Celal öğretmen bilinmeyene yolculuk yapmıyordu. Uzakta bir köyün eğitim ve öğretimi için, özellikle çocukları yarınlara hazırlama adına kamyonetin sırtındaydı.
Sosyal yaşamdan yoksun olan aileler, zor koşullara rağmen, çocuklarını yetiştirmenin sancısını çekiyorlardı. Bu sancıdan kurtulmanın yolu; ailelerin eğitim ve öğretim için, okulun açılmasını beklemeleriydi. Çünkü kendilerinin çocuklarına verecekleri bir şey yoktu.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da okullarının açılmasını dört gözle bekliyorlardı.
Celal öğretmen, öz sıkıntılarını açığa çıkartmadan “Bozkırın Yüzü” köyüne ulaşmıştı. İçinin güzel ve yapıcı duygusallığını dışa vurup köylüyü, içtenlikle kucaklıyordu.
Köyü ve çocukları için doğanın tüm koşullarını fırsata dönüştürmeyi düşünüyordu. Çünkü her türlü koşullara rağmen, yarınlara güvenin eğitim ve öğretimden geçtiğini biliyordu.
Celal öğretmen duygu ve düşüncelerini, insanlarla barışık olmaya yönlendirmişti. Öğretmene göre, köy ve şehir farkı olamazdı. Çünkü fırsat eşitliğini köyde de hissettirecek, böylece çocukların yetişmesine önemli katkıda bulunacaktı.
Muhtarla okul bahçesini ve binasını gezdiler. Bina çamurda yüzer hâldeki bir harabeydi.
Muhtarın anlattıklarını Celal öğretmen sessizce dinliyordu. İçinden “Bu kadar da olamaz,” diyordu. İsteseler bu büyüklükte yıkımı yapamazlardı. Muhtar bu duruma neden düştüklerini açıkladı. Celal öğretmen de dinledi. Muhtar, “İlgiyle dinlediği için,” öğretmene teşekkür etti.
Muhtar “İşte öğretmen, işte insan,” diye ekledi.
Muhtar, “Gözden ve gönülden ırağız. Tayin olan öğretmen, uğradı okulu açmadan gitti. Diğeri hiç uğramadı. Okulun açılması söz konusu olmadı bile. Çocukları da hayvanlarımızın peşinde koşturmak o anda işimize geldi. Gördüğünüz gibi dağın eteğinde çırpınsak da batmaya aday bir köyüz,” Dedi.
Köylüyü düşünen yönetici bugüne kadar göremedik. Yöneticiler oy için dahi yöreye gelmiyor. Fırsatını bulan çocuklarını okutmak için şehre sürünmeye gidiyor.
Celal öğretmen ve muhtar bu bilgilerle ilçeye varırlar. Gerekli mercilerle görüşürler. Kaymakam ve milli eğitim müdürü aşırı ilgi gösterir. Alınacakların listesini müdüre verirler. Müdür, muhtara istediğinizi yerine getireceğim. Öğretmen arkadaşın ilkeli söylemini beğendim. Yarın istekleriniz ustalarla birlikte köye ulaşacaktır, dedi.
Celal öğretmen okulun onarımında ustalara müdahale ediyor ve işi ele aldığı da oluyordu. Bir taraftan da okulun bahçesinin çevresini kara taş duvar ördürmeye başlattı. Duvara önce temel attırdı. Giriş kapısını geniş bıraktırdı. Aynı anda iki araba içeriye girebilecekti. Aynı gün demir kapıyı da ısmarladı.
Muhtar ve köylüler öğretmene şaşıyordu. Öğretmen, aynı anda usta diyorlardı. Okulu baştan aşağı yenilediler. Çatıyı yeniden kurdular. Bahçe duvarını tamamladıktan sonra, bahçeyi tamamen taş döşediler. Bir köşesine voleybol sahası yaptılar ve sahaya kum döktüler. Muhtar köylüyü boş zamanlarında yolları da taş döşemeye çağırdı. Böylece köyde kimsenin ayağına çamur değmeyecekti.
Celal öğretmen, okulun ana giriş kapısını üçlü merdiven kurdu. Merdivenin sağ tarafına ATATÜRK büstü ve köşesi sola ise ikili çeşme yaptırdı. Okul bahçesini dışı ve içini çam fidanlarıyla donattı.
Okula gelen suyu mahallelere de çeşme yaptırarak aldırdı. Bu şekilde köyün mahallelerini suya kavuşturmuş oldu.
Okulun içini şehir okulundaki tablolarla süsledi. Her sınıfa ATATÜRK resmini ve Türk bayrağını astı. Mevsimler tablolarını büyük şehirden getirtti. Sobaları kurdurdu, bodruma odunları yığdırdı. Öğretmen bahçeden sırtına odun taşıyordu. İnsanlar şaşmakla kalmıyor onlar da daha çok çalışıyordu.
Celal öğretmen muhtarla yapılanları görmeniz ve açılışımıza gelmenizi istiyoruz, diye davet ettiler. Bu sayede “Bozkırın Yüzü” köyünün yüzünü güldürmeniz gerekir, diyorlardı. Ayrıca sizlere bir de sürprizimiz var, dediler.
Muhtar her yere uğruyor ve köyümüzün çehresi değişti. Diyerek yapılanları anlatıyordu.
Açılış günü gelmişti. Okulun bahçesi ve yolların döşeli olması, herkesi şaşırtmıştı. Binanın onarımına yapılan yeniliklere inanamadılar. Kaymakam ve milli eğitim müdürü kısa konuşmadan sonra, olayın isimsiz kahramanı “Celal öğretmen” konuşsun, dediler.
Muhtar Celal öğretmenin bir olayını anlatıp sözü ona bırakacağım dedi. Öğrencileri Celal öğretmen karşılıyor ve çamurlu el ve ayaklarını yıkıyor. Bahçeden izledim ve Celal öğretmenimizi hepinizin adına kutluyorum. Bozkırın Yüzü köyümüz, Celal öğretmen sayesinde çok üst eğitim seviyesine çıkacak, diyerek sözü öğretmene bıraktı.
Celal öğretmen, kürsüye çıktığında alkışlar susmadı. Celal öğretmen yapılanları anlattı. Son cümlesi; kalkınma eğitimle gerçekleşir. Cehalet eğitimle yıkılır. Eğitim ve öğretim yuvamız çalışan ve istekli çocuklarımıza çok şey verecektir, dedi.
Köylünün sunduğu ziyafet çok renkli geçti. Kuzular kesildi ve mangallar tüttü.
Hasan TANRIVERDİ