80 milyonluk ülkede sadece yarım milyon hastalığı geçirmiş. Yani sadece on altı kişide bir kişi…
Neydi en baştan beri söylenen, bağışıklığını güçlü tut, maske tak, mesafeye uy, hijyene dikkat et…
Ben sınıfta kaldım. Çünkü geldi yakama yapıştı. Sonra da dalda kalan yaprağı düşürmeye uğraşan güçlü rüzgar misali salladı salladı .. Ama düşüremedi. Ben sımsıkı tutunmuştum.
Yinede gücünden korktuğumu itiraf etmeliyim…
22 Kasım’da başladı hikaye. Yoğun bir sırt ağrısıyla…
Ertesi gün baş ağrısına çevirdi. Bir gün daha baş ağrım devam etti. O esnada tüm kokular ve tüm tadlar gitti. Test için en yakın tıp merkezine gittim. Bir serum, bir toz antibiyotik ,bir ağrı kesici ile çıktım.
O baş ağrısıyla geçen gecelerim belki de ömrümün en yavaş geçen zamanlardı. Gece boyunca sürmüş gibi gelen kabuslar sadece 10 ar dakikalık geçen aralıklardı aslında…
Tıp merkezi 24 saat sonra pozitif olduğumu doğruladı. Böylece covit ile gerçek mücadelem başladı… C vitamininin, demirimi, virüs ilacımı eksiksiz aldım… Ne söyledilerse yaptım. Uslu bir çocuk oldum. Değil odamdan yatağımdan bile zorunlu haller dışında çıkmadım.
Bugün meceramın 9. günü.
Kendimi çok iyi hissediyorum ama koku alma geri gelmedikçe kendimi iyileşmiş saymayacağım…
Şimdi herkesin bildiği şeyleri neden yeniden yazdım…
Önemli olduğunu düşündüğüm bir hatırlatma için…
Hayatım boyunca ilaç kullanmaya sıcak bakmamışımdır. Bu da her seferinde başıma büyük işler açmıştır…
İlk günden adam gibi doktora gidip ilaçlara başlasaydı, bana yapışan ve hiç gitmeyecekmiş gibi duran bu öksürük olmazdı…
Bu kadar uzun süre yatağa bağlanmazdım…
Beni virüsün bu kadar hırpalamasına izin vermezdim…
Her badire bir tecrübe… Bence bu dünya savaşına bir kez daha dikkat etmeli tüm insanlık.Bir tarafta 8 milyar civarındaki en gelişmiş yaşam formu insanoğlu, diğer tarafta sadece sabunla yıkadığında bile yok edebildiğini düşündüğün basit formdaki virüs…
Milyon yıllık varlığımızı tehdit eden,
ne kadar aciz olduğumuzu bir kez daha yüzümüze vuran, aklımızı başımıza getiren,tüm Dünyayı önünde diz çökerten…
Yazınızı son cümlesinde geçen “diz çökerten” ibaresi diz çöktüren olmalıydı. Diz çökertmek diye bir tabir yoktur.