Aşağıdaki bilgileri kesinlikle övünmek için yazmıyorum. Ancak, bazı başkanlar ve politikacılar yararlanır diye düşünüyorum.
a) Çalışma prensibim, “Ben bilmem, bileni bilirim”, “Akıllı adam kendisinden daha akıllı insanlarla çalışır” olmuştur. Daima liyakat sistemine önem verdim. Kişilerin, politik görüşü ve özel yaşamı, inançları beni ilgilendirmedi. İki şart aradım; dürüstlük ve liyakat. Her zaman tekrar ettiğim gibi, “Niyet hayırlı ise sonuç da hayırlı olur.” Ve yüce Rabbim (CC) bana hep güzel insanları lütfetti. Tüm başarı onların oldu, ben sadece inisiyatif verdim ve gerektiğinde önlerini açtım.
b) Her iki dönemde de çalışmalarıma “Tarama Konferanslar” yaparak başladım. İzmir’in önde gelenlerinin geniş bir katılımı ile öncelikli konuları tespit ettik ve uyguladık. Hedef Mavi Körfez/Yeşil İzmir, Akdeniz’in incisi, fuarlar kongreler şehri İzmir oldu.
c) 10 yıl boyunca danışma, gençlik ve engelliler meclisleri; esnaf, muhtarlar, gaziler masaları, estetik kurulu katılımcı bir yönetim tarzı uygulamamıza imkan verdi. Başta, inşaat/makine/elektrik mühendisleri odaları olmak üzere birçok meslek odası ile ve üniversiteler ile işbirliklerimiz oldu. Sosyal konularda (gerçekten çok yürekten çalışan) İzmirli hanımların kurduğu derneklerle omuz omuza çalıştık. Tüm esnaf kesimine her türlü desteği verdik. (Çok sayıda esnaf sitesi yapıldı.)
d) Valilik makamı ile (Başta Sn. Vecdi Gönül olmak üzere) tüm kamu birimleri ile ve askeri kesimle çok iyi ilişkilerimiz, dayanışmalarımız ve işbirliklerimiz oldu. Ekip çalışmalarına ve şeffaflığa önem verdik. Her zaman denetime açık olduk. (Meclis üyelerimiz, yeminli mali müşavirler vb. ekipler devamlı denetim yaptılar) İhalelerimiz hep açık oldu ve medya önünde yapıldı. İstişareye hep önem verdik. Bu arada 11 ile ait yüzlerce belediyenin üye olduğu, “Belediyeler Birliği” olarak çok güzel bir (parti ayrımı gözetmeden) dostluk ve dayanışma ortamı sağladık.
e) Emlak Bankası ve Vakıflar Bankası ile arsa karşılığı anlaşmalar yaptık. Personelimize çok sayıda lojman sağladık. Yine yap/işlet uygulamasıyla İzmir’e, Türkiye’nin en büyük ve güzel otogarlarından birini ve Konak Pier’i kazandırdık. Sebze halini, metro inşaatının yapımcısına bedava yaptırdık. Ayrıca yüzde 23 değişmez hisse payı ile Hilton Oteli’ni yaptırdık. Bu arada tümü kar eden belediye şirketleri, İzmir’e çok değerli katkılarda bulundular. (Hastanemize makineler aldılar. Üst geçitler, parklar vb. yaptılar.)
f) Eğitime her vesile ile destek verdik. Okullara; açık spor tesisleri, spor salonları, lisan ve bilgisayar laboratuvarları, kütüphaneler ve kitap yardımları vb. yaptık. Binlerce öğrenciye burs verdik, aşevinden yemek gönderdik. Engelli okullarına her türlü desteği sağladık. Okul yapımı için çok sayıda belediye arsasını Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışladık. Üniversitelerin alt yapısını tamamladık, spor tesisleri ve salonları yaptık. Fakir öğrencilere yemek ve burs sağladık. 10’dan fazla kreşimiz, 1 ilköğretim okulumuz, binlerce öğrenciye her branşta eğitim veren spor okullarımız; amatör kulüplere ve okullara spor malzemesi yardımlarımız oldu.
g) İzmir’in alt yapı konularını (su, kanal, yol, alt ve üst geçitler, çok sayıda bulvarlar, Tahtalı Barajı’nın son bölümlerini, 32 bin sosyal konutu, Büyük Kanal Projesi’nin en önemli bölümünü, metronun Üçyol-Bornova hattını, ilk şiddet gören kadınlar barınağını, esnafa; otelcilik eğitimi verme imkanı sağlayan Buca Oteli’ni, terör gazileri ve şehit yakınları rehabilitasyon merkezini, çok sayıda kültür merkezini (camiler dahil) ve kütüphaneyi, UMATEM Merkezi’ni, Buca Balık Halini, İzmir deprem master planını, çok sayıda yeşil alanı, tüm ihtiyaçlarımızı karşılayan fidanlıkları, merhum Türkeş’in nezaretinde Türk Dünyası Kurultaylarını, otoparkları, çok geniş bir kesime hitap eden aşevi, huzurevi ve sağlık hizmetlerini; hep çalışkan ve liyakat sahibi belediye ve şirketlerinin personeli başarmıştır. Hiçbir zaman gösteriş için harcama yapılmamıştır. (Mobilya, mefruşat ve makam aracı alınmamıştır.)
4– Hiçbir zaman kimseden hediye kabul etmedik. Protokol gereği almak zorunda kaldığımız, (değerli yüzlerce) hediyeleri, demirbaşa kaydettirdik. Başkanlık katındaki vitrinlerde teşhir ettik. (İnşallah koruma altındadırlar.) Ayrıca çok değerli eserleri de ihtiva eden tabloları da devrettik.
5– Türk Dünyası ile güzel ilişkilerimiz oldu. İzmir’de okuyanlara kendi evladımız gibi sahip çıktık. Sağlık, yemek, ulaşım, burs vb. destekler verdik. (Başta merhum Mehmet Niyazoğlu olmak üzere tüm destekçilere minnettarım.)
6– Terör gazileri ve şehit aileleri ile çok yakın ilişkilerimiz oldu. Elimizden gelen her türlü desteği verdik.
Ve çok şükür; başımız dik, alnımız açık olarak yaşamaktayız. Şehre büyük hizmetler vermiş olan arkadaşlarımızla da devamlı görüşmekteyiz.
İktidara da bu tutumdan vazgeçmesini tavsiye ediyorum. Her şey geçicidir. Gün gelecek, halkın içine dönülecektir. Ve koltuk dostları kaybolacaktır.