Subaylar rahatsız!
Ordu göreve!
Gider ama nasıl gider?
İp hazır!.. gibi sözler CHP’lilerin 27 Mayıs öncesi ağızlarından düşürmedikleri darbe laflarıydı.
Ve;
“Şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır” diyordu CHP Genel Başkanı İsmet İnönü TBMM kürsüsünde.
27 Mayıs’a haftalar kala çevresine ve üniversite gençlerine “Diktatör Menderes!” dedirten İsmet Paşa, sonunda arzuladığı darbe sayesinde çok istediği başbakanlık koltuğuna oturmuştu.
Darbe için CIA’nın başrol oynadığı, CHP’nin arazi görevlisi olarak görevlendirildiği 27 Mayıs öncesi dönemde CHP ve İnönü çok zor durumdaydı. Halkın güvenini kaybetmiş, yabancılarla kirli ilişkileri ortaya çıkmış bir İnönü için siyasette başarı artık hayaldi.
Darbe öncesi İnönü ve CHP, CIA’nın yardımlarıyla devletin resmî belgelerini gizlemek suretiyle vatandaşın gerçekleri öğrenmelerine mâni oluyordu. Dönemin MİT’i olan MAH’ın olağanüstü çabasıyla İsmet İnönü’nün mason olduğu gizlenmişti. Menderes ve Demokrat Parti’nin, meydanlarda İnönü’nün mason olduğunu söylemeleri halinde CHP’nin daha fazla güç kaybedeceği endişesiyle MAH, bu gerçeği gizlemeleri için ilgili bütün birimlere baskı uyguluyordu.
Merhum Alparslan Türkeş’in yıllar sonra itiraf ettiği hakikatlere bakınca CHP-CIA-Kasım Gülek-MBK arasındaki ilişkinin çok sıkı olduğunu görüyoruz. Başka kaynakları taradığımızda bu ilişkileri sağlayan kişinin de CHP’li (ve aynı zamanda Fetullah Gülen’in yakın dostu hatta akıl babası) Kasım Gülek olduğunu görüyoruz.
Kasım Gülek CHP-CIA ve bilahare kurulan CHP-MBK-CIA arasında mekik dokuyarak 27 Mayıs öncesi ve sonrasında etkili oldu.
Nasıl olduğunu ve CIA’nın etkisini öğrenmek istiyorsanız sonraki satırları dikkatlice okumanızı tavsiye ederim.
Alparslan Türkeş 27 Mayıs darbesini takip eden günlerde Emniyet Genel Müdürlüğüne gider. Çay ocağından, sekreterliklere, özel kalemlerden sair ünitelere kadar hepsinin kapılarında o birimin adı yazılıyordu. Lakin bir birimin kapısında, duvarında bir yazı görmeyen Alparslan Türkeş sorar;
“Burası hangi birime ait?”
Aldığı cevap merhum Türkeş’i çileden çıkarmaya yetiyor, çünkü cevap aşağılayıcıdır;
Burası CIA Bürosu, Genel Müdürlüğümüze gelen evraklar önce buraya gelir, Amerikalılar evrakları inceler, uygun gördükleri evrakları yine uygun gördükleri birimlere gönderirler, diyen emniyetçilere bağıran A. Türkeş:
Derhal burayı boşaltın ve bu odayı da kapatın, der.
Sonra öğreniyoruz ki darbeden sonra CIA bu kez Kasım Gülek üzerinden askerlerle, emniyetle irtibatını sağlamaya devam ediyor.
Merhum Türkeş darbe gecesi TRT’de darbe bildirisini okuyan subaydı. Kendisini TRT’ye götüren kişinin aynı zamanda o bildiriyi yazan CIA ajanı, kontrgerilla uzmanı Fred Haynes olduğunu yine Alparslan Türkeş’ten öğreniyoruz. Tabi, bu şahısla irtibatlı olan yine CHP’li Kasım Gülek idi.
Bakınız İnönü ne kadar işin içinde imiş görün:
Milli Birlik Komitesi’ndeki subaylar İnönü’ye, “Paşam şu Yassıada mahkemeleri bitmedi daha, kararlar açıklanacak. İdam kararlarının onaylanıp onaylanmamasını da Temsilciler Meclisi’ne devredelim, siz orada hakimsiniz. Ona göre istemiyorsanız onaylamazsınız, isterseniz onaylarsınız” diyorlar.
Peki, kendisinin inisiyatifine bırakılan bu karar ile ilgili hem de darbeye tamı tamına 39 gün kala Menderes’e, “Bu yolda devam ederseniz, sizi ben de kurtaramam…” diyen İnönü, acaba Menderes ve arkadaşlarının idamını engelleyebilme imkanına kavuşunca ne yapacak ne diyecekti?
MBK’den İnönü’ye gelen, “İsterseniz idamları onaylamayabilirsiniz” teklifine İsmet İnönü:
“Başladığınız işi bitirin” diyerek arkadaşları ile birlikte Menderes’in idam edilmesini istemiştir.
Yani, “Ben bile sizi kurtaramam” diyen İnönü burada, bana da kalsa idamdan kurtulamazsınız, demiş oldu. Garipsemiyoruz, bugün, o gün, yarın… CHP daima darbeden yana.
27 Mayıs darbesini çağıran CHP,
27 Mayıs’ı yaptıran CIA-CHP,
27 Mayıs’ı alkışlayan CHP,
27 Mayıs darbecilerinin kararlarını onaylayan CHP,
Başbakan Adnan Menderes ve 2 bakanın idam edilmesini isteyen CHP,
1960’tan günümüze kadar 27 Mayıs katillerine tek laf etmeyen CHP,
27 Mayıs’ı Bayram olarak kutlayan CHP,
İsterseniz Menderes idam olmaz, diyen darbecilere, “Başladığınız işi bitirin” diyen CHP…
Bu CHP bugün ne yapıyor?
Saray rejimi yıkılacak, ama seçimle ama başka bir yolla!!!
Hangi yol?
Seçim ile değilse geriye CHP’nin desteklediği bir tek yol kalıyor:
Darbe!
İşte,
CHP bu!..
MİLAT