Gayrı hukuki müesses nizamın içinden bazı isimler, geçmişte haklarında çıkan haberler zaman aşımına uğrayınca, halkı göründüğü kadar enayi sanıp bol keseden atmaya devam edebiliyorlar. İnsanoğlu unutur, hatırlatılmazsa…
Son günlerde adı sık anılan Hüsamettin Cindoruk, tecrübeli bir siyaset adamı. Öyle ki ilerlemiş yaşına rağmen kendisini hem sağ hem sol kanatta top koştururken görmek mümkün.
Yaşı 77 olsa da kendini 27 yaşında hisseden ve yaşlandığında hatıralarını yazacağını muhtelif zamanlarda belirten esprili bir siyasetçi aynı zamanda. Konuyu dağıtmadan eklemek isterim ki, zatı şahaneleri 80li yıllarda uygulanan siyasi yasağın kalkmasına karşı çıkan Anaplı eski Devlet Bakanı Güneş Taner’e, mitinglerde üzerinde ‘No No’ yazan turuncu bir tişört giymesi üzerine, Cindoruk; ‘Tır şoförlerinin yanında fazla gezmesin, başına bir hal gelir’ demiştir.
Avukatlığını yaptığı Süleyman Demirel’in has adamlarından olan Hüsamettin Bey’in siyaset dünyasında adının parlaması, Yassı Ada’da Adnan Menderes’in avukatlığını yapmış olduğunun sanılmasıydı.
Senelerce bu unvanla prim yapan Cindoruk, bu haberin aslı olmadığının ortaya çıkması üzerine “ben öyle bir şey dememiştim ki zaten genceciktim” demiştir.
Sağ görüşlü seçmenin gözünde ılımlı ve demokrat bir imaj çizen Cindoruk’un asıl fikri yapısı 28 Şubat sürecinden sonra darbe ve cunta yanlısı konuşmalarıyla ortaya çıkmıştır.
Yıllarca darbe karşıtı sanılan Cindoruk’un, 28 Şubat post modern askeri darbe sonrası gerçekleştirilen uygulamalar neticesinde ’28 Şubat amacına ulaşmıştır’ sözleri herkesi şaşırtmıştır. Üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağını yerinde bir karar olarak gördüğünü ifade etmiş, hatta 27 Nisan
e-darbesinden sonra da hükümeti istifaya çağırarak gerçek yüzünü tam olarak göstermiştir.
Sağ gösterip sol vuran Cindoruk’un asıl maskesini düşüren ise Adnan Menderes’in oğlu Aydın Menderes olmuştur. Aydın Menderes, Cindoruk’un Adnan Menderes’in avukatı olarak lanse edildiği yıllarda sessiz kaldığını, bunu tekzip edecek hiçbir açıklama yapmadığı gibi bundan istifade ettiğini ve pişkince bir memnuniyet duyduğunu açıklamıştır. 28 Şubat sürecinden itibaren Menderes’in avukatı olmasının hürmetine sessiz kalan Demokrat Parti yandaşları bu gerçeğin ortaya çıkmasından sonra iyice affalayıp neler olup bittiğini anlamaya çalışmaktadırlar.
(kaynak: megahaber)
Bu gerçeğin söylenmesi için neden 50 sene beklenmiştir? Yoksa bu zamana kadar Cindoruk’la bir menfaat ilişkisi mi söz konusuydu? Şimdi o ilişki bozuldu da bu yüzden mi birileri sessizliğini bozdu bunu bilemiyorum.
Bunun yanı sıra, senelerce Kürt düşmanlığı yapan partisinin has adamı olan Cindoruk, ‘kürdistan meselesi’ demeye de başlamıştır.
Öte yandan genel başkanı olduğu partinin, iktidar olduğu dönemde yapılan darbeye destek veren Cindoruk partisinin kuruluşunun 60. yılı münasebetiyle kıratın ruhunu şad etmek niyetiyle;
”O özgürlükçü ve kalkınmacı geleneğin partisinden, bugün de milletimizin beklentisi aynı. Bu nedenle halkımız, bugün bir kez daha Demokrat Parti çatısı altında buluşuyor. 60 yıl önce ve daha sonraki dönemlerde de hep olduğu gibi, Kırat yine yollarda, çünkü millet yine Kırat’ı çağırıyor. Demokrat Parti var, Kırat var, güven Türkiye…
Bu vesile ile Demokrat Parti’yi 60 yıl önce iktidara taşıyan 3.Cumhurbaşkanımız merhum Celal Bayar ve demokrasi şehidimiz Başbakan Adnan Menderes başta olmak üzere, ülkemiz insanını hem birinci sınıf vatandaş yapan, hem de Türkiye kalkınmasını başlatan Demokrat Parti’nin unutulmaz 1946-1960 yönetim kadrosunu saygıyla selamlıyor, ebediyete intikal etmiş değerli büyüklerimize Allah’tan rahmet dilerken, hayatta bulunanlara da sağlıklar ve mutluluklar temenni ediyorum.”
(kaynak: haber7)
Sözlerini sarf etmiştir.
Son yıllarda Süleyman Demirel’in üstadı azam olduğunun deşifre olmasıyla Demirel’in mason örgütlenmesindeki yeri ve konumu da ortaya çıkmıştır. Yüksek ihtimalle Demirel’in sözcüsü olan Cindoruk da bu örgütlenmelerde belli bir pozisyon sahibidir. Zira kamuoyu karşısında düşman görünen birçok loca üyesi teşkilatları içinde birbirlerine sonsuz sadakat gösterip gizliden birbirlerini kayırırlar.
Yıllarca darbe karşıtı demokrat rolünü oynayan Cindoruk’un asıl yüzünün ortaya çıkmasıyla aslında tam bir solcu olduğu da kanıtlanmış olmuştur böylelikle.
“Türkiye’de ihtilal yapma tekeli genelkurmayın elindedir” diyebilen sözde demokrasi sevdalısı Cindoruk, emanetçisi olduğu Üstadı Demirel gibi bu milleti kandıranlardandır.
Öyle ki ne zaman Cumhuriyet mitingi, askeri cunta yahut Genelkurmay ile ilgili bir gündem olsa Hüsamettin Bey ekranlara bilirkişi olarak davet edilir. Bence bunun sebebi de bazı medya organlarının Cindoruk’un özündeki siyasi anlayışın aslen ne olduğunu bilmelerinden kaynaklanır.
Demirel de, sözcüsü Cindoruk da halis muhlis solcudur ama yarım yüzyıldan da fazla bir süredir sağ görüşlü halkı demokrasi yanlısıymışçasına kandırmışlardır. Bana kalırsa solcu bir takım örgütlenmelerin sağcılar arasına görevli olarak soktuğu ve yıldızını parlattığı isimlerdir bunlar. Anlaşılan o ki artık yaş yetmişin baya bir üstü olduğundan, gerçek kimliklerini aşikâr etmekten çekinmemektedirler.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin krize dönüştüren ‘367 oy gerekli’ bahanesine destek verdiği için ‘367 Hüsamettin’ lakabı takılan Hüsamettin Cindoruk, kendisine yönelik ‘darbe destekçisi’, ‘Ergenekoncu’ iddialarını doğrulamıştı. Mehmet Haberal, Tuncay Özkan ve Mustafa Özbek’e Üstadı Demirel ile tam destek veren Cindoruk,
DP’ye genel başkan olması halinde Ergenekon sanıkları ile Rize Bağımsız Milletvekili Mesut Yılmaz’ın da partiye katılacağını itiraf etmişti.
Cindoruk’un 28 Şubat sürecinde Demirel’le birlikte hareket ettiğini teyit eden DP’li Nevzat Ceylan da, DP’nin Gladyo’nun örgütlediği darbelerin hep karşısında olduğunu ancak Cindoruk’un o örgütlenmeleri açıklamalarıyla savunduğunu ifade etmiştir.
( kaynak: haberpan.com)
Yalnız şaşırtıcı olan, CHP’nin tek partili rejiminden çok partili rejime geçişin öncüsü olan Demokrat Parti’nin şimdiki Genel başkanı Cindoruk’un, sanki onca cunta yanlısı sözleri savunan kendisi değilmiş gibi hala Demokrat Parti’nin başında bulunup, kıratı şahlandırmaktan bahsetmesidir. Yahu el insaf!
Zamanında demokrat kelimesine yabancı olan Türk köylüsünün ‘demirkırat’ diye adlandırdığı, seçim sloganı olara şahlanma evrelerinden bahsedilen Demokrat Parti eskiden sağa doğru şahlanırken şimdilerde kendini tımarlayan sağ görünüşlü solcular sebebiyle yönünü sola doğru çevirmiştir. Genel başkanı ile de Ergenekon’un siyasal temsilciliğini yapmakta olan DP deyim yerindeyse ‘darbecisine olan gizli aşkını’ itiraf etmektedir.
‘Menderes’in avukatı’ unvanıyla halkın gözünde dokunulmaz bir yere sahibi olan sözde demokrat Hüsamettin Bey’in Ergenekon savunuculuğu yaparak aslen oduncunun hıkıkçısı olduğunu düşünecek olursak, Menderes’in idam edilmesine de şaşırmamak gerek aslında.
Yalnız Cindoruk bundan sonra dikkat etse de bari Demirkırat’ı şahlandırayım derken tepetaklak yere düşmese…
Cindoruk’un bu gerçeğini bilmiyordum. Teşekkür ederim sn Ulucak.
Ben dahi, Cindoruğu racon adamı ve teamül adamı demokrat olarak bilirdim 1998 yılına kadar. Ne yazık ki bunlar da göstrmelikmiş.
kullanılıp bir kenara atılmış bir sütçü beygirini andıran demirkırata sülo binse ne olur, hüso binse ne olur?
fikrimce halis karataş binse bile bir yarışı kazanamaz hatta tamamlayamaz (%10’u geçemez yani).
Doğrusu Demirel olsun Cindoruk olsun bu halkın değil “kutsal devlet”in temsilcisi oldular. Solcu olduklarına dair tespitinizi de anlamlı buldum.
Baykal da dahil 70 lik siyasetçilerden medet umanları hastaneye sağlam raporu almaya davet ediyorum.
Masonik teşkilat tanınmadıkça ülkenin nasıl yönetildiğini anlamak mümkün değildir fikrindeyim