF’li program hayata geçirileceği, aksi halde hükümetin hazırladığı programla devam edilecektir. Buna göre stand-by olmazsa özelleştirme ve varlık barışı gelirleri ve faiz giderlerinin azalmasından sağlanacak kaynak, IMF kaynağının yerini alacak. TCMB’nın ise bu toplantıda 50 baz puanlık indirim yapması genel beklenti, ancak 25 baz puan bekleyenler de var. Faiz kararında yapılacak indirim ve izlenecek politika IMF ile anlaşılıp anlaşılmayacağının etkisi olabileceğini unutmamakta fayda var. Ama genel piyasa eğilimi yurtdışına bakıyor. Yurtdışındaki hareketler belirleyici olacak.
Buna göre IMKB de 49.000 – 52.000 aralığında bir süre dalgalanabilir. 49.000 seviyesi dikkat edilmesi gerekilen bir yer. BU seviyenin altına inerse endeks bir süre zayıf seyreder be düşüş etkisinde kalabilir. BU açıdan endeks rakamı dikkatlice talip edilmeli. Hep deriz primli hisselerden uzak durun ama bazen de primli hisseler daha çok prim üretmeye namzet oluyor. Seçici olmak gerektiğini artık hepimiz kabul ediyoruz.
Paritede 1,47 üstünde seyreden Euro Dolar güçlenmeye devam edecek gibi duruyor: özellikle Uzak doğulu merkez bankalarının varlıklarını Euro ve YEN cinsinden saklamaya çalışması Dolara talebi azaltıyor. Bunun yanında Petrol fiyatlarının ve ticaretinin de dolar dışında bir para birimine fikslenmesi ihtiyacı bu durumu daha da körüklüyor. Parite bir sürede daha EURO lehine davranış sergileyecek gibi duruyor. Burada FX paritelerinden ziyade değerli metalleri yakından talip etmekte fayda var.
Özellikle gelişmiş ekonomilerde enflasyon tehlikesi para birimlerinin değerini olumsuz yönde etkileme ihtimali ile birlikte değerli metallerde altın ve gümüşte fiyat hareketlerinin daha yukarı doğru olabileceği tahminleri yapılmasına sebep oluyor. Altında 1050 seviyelerindeki işlemlerin yeni yılın ilk aylarına kadar 1200 dolara kadar çıkabileceği konuşuluyor. Altın ve diğer emtia fiyatlarında şişen hisse piyasalarına alternatif olarak yatırımcılar değerlendirebilir. Özellikle ABD ekonomisinde önümüzdeki sene % 3 varan oranlarda büyüme beklentisi aynı zamanda demir- çelik ve ürünlerine talep oluşabileceği konuşulmaya başladı. Bu anlamda uluslararası piyasalarda küresel çelik talebinin artmasını bekliyorum. Çeşitli uluslararası raporlarda Önümüzdeki yılda küresel çelik talebinin % 9-10 civarında artması bekliyor.
Faruk BAKAÇ
farukb@orionfinance.eu