Uzun süreli verileri olan bir araştırmaya göre “boşanmalar bulaşıcı”.
1948 senesinden bu yana devam etmekte olan Framingham Kalp Çalışması verilerden faydalanılarak gerçekleştirilen araştırma, yakın arkadaşları boşananların boşanma risklerinin yüzde 75 arttığını ortaya koydu.
Yakında “Social Forces” isimli dergide yayınlanacak olan araştırmaya göre, boşananlar arkadaş değil de “yakın akraba” iseler risk artışı yüzde 33’ de kalıyor.
Araştırma, Boston’ a 20 mil mesafedeki bugünkü nüfusu 67 bine ulaşan Framingham kasabasında oturan 30-62 yaşlar arasındaki 5.209 kadın ve erkekle konuşularak yapıldı.
Her 2-3 senede bir bunlarla tekrar görüşüldü, sağlık durumları hakkında bilgi edinildi, teferruatlı muayene ve laboratuar testleri yapıldı.
1971’ de araştırmaya, ilk katılanların çocuk ve eşlerinden oluşan 5.214 kişi daha eklendi ve bunlar da her 4 senede bir yeniden incelendi.
1971-2001 seneleri arasını kapsayan çalışmadan çıkan diğer sonuçlar da şöyle:
BİR: Boşananların çoğu – özellikle de boşandıktan sonra hemen yeniden evlenenler- yeni evliliklerini daha önce boşanmış biriyle yapıyor.
İKİ: Başkalarıyla kıyaslandığında, son çalışma döneminden bu yana yeniden evlenenlerin dul birini tercih etme ihtimali 4 misli fazla.
ÜÇ: Yeni boşananlar, kısmen önceki eşlerinin sosyal ağlarındaki arkadaşlarını kaybetmelerine bağlı olarak popülarite kaybına uğruyor ve ayrıca bunlar evli arkadaşları tarafından evlilikleri için “sosyal bir tehdit” olarak da görülüyor.
DÖRT: Sosyal ağlarda çok sayıda arkadaşa sahip olan daha popüler kişiler, daha az arkadaşları olanlara göre daha az boşanıyor.
BEŞ: Risk artışı için arkadaşlığın “yakınlık derecesi” daha önemli, arkadaşların birbirlerinden uzak oturmaları sonucu fazlaca etkilemiyor.
ALTI: Boşanma, boşanan çiftlerin onları tanımayan arkadaşlarının arkadaşlarını bile etkileyebiliyor.
YEDİ: Araştırmanın sevindirici tarafı ise, çocukları olan ailelerin bu durumdan çok fazla etkilenmemesi ve hatta çocuk sayısı arttıkça risk daha da azalması.
Sosyal bulaşma nedir?
Sosyologlar, enformasyon, tutum ve davranışların arkadaşlar, aileler ve diğer sosyal ilişkilerle yayılmasını “sosyal bulaşma” olarak adlandırıyor.
Daha önce de kardeşi çocuk sahibi olan birinin çocuk sahibi olma arzusunun arttığı, ilkokullarda obezitenin de bu şekilde yayıldığı belirlenmişti.
Gelelim neticeye
Sosyal hayatın kişisel hayatı etkilemesi elbette kaçınılmaz bir şey.
“Üzüm üzüme baka baka kararır” sözünün boşuna söylenmemiş olduğu ortada.
Yakın bir arkadaşın boşanması, boşanmaya cesaret edemeyen bazı kişilere cesaret veriyor olabilir ama insanları boşanmaya götüren esas sebebin “olumsuz çevre şartları” olduğunu düşünüyorum.
Mutlu bir evliliği olan bir kimsenin “arkadaşım boşanmış ben de boşanayım” diye boşanmaya heves edebileceğini sanmıyorum.
Boşanma-korkusu dolayısıyla boşanan arkadaşlarla ilişkinin kesilmesinin doğru olup olmadığını ve bunun başkalarının boşanmalarına etki edip etmeyeceğini de merak ediyorum; var mı bunun da araştırması acaba?
KAYNAK
http://www.pewresearch.org/fact-tank/2013/10/21/is-divorce-contagious/