Boya ustası, iyi günler dedikten sonra, konuşmaya başladı. Sanki onu birileri kovalıyordu. Eli ayağı dolaşıyordu. Gözlerinden sevinçli olduğu belliydi. Neden sevinçli olduğunu söylemedi. Boyacı uzun boylu, saçları beyazlamış ve iyice seyrelmişti. Kahverengi gözlü ve yüz hatların sertti.
Kabaran yerleri kazıyıp tamirat yapacağım. Tavan bozuk, sıva hatasından gelen, dökülmeleri alçıyla düzelteceğim. Alçı kuruduktan sonra da zımparalayacağım. Boyayı beraber alalım, ne kadar tutar görürsün.
Duvar düzgün olduğu için dört günde boyarım. Maliyetini böylece çıkarırız. Boya alalım ne kadar tutarsa öderim.
Boyanın kalitelisini alalım, rengi uzun yıllar değişmez. Kabarmaz ona göre de fiyat biçeriz. Ev sahibi bir miktar parayı ustaya verdi. Peşinden gitti. Ustaya göre duvarların boyanması yenilenmesidir. Boyanmazsa duvarın ömrü azalır.
Otuz yıldır boyacılık yapıyorum, bu kadar fiyatlı piyasa görmedim. Dolar aldı başını gidiyor. Dolara göre fiyat veriyorlar. Doları yakalamak mümkün değil. İyi ki, evi zamanında aldık. Bugün alamazdık ayrıca kiracı olsak da kirayı ödememiz çok zordu.
Kira ödemeyi bırak boğazımızı bakamıyoruz. Çocuk okuyor, ona para yetiştiremiyorum. Dün pazardan poşeti doldurdum, aldığım da sebze ve meyve, yüz elli lira harcadım. Buna can dayanır mı? Yazık günah bu insanlar nasıl geçiniyor.
Sebze ve meyvenin yanında et yağ ve un ve türünü hesap edersen, evin yolunu şaşıracağız. Ne yapalım, saraylardan, uçaklardan, gemiciklerden ve Katardan bizler görülmüyoruz ki. Soygundan, çalmaktan ve ranttan bizler görülmüyoruz ki. Kanalın yeri belli olmadan, katarın karısı on yıl önceden yüz kırk dönüm araziyi kapatıyor. Ne ileri görüşlü, herhâlde müneccim. Bilmiş ve de almış, helâl olsun.
Türk Milletini kabul etmeyenlerin, Katar aşkının nerden geldiği ortaya çıkacaktır.
Ev sahibi ustasıyla mağazaya vardılar. Usta nelerin gerekli olduğunu sıraladı. Ortalama kaba bir hesap ile bin iki yüz elli lira tutu. Usta çok dedi. Ev sahibi ne yapalım boyatacağız. Daha ucuzu olmayacağına göre alacağız dedi.
Ev sahibi alınan boyaları mağaza sahibi eve gönderirim dedi. Ustaya duvarları sildirsem aynı sonucu alırdım. Usta öyle şey olur mu? Boyamak duvarları gençleştirir dedi.
Evden kiracının çıktığı belli dedi. Hiç güzel kullanmamış. Her taraf dökülüyor.
Usta, duvarları temizleyip tamirata başladı. Duvarlarda çok kabarma vardı. İki kat daha fazla alçı kullandı. “Ev harap olmuş” Dedi.
İki gün tamirat ve temizleme ile uğraştı. Bir türlü boyaya geçemiyordu. Ev de ülke ekonomisi gibi battı, dedi. Yapılacak olan alçı ve boyaya kuvvet dedi.
Ev sahibi, bu kadar zorluklara rağmen, “İlk geldiğin gün neden sevinçliydin?” Diye ustaya sordu. Usta baktı ve şubattan beri ilk defa telefonum çaldı. Dairesini boyatmak isteyen biri çıktı. Aylardır yatıyoruz. Çocuğun okuması, geçimimiz ve sağlığımız bittik tükendik.
İş için telefon çalınca sevindim.
Usta iki kat boyasını yaptı ve kurumaya bıraktı. Kapı kollarını, prizleri düzenledi ve yeniden boya yaparak, duvarları bitirdi.
Kapı ve pencere kenarlarını da yaptı ve o gün ayrıldı.
Ev sahibi “Evi yaşanacak hâle getirdin, peki ya ülkenin hâli ne olacak,” Dedi. Gülerek ayrıldılar.